"suçumu" - Translation from Turkish to Arabic

• بالذنب
• بذنبي
• ذنبي
• مُذنبَة
• بجريمتي

"Suçumu ve beni ezen kaderimi bildiğinizde sırf bunun için değil de, daha büyük bir suçlulukla öleceğim".
عندما تعرفت بشأن جريمتي . . والمصير الذي يرهقني سأموت محملا بالذنب

Biliyorum ve 3. derece çocuk ihmalkarlığından Suçumu kabul ediyorum.
وأنا أعترف بالذنب بإهمالي طفلاً من الدرجة الثالثة

Eğer üniversite kaynaklarını samanlıkta atom aramak gibi beyhude işlere kullanmamak suçsa Suçumu kabul ediyorum.
إذا كانت تلك جريمة, أنّ مصادر الجامعة لم تُبذر, تلاحق إوز قسم الذريات البريّ عندها أعترف بالذنب

Eğer Suçumu itiraf etmiş olsaydım benim yanımda olacaktı ve bugüne kadar beni reddetmiş olan bedenine sahip olacaktım.
بما أنني اعترفت بذنبي ستقف بجانبي وقد فزت بجسدها

Ben Suçumu kabul ettim ve yedi ay ev hapsine mahkum edildim.
أما أنا فأقررتُ بذنبي وحُكم عليَّ بالسجن المنزلي لمدة 7 أشهر

Haset ölümcül bir günahtır. Suçunu itiraf ediyor musun? Suçumu kabul ediyorum ve günahlarımdan tövbe ediyorum
هل تعترف انك أخطأت ؟ أعترف اني أخطأت, و أريد التكفير عن ذنبي

Neden kendi Suçumu ispatlamak için kayıtları Nox'a vermek isteyeyim?
لمَ قدْ أُعطي التسجيل المصور ل(نوكس) وهو يثبت ذنبي ؟

Suçumu kabul ediyorum.
مُذنبَة بحسب التُهم الموجهة لي.

Buda beni gerçek Suçumu itiraf edeceğim... ..noktaya getiriyor.
وهذا يقودني إلى الاعتراف بجريمتي الحقيقية

Yemeğinize dokunmayacağımı söyledim. Bu Suçumu kabul etmek olur.
أخبرتك أن لن ألمس الطعام سيكون هذا كاعتراف بالذنب

Eğer halkımın canını bağışlarsan Suçumu, onun yüzüne karşı itiraf ederim.
.. إن أنقذت جماعتي سوف أعترف بالذنب أمامه

Bu bilgiye sahip olsam bile, size söylemem Suçumu kabul ettiğim anlamına gelir.
حتى لو عرفت تلك المعلومات، إخبارك يُمكن أن يُفسّر كإعتراف بالذنب

Evet, Sayın Yargıç. Suçumu kabul ediyorum.
نعم ؛ حضرة القاضي ؛ .أودٌ الإعتراف بالذنب

O hâlde savcıya Suçumu kabul ettiğimi söyle.
إذاً، أخبر المدعي العام. بإنّي أعترفت بالذنب.

İtiraf ediyorum. Suçumu kabul etmek istiyorum, tamam mı?
أنا أعترف ، أود الإقرار بالذنب ، حسناً ؟

Lancelot onurumu, Guenevere Suçumu taşıdı.
لينسولينت حظي بفخري و جوينفير بذنبي

Gerçekte benden Suçumu kabul etmemi ve onlara yardım etmemi istiyorlar.
الذي يريدون حقا... لي لإعتراف بذنبي ويساعدهم.

Yani Suçumu kabul ediyor ve kamu hizmeti cezama razı oluyorum.
"لذا أعترف بذنبي وأقبل عقوبتي في خدمة المجتمع."

Hizmetlerinizi kabul ederek Suçumu örtbas edecek değilim.
لن أضاعف ذنبي بقبول إسعافاتك الخاصة

Biliyor musun, belki de kendi Suçumu Gary'e yüklüyorum.
تعرفى، أعتقد أنا كنت اضع ذنبي الخاص على (غاري)ّ

Callisto Suçumu bana ihanet etmek için kullandı.
كاليستو) استخدمت ذنبي كي تخونني)

Suçumu kabul ediyorum.
مُذنبَة بالتُهَم الموجّهة إليّ.

Sözde Suçumu itiraf ettim ve bunun için cezalandırıldım, oysa senin yanlış bir şey yapmana rağmen bunu itiraf edecek cesaretin yoktu.
لقد أعترفت بجريمتي وعوقبت جرائها، فحين أنك لم تتملكك الجرأة لإعتراف بأنك فعلت شيء خاطيء حتى