| Dünyadaki tüm üzgün suratlar bile işe yaramaz o yüzden bunu kesebilirsin. | Open Subtitles | كُلّ الوجوه الحزينة في العالمِ لا تعْملَ لذا أنت يُمْكِنُ أَنْ تَتوقّفُ. |
| Bu okul kurulalı on yıI oldu, on yıI sonra hâlâ her toplantı sonrası burada bir sıra çocuk var ve hep aynı suratlar. | Open Subtitles | هذه المدرسة مفتوحة من عشرة سنوات, وفي كل سنة يأتي هنا بعد كل أجتماع,طابور من الطلبة, وكلهم نفس الوجوه المعتادة. |
| Şişirip patlatırız, üzerlerine suratlar çizeriz-- çocuklar saatlerce eğlenir. | Open Subtitles | سنقوم بنفخهم، ورسم الوجوه عليهم سيُسلي هذا الأطفال لساعات |
| Çünkü doktorlar eşlerine yeni suratlar yaptırabilsin diye pahalı kanser ilaçlarının parasını benim gibi vergi mükelleflerinin parasıyla karşılıyorlar. | Open Subtitles | لأنّ دافعي الضرائب مثلي يساهمون بقوة في دفع ثمن عقاقير مضادة للسرطان، حتى يتسنّى للأطباء شراء وجوه جديدة لزوجاتهم |
| Ayinde yeni suratlar görmek her zaman güzeldir. | Open Subtitles | دائما ما يكون لطيفا أن أرى وجوه جديدة في القداس |
| Gözlerinde dramatik bir anlamsızlık olan, yorgun, üzgün suratlar. | Open Subtitles | وجوه حزينة متعبة ودرامية مؤثرة جداً عدم اللامبالاة تراها في أعينهم |
| Tebeşir beyazı suratlar, kırmızı noktalar 40 derece ateş! | Open Subtitles | الوجوه الشاحبة بلون الطباشير، الحبوب الحمراء، والحرارة اكثر من 120 درجة. |
| - O haberleri aldığında, Tancred'in avlusunda kırmızı suratlar gördüm. | Open Subtitles | أرى بعض الوجوه الحمراء "فى محطمة "تانكريد حيثُ سمع الأخبار |
| Hayır, kafamdaki bütün suratlar karmakarışık. | Open Subtitles | كلا, كل الوجوه التي في عقلي ليس لها أشكال |
| - Şuradaki suratlar, orada işte. Binanın her yerinde ve özellikle sizin kapınızda bunlardan var. | Open Subtitles | تلك الوجوه ، هناك ، إنها في كل المبنى ، خصوصاً بابك ، لماذا ؟ |
| Hey, ben içerideyken komik suratlar yap. | Open Subtitles | قم بعمل بعض الوجوه المضحكه عندما اكون بالداخل |
| Barbarlar, boyalı suratlar peşime düştü. | Open Subtitles | كنت مُطارد من قبل المتوحشين وراسمي الوجوه. |
| Bilemiyorum. Tüm suratlar birbirine karışmaya başladı. | Open Subtitles | لا أعلم, كل الوجوه بدأت تختلط ببعضها. |
| Dün onunkini korkunç suratlar yapmak için kullandık. | Open Subtitles | إستهلكنا ليلة أمس كل ما عندهم بعمل وجوه مخيفة به. |
| Dün onunkini korkunç suratlar yapmak için kullandık. | Open Subtitles | إستهلكنا ليلة أمس كل ما عندهم بعمل وجوه مخيفة به. |
| Bu herifleri duymuştum. Aralarına girip kollarını sallayarak komik suratlar yapsan bile, öylece bekleyip bakarlar. | Open Subtitles | سمعت عنهم ، يمكنك تحريك ذراعيك وعمل وجوه مضحكة ، وسيتحملونك |
| Ayrıca vajina suratlar.. | Open Subtitles | ولكن ما الذى صنعتيه أنت؟ وجوه على شكل مهابل |
| vajina suratlar..aklın nerdeydi ya ? | Open Subtitles | وجوه على شكل مهابل ما الذى كنت تفكرين فيه؟ |
| Hadi ama, kaybetmiş bile olsak, asık suratlar görmek istemiyorum. | Open Subtitles | كفاكم يا رفاق، رغم انتهاء الأمر، لا أريد رؤية أيّة وجوه عابسة. |
| Hevesli suratlar, bazı şüpheli maskeli kıyafetler kapıdan kapıya şeker ya da şaka arayışları. | Open Subtitles | وجوه تواقة ، بعض يرتدون ملابستمويه من الباب إلى الباب بحثا عن خدعة أو علاج. |
| ...cinayet, küfürler, beyinler, bodrum katları, kemikler, testereler, akciğerler, şapka olarak takılan suratlar. | Open Subtitles | وقتل وسيوف وأدمغة وقبو مظلم .. وعظام ومناشير ورأتيّن ، ووجوه يرتدوها مثل القبعات |
| Dinleyin asık suratlar, size söyleyeceklerim var | Open Subtitles | اسمعوا يا مدمري الحفل لما سأقول |