- Kimyon veya Susam tanesi. | Open Subtitles | ولكن علق شيء بين أسنانه؟ بزرة كراويه أو سمسم |
Susam şurubu istiyor. | Open Subtitles | ماذا يريد؟ لا يستطيع تذوق أي شئ لذا فإنه يريد شوربة سمسم |
Yani Susam Sokağı'nda Kont'un birini öldürüp yaşamak için kanlarını emdiği bir bölüm olup olmadığını mı soruyorsun? | Open Subtitles | هل تقصد أنهم فعلوا ذلك في افتح يا سمسم حيث أن العداد يقتل شخص ما و من ثم يمتص دمه من اجل التغذية؟ |
Aslında onlara miso ve Susam dökülerek çeşitlendirilir, bu nedenle bizim sürüm kadar tatlı değil. | TED | هي بنكهة عجينة الميسو و السمسم ، حتى انهم ليسو بالطعم الحلو لنسختنا. |
Çok garip ama benim de o gün canım Susam şurubu istemişti. | Open Subtitles | اتعجب لقد كنت أشتاق لبعض شوربة السمسم في ذلك اليوم |
- Açıl Susam açıl. - Evet, aynen öyle. | Open Subtitles | ـ أفتح ياسمسم ـ نعم، مثل ذلك |
TV kuklaları, 400 puan. Bu iki kukla, Susam Sokağı'nda oda arkadaşıdır. | Open Subtitles | هذان الدميتان زميلا سكن في برنامج شارع سمسم |
Yedinci uzatmalara girerken, pistteki Susam sokağı oyuncuları sabırsızlıkla gösterilerine başlamak için bekliyor. | Open Subtitles | ونحن الان في الوقت بدل الضائع وها هم أبطال عالم سمسم ينتظرون النتيجة بفارغ الصبر حتى يقومون بتأدية رقصة الفوز |
Ama biz Susam Sokağı'nda yaşamıyoruz... | Open Subtitles | انا اسمع الكثير عن قيمة المساومة لكننا لا نعيش في شارع سمسم |
Çelik Adam dizlerinin üzerine çöküyor çünkü tek istediği anaokuluna gitmek ve Susam Sokağı'nı izlemek olduğu için. | Open Subtitles | هُزم الرجل الفولاذي لأنه ذهب للروضة وشاهد عالم سمسم |
TV'de "Susam Sokağı" onları oyalayacaktı, bir kâse elma püresi, bir şişe süt ve her şey tamamdı. | TED | اعرض لهم "عالم سمسم" على التلفاز، ابقيهم مشغولين، ضع لهم صوص تفاح في وعاء، وحليب في زجاجة، وسيكونوا بخير. |
Burada diyor ki dün gece Susam Sokağı'nda bir kukla ölmüş. | Open Subtitles | يقولوا هنا بأن "المابت شو" وجد مضروباً فى "شارعِ سمسم" ليلة أمس. |
Emin misin? Susam Sokağı'nın sana yaptıklarından sonra. | Open Subtitles | متأكدة بعدما فعله بك شارع سمسم |
Susam tohumlu cila, çelik kuşaklı turşu ızgara derili iç mekan ve kaputun içinde.. | Open Subtitles | التقفيل النهائى بحبات السمسم اطارات من المخلل الفولاذى مفروشة من الداخل بالجلد المشوى اما المقدمة |
O yüzden havuçla karıştırır, Susam yağında hafifçe sotelersin. | Open Subtitles | بعدها نقوم بمزجه مع الجزر و نقليه بزيت السمسم |
Limon suyuyla nasıl kaynaştığına bak, kavrulmış Susam yağı ve tavuğun çıtırlığıyla mükemmel uyumuna bak.Gerçekten inanılmaz. | Open Subtitles | أنظر كيف مزج عصير الليمون مع زيت السمسم مع قطع الدجاج، إنه مذهل بحق |
Dünyanın Susam tohumlarını sağlayan üç ülkesinden ikisinin yüksek ağustos böceği nüfusuna sahip olması ne komik tesadüf ama, değil mi? | Open Subtitles | مصادفة غريبه أن اثنان من أكثر ثلاث دول منتجة لبذور السمسم لديهم عدد هائل من حشرات الزيز، أليس كذلك؟ |
Ve Susam Sokağı karakterlerini öldürmekle ilgili şakalar yapmamaya çalış. | Open Subtitles | و حاولي ان لا تقولي نكاتا عن شخصيات شارع السمسم القاتلة بقدر استطاعتك |
- Açıl Susam açıl. - Kesinlikle. | Open Subtitles | ـ أفتح ياسمسم ـ نعم، مثل ذلك |
Açıl Susam, açıl Susam | Open Subtitles | أفتح ياسمسم أفتح ياسمسم |
Şimdi açıl Susam | Open Subtitles | أفتح ياسمسم الأن |