| Bu, üstün teknik gerektiren bir tırmanış. Burası Everest değil. | Open Subtitles | يجب أن يكون لديك تكنيك في التسلق هذا ليس إيفرست |
| Bu soloda başarılı olmuştum ve ilk büyük tırmanış olarak kutlamıştım. | TED | لقد نجحت في التسلق الحر. واحتُفل به كحدث تسلق كبير. |
| Bu Yosemite vadisindeki Peyrat zirvesinde Dike Route adında bir tırmanış. | TED | هذا التسلق يسمى بشارع الخندق أو قبة بيرات، عالياً في يوسيمايت هاي كنتري. |
| Dört yıl önce, tırmanış yaparken ayağımı sakatladım ve doktora gittim. | TED | قبل أربع سنوات، أصبت قدمي في حادثة تسلق وذهبت إلى الطبيب. |
| 912 metrelik tırmanış binlerce el ve ayak hareketi demek, hatırlaması oldukça güç. | TED | يمثل تسلق 3000 قدم الآلاف من الحركات المختلفة باليد والقدم، وهذا كثير لأتذكره. |
| Bu ykarıdaki donmuş şelalenin görüntüsü. İlk tırmanış ana üsten 609 m. yüksekliğe yapılıyor. | TED | وهذه صورة ونحن ننظر إلى شلال جليدي وهنا بعد صعود أول 2000 قدم من المخيم الرئيسي |
| İkinizin aletsiz tırmanış için Mariner Valley'ye gittiğinizi anlatırdı. | Open Subtitles | اخبرني كيف ان كلاكما إعتدتم الذهاب سوياً للتسلق في وادي مارينر |
| Bu tırmanışın ilginç tarafı aslında çok da zor bir tırmanış olmamasıdır. | TED | الشئ المثير حول هذا التسلق أنه ليس صعباً بشدة. |
| Bu, yine Kaliforniya'da, Needles'taki bir tırmanış. | TED | هذا التسلق في النيدليس، مجدداً في كاليفورنيا. |
| tırmanış hakkındaki diğer bir şey ise: Çoğu kimse bu işteki herşeyin bir örnek yapıldığını sanır. Ve en aşikar çözümlere başvururlar. | TED | أحد الأشياء في التسلق هي، معظم الناس نوع ما يأخذونه مباشرة. ويتبعون أكثر الحلول وضوحاً. |
| O anda düşündüm ki, tüm tırmanış umduğumuzdan çok daha kötüydü. | Open Subtitles | أعتقدت في هذه المرحلة أن التسلق كله أصبح في جعبتي |
| Serbest tırmanış, paraşütle atlama, motorsikletler. | Open Subtitles | التسلق الحر والتزلج في السماء وركوب الدراجات |
| Ekibin çoğu. Ayrıca çok fazla tırmanış tecrübeleri de yok. | Open Subtitles | وليس لديهم الكثير من الخبرة في التسلق أيضاً |
| Burası 2.400 metreden daha uzun dikey bir tırmanış yolu. Kílian'ın dağa tırmanıp geri dönmesi üç saat bile sürmedi. | TED | هذا تسلق عمودي لأكثر 8,000 قدم، وقد قطع كيليان تلك المسافة صعودًا وهبوطًا في أقل من ثلاث ساعات. |
| Galway'deki ilk seferimde, katedrale serbest tırmanış yaparken bir papaz yere inene kadar peşimden geldi. | Open Subtitles | لقد كانتن مره واحده فى أغسطس عندما أحسست بالخوف من تسلق الكاتدرائيه الكاهن كان يطاردنى أسفل الارض فى البدروم |
| Rafting, ipli dağdan iniş, hatta dağa tırmanış. | Open Subtitles | ركوب الزوارق في المياة السريعة, الهبوط من المنحدرات الجبلية, وحتى تسلق قمم الجبال أيضا |
| Ne yazık ki her tırmanış buzulla başlayıp, buzulla bitiyor. | Open Subtitles | الأخبار السيّئة هي أن كل صعود يبدأ و ينتهي بالمنحدر الجليدي. |
| 35 yıldır tırmanış rehberiyim, ters duvarlarda ve buna benzer yerlerde çalıştım, öğrendiğim en önemli şey ise, bazıları sürekli barfiks çekmeye çalışırlar. | TED | في ال 35 سنة التي كنت مرشداً للتسلق ودرّست في الحوائط الداخلية، وأشياء من هذا القبيل، الشئ الأكثر أهمية الذي تعلمته كان، يحاول الأشخاص دائماً السحب الى أعلى. |
| Uzun ve tehlikeli bir tırmanış. | Open Subtitles | إنه تسلُّق شاهق وخطير. |
| İyi bir tırmanış oldu. Fazla uzakta olmuş olamaz. | Open Subtitles | لقد كان تسلقا جيدا لابد واننا قريبين. |
| Cumartesi biraz ağırlık kaldırdım, dağda bisiklet bindim, pazar tırmanış yaptım. | Open Subtitles | قمت ببعض تدريبات رفع الأثقال يوم السبت، ركوب الدراجات وتسلق الجبال يوم الاحد. |
| Kimse Homer'ın tırmanış hakkında bir şey bilmediğini ve tüm bunların çılgınlık olduğunu söylemedi mi? | Open Subtitles | ألم يخبركم أحد أن (هومر) لا يفقه شيئاً بتسلق الجبال؟ وكل هذا خارج عن المنطق؟ |