"taşımak" - Translation from Turkish to Arabic

    • نقل
        
    • تحمل
        
    • لحمل
        
    • أحمل
        
    • بحمل
        
    • حمله
        
    • أنقل
        
    • نحمل
        
    • حملها
        
    • احمل
        
    • الانتقال
        
    • تحريك
        
    • تحملي
        
    • نقله
        
    • لنقله
        
    Tükenmiş haldeki Amerika eski kruvazörleri 10,000'den fazla deneyimsiz gemiciyi taşımak için elden geçirip onları nakliye gemisi yapmıştı. Open Subtitles البحرية الأمريكية تستخدم سفن الرحلات القديمة التي تم تحويلها لسفن نقل لحمل أكثر من 10 آلاف جندي بحرية مُستجد
    Gelişmiş tıbbî cihazlar kullanıyorlar. Ameliyat odasını taşımak kolay değildir. Open Subtitles يستعملون معدات طبية معقّدة، لن يكون نقل حجرة العمليات سهلاً.
    Bunun gibi bir insansız hava aracı işe yarar yükleri taşımak içindir, video kamera gibi ya da fotografik kamera. TED الآن الطائرة مثل هذه المفترض أن تحمل حمولة مفيدة، مثل كاميرا الفيديو أو كاميرا فوتوغرافية.
    Burada gördüğünüz prototip tek bir yolcu ve valiz taşımak üzere tasarlandı. TED النموذج الأوليّ الذي تراه هنا تمّ تصميمه لحمل راكب واحد مع أمتعته.
    Bir hafta boyunca bu yükü taşımak? Biraz da beni düşünsene? Open Subtitles أحمل هذا العبء على كتفي طوال أسبوع، هلا تمالكت نفسك قليلاً؟
    Gelişmiş tıbbî cihazlar kullanıyorlar. Ameliyat odasını taşımak kolay değildir. Open Subtitles يستعملون معدات طبية معقّدة، لن يكون نقل حجرة العمليات سهلاً.
    Bu araç iş mekanını iş alanına taşımak için var. Open Subtitles إنّ العجلاتَ ل نقل فضاءِ العملَ إلى ومِنْ موقعِ العملَ.
    Belki de ilişkinizi yeni bir seviyeye taşımak için eşyalarını sana bırakıyordur... Open Subtitles ربّما يقوم بترك أشيائه عندك لأنه يريد نقل علاقتكما إلى مستوى آخر،
    Belki insanlığı Mars'a taşımak istiyorsunuz. TED أو ربما ترغبون في نقل البشرية إلى المريخ؟
    Bu yüklenmeler bir ağırlığı taşımak; yanlış şekilde oturmak veya TED يمكن أن تكون هذه الضغوط أشياء ملموسة كأن تحمل وزن ما أو أن تجلس بطريقة غريبة أو غير مألوفة.
    Silah taşımak için küçük değil misin evlat? Open Subtitles أ لست صغيراً على أن تحمل سلاحاً يا بنى ؟
    Dünyanın bu kısmında, bıçak taşımak suç değil. Open Subtitles في ذلك الجزء من العالم.كونك تحمل سكين لا يعني انك مجرم
    Kendini Dünya'yı omuzlarında taşımak zorunda hissediyorsun ve bu asilce. Open Subtitles أنت تشعر بالحاجة لحمل العالم على كتفيك وذلك أمر نبيل
    Olimpiyatların özünü oluşturan o sözcüğü, tutkuyu hep kalbimde taşımak istiyorum. TED فإنني أرغب في أن أحمل في قلبي دائماً شعار هذه الأولمبياد الشغف والحب
    Silahlanmalısın. Evet, çok kötü, İngiltere'de silah taşımak yasak. Open Subtitles نعم ، شئ سيئ ألا يسمح لنا بحمل السلاح فى انجلترا
    Silah taşımak onu öldürmemiştir, ama silah taşıma nedeni onu öldürmüş olabilir. Open Subtitles حمل مسدس لا يتسبب بمقتله، لكن ربما كان حمله للمسدس سبباً بمقتله
    Ayrıca bunları taşımak için özel ekipman lazım. O da ben de yok. Open Subtitles ولكى أنقل تلك المواد إلى هناك أحتاج إلى معدات خاصة ليست لدى الآن
    Unuttun mu? Artık eşyalarımızı kendimiz taşımak zorundayız. Open Subtitles أنسيت أنه يجب أن نحمل كل شيء بأنفسنا الآن؟
    Bu yüzden içinde giysileri olan bu bavulu yolladı böylece taşımak zorunda kalmayacakmış. Open Subtitles لهذا السبب أرسلت معي حقيبة ملابسها، حتى لا تضطر الى حملها وهيّ قادمة.
    Askeri bir sır taşımak istemediğimden size pozun negatifini vereceğim. Open Subtitles لانى لا اريد ان احمل سرا عسكريا سوف اعطيك الفيلم الاصلى
    Ofisi taşımak için 27 Ekim uğurlu bir gün. Open Subtitles في 27 أكتوبر سيتم الانتقال للمكاتب الجديدة
    Bir adım ileri gitmek istedim, Bir elektronu taşımak diğerini bırakmak istedim. TED وأردت حينها أن أذهب إلى أبعد من ذلك, وأردت تحريك الكترون واحد تارة وإيقاف أخر تارة أخرى.
    Kutuyu bulursan bu yükü taşımak zorundasın. Open Subtitles اذا وجدتي الصندوق, لابد ان تحملي هذه الاعباء
    Demek istediğim, ne kadar taşımak istersen iste benim kamyonlara vız gelir. Open Subtitles كل ما أقوله، أياً كان ما تريد نقله فلا يهم وزنه في شاحناتي
    Bunu oraya taşımak için enerji tüketirim. Open Subtitles سيتوجب على أن استهلك الطاقة لنقله الى هناك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more