"tabiatın" - Translation from Turkish to Arabic

    • الطبيعة
        
    Kimse zengin ya da fakir değil. tabiatın masasında herkese adil paylaşım. Open Subtitles ولا وجود لغني أو فقير، بل يتشارك الجميع بعدل على مأدبة الطبيعة
    tabiatın size sunduğu hediyeyi hiçe saydınız ve cezasını çekeceksiniz! Open Subtitles لقد أسأتم إلى الطبيعة ويجب أن تعانون من أجل ذلك
    İnanıyorum ki bir insan, tabiatın melodisinde mükemmel sessizliğe erişebilir. Open Subtitles اعتقد يمكن للشخص أن يجد أعظم درجات الصمت في الطبيعة
    Annemin Kuzey Kutbu'na olan tutkusu Grönland'daki deneyimim sırasında beni bırakmadı ve tabiatın gücünü ve kırılganlığını hissettim. TED تردد صدى شغف أمي بالقطب الجنوبي عبر تجربتي في جرينلاند. و أحسست بقوةِ و ضعفِ الطبيعة.
    Yani, ister güvenlik ister araştırma ve kurtarma veya sağlıkla ilgilenin tabiatın tasarımlarını korumamız gerekiyor, yoksa bu sırlar sonsuza dek kaybedilecek. TED هذا، سواء أنت تهتم بالأمن، البحث والإنقاذ أو الصحة فعلينا الحفاظ على تصاميم الطبيعة وإلا ستضيع هذه الأسرار للأبد.
    tabiatın ne olduğunu, Tabiat Ana'nın ne olduğunu sorguluyor, ve bir riskin ne olabileceğini sorguyor. TED ستطرح اسئلة عن ماهية الطبيعة, وما هي الطبيعة الأم, وكيف يمكن ان يكون الخطر
    Görüyorsun, canım, tabiatın cömertliği, merhametli alınyazısı,... Tanrı'nın bağışlayıcılığı hakkında konuşmayı sürdürüyorum. Open Subtitles دائمًا ما أتحدث عن الطبيعة الرحيمة القضاء اللطيف، رحمة الرب ـ ـ ـ
    tabiatın güzel renkli çiçekleri arasından nasıl seçim yapılır? Open Subtitles وكيف يمكنك الإختيار بين ألوان زهور الطبيعة الجميلة ؟ كيف؟
    tabiatın ve şartların bir araya gelip de seni böyle bir duruma sokması tuhaf bir tesadüf arkadaşım. Open Subtitles صدفة غريبة كيف تآمرت الطبيعة والظروف لوضعك في هذا الموقف يا صديقي
    tabiatın onun için seçtiği konumu hatırlatarak eski bir çalışanıma iyilik etmek. Open Subtitles متعة أن تصنع معروف مع موظف قديم بتذكيره بالمكان الذى اختارته الطبيعة له
    tabiatın öfkesine bir başına yumruklarıyla karşı koyup, onu dize getirmek için. Open Subtitles ترك ليستخدم جلادته وقوة إرادته ضد قسوة الطبيعة
    tabiatın bütünü birbiriyle ilişkili varlıkların müşterek sistematiğidir her neden bir sonuç oluşturur , var olan sadece yoğunlaştırılmış bir bütündür. Open Subtitles كلّ الطبيعة هي نظام موحد من المتغيرات المترابطة، كلمنهاهي فعلورد فعل ،موجودةفقطكـكـلٍّمركز.
    Şöyle de bakılabilir. tabiatın tamamı bir savaş alanı durumunda. Open Subtitles هناك رؤية من منظور أخر وهى أن الطبيعة ما هى إلا ساحة حرب
    tabiatın tavrı, 10.000 tane keskin kamanın bir araya getirilip sürekli rüzgârlarla içe doğru itilen verimli bir yüzeymiş gibi düşünülebilir. Open Subtitles أن وجة الطبيعة يمكن تشبيهة بسطح مرن بة عشرة ألاف وتد حاد ومثبت طرفة على السطح ثم تم الدق عليهم فأخترقوا السطح
    tabiatın gerçek maddesi bizim anlayamadığımız Open Subtitles على الرغم من كُل هذا العِلم الذى نملكه، لا يُمكِننا فهم الطبيعة الحقيقية للمادّة حتى الآن.
    Daha çok budalaca bir aktivite düşünemiyorum, küçük, kanatlı yaratıkları izlemek, tabiatın amaçsız angaryasını canlandırmak. Open Subtitles لا أفكر بنشاط تافهٍ أكثر، من مشاهدة طيورٌ ذات أجنحة لافائدة منها في الطبيعة سوا ضياع الوقت،
    Japonlar tabiatın dışında başka bir şeyin varlığı düşünemez. Open Subtitles اليابانيون لايمكنهم الاعتقاد بالوجود، في عالم ما وراء الطبيعة.
    Şey, bu Delores, o o tabiatın kendisine verdiklerinle çok böbürlenir, bilirsin işte. Open Subtitles ..حسنا ، هذه المدعوة ديلوريس هي فخورة جدا بما فعلته الطبيعة بها ! أنت تعلم
    tabiatın kendisine içinde bulunduğu... ortama uygun renklere bürünmek gibi... mükemmel bir koruyucu yöntem bahşettiği... kertenkele misali... Open Subtitles كالسحلية التي وهبتها الطبيعة... جهاز حماية رائع... يمكّنها من تغيير لونها...
    Ona, tabiatın kendisine biçtiği rolü hatırlatarak. Open Subtitles بتذكيره بالمكان الذي اختارته الطبيعة له

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more