"Lord Nelson Rathbone kraliçenin tahttaki 50. yılı şerefine düzenlenen baloya katılmanızdan zevk duyacaktır.." | Open Subtitles | لورد نيلسون راثبون يطلب سعادة رفاقه في حفلة اليوبيل على شرف جلوس جلالتها على العرش للعام الخمسين |
"Lord Nelson Rathbone kraliçenin tahttaki 50. yılı şerefine düzenlenen baloya katılmanızdan zevk duyacaktır.." | Open Subtitles | لورد نيلسون راثبون يطلب سعادة رفاقه في حفلة اليوبيل على شرف جلوس جلالتها على العرش للعام الخمسين |
Peki sonrasında, tahttaki yerini almak için geri gelecek misin? | Open Subtitles | بعدها هل ستأتي أنت و تأخذ مكانك على العرش ؟ لا |
Böylece, eğer oğlu olursa, kimse onun meşruluğunu veya tahttaki hakkını sorgulayamayacak. | Open Subtitles | لا يمكن لأحد التساؤل عن شرعيته أو حقه في العرش |
Benim gördüğüm kadarıyla tahttaki iddianız sadece babanızın adına dayanıyor ve benim babam da Çılgın Kral'ı düşürmek için savaştı. | Open Subtitles | وعلى قدر ما أستطيع قوله، مطالبتك بالعرش تعتمد بالكامل على اسم والدك، ووالدي قاتل في سبيل الإطاحة بالملكِ المجنون. |
Güneşin doğuşunu bir kez daha görebilmesi için tahttaki hakkımdan vazgeçerdim. | Open Subtitles | أود أن أضحي بمكاني على العرش من أجلها لكي ترى شروق شمس آخر |
O hizmetçi kızın, tahttaki hakkını ele geçirmesine izin veremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك السماح لهذه الخادمة بأن تأخذ مكانك الشرعي على العرش |
Benim için tahttaki hakkından gerçekten vaz mı geçecektin? | Open Subtitles | هل كنت حقاً ستتخلى عن مكانك على العرش من أجلي؟ |
Lanetlendiklerinde, oğlumla tahttaki şansı için bekliyor olacağız. | Open Subtitles | وعندما يُلعنوا، سنكون في الإنتظار مع إبني ليستغل فرصته في تولي العرش. |
Moroilerin güçlü bir lidere ihtiyaçları var ama hastalığım yüzünden tahttaki hakkım olan yere geçemiyorum. | Open Subtitles | والموروي يحتاجون قائد قوي لكن مرضي يعني أنني لا أستطيع أن آخذ مكاني الصحيح على العرش |
Bunun yerine bir Alman Protestan'ına tahttaki yerini aldırmak için Katolik Kraliçemizi öldürmeyi onaylıyor. | Open Subtitles | عوض ذلك, وافق على قتل ملكتنا الكاثوليكية. للسماح لبروتستانية ألمانية لتأخذ مكانها على العرش. |
Sonra da bir gün, senin de yardımınla, tahttaki gerçek yerimi alacağım. | Open Subtitles | بعونكم يومًا ما، سأتقلّد منصبي الشرعيّ على العرش. |
Avatar'ı babama teslim ettiğimde, beni gururla kapıda karşılayacak, ve tahttaki hakkımı geri verecek. | Open Subtitles | ...عندما أسلم الآفاتار لأبي سيرحب بي بكل شرف ويعيد لي حقوقي في العرش |
tahttaki haklarımın çoğundan da vazgeçtim. | Open Subtitles | ولقد تخليت عن حقي في تولي العرش أيضا |
tahttaki iddianı zayıflatmak için her şeyi söyleyeceklerdir. | Open Subtitles | -أعدائنا سيدعون بأي شيء لإزاحتك عن العرش |
Fransa'da Jakobit olarak tanınmak şeref nişanıdır, tahttaki kâfire karşı gerçek inancın destekçisi olmaktır ama emin olun düşmanlarımız da var. | Open Subtitles | في " فرنسا " أن تعرف باليعقوبي هذه شارة شرف مؤيدي الإيمان الحقيقي ضد شرذمة العرش |
Natori, tahttaki sürem doldu. | Open Subtitles | .."ناتورى" لقد انتهى وقتى على العرش |
tahttaki hakkımdan vazgeçiyorum! | Open Subtitles | أنا أتخلى عن حقي في العرش |
tahttaki yerini al. | Open Subtitles | خذ مكانك الحقيقي واستلم العرش |
Eğer bir olursak, tahttaki gaspçıyı kaldırabilir ve tacı tekrar Lancaster'a döndürebiliriz. | Open Subtitles | لو ثرنا الآن متحدين، (يمكننا أن نخلع هذا الغاصب من آل (يورك (ونعيد العرش لآل (لانكاستر. |
Onlar tahttaki iddialarından vaz geçene.. | Open Subtitles | ولم يوقعوا عريضة عدم مطالبتهم بالعرش |