"tamamen farklı" - Translation from Turkish to Arabic

    • مختلف تماما
        
    • مختلفة تماما
        
    • مختلفة تمامًا
        
    • مختلفة تماماً
        
    • مختلف كليا
        
    • مختلف تماماً
        
    • مختلف بالكامل
        
    • مختلفة بالكامل
        
    • مختلفا تماما
        
    • مختلفان تماماً
        
    • مختلفه تماماً
        
    • مختلف جداً
        
    • مختلفة كلياً
        
    • مختلف تمامًا
        
    • مختلفاً تماماً
        
    Elbette istedim, ama bunu başarmak tamamen farklı bir konu. TED كنت أريد ذلك بكل تأكيد لكن تنفيذه أمر مختلف تماما.
    Aynı gece Zeke, tamamen farklı türde bir görev peşindeydi. Open Subtitles في تلك الليلة , زيك كان في مهمة مختلفة تماما
    Bu eski bir bar gibi dar merdivenli bir yerden inmekten tamamen farklı bir deneyim, odaya damlıyor gibi oluyorsunuz. TED هذه تجربة مختلفة تمامًا عن الذهاب إلى أسفل الدرج الضيق إلى -على سبيل المثال- حانة قديمة، حيث تسقط إلى الغرفة.
    Duvarların arkasındaki kişileri tamamen farklı bir şekilde görüyordum. TED رأيت هؤلاء الأشخاص خلف جدران السجون بطريقة مختلفة تماماً.
    Sanki bu hayatı rüya görüyormuşum gibi, ve sonunda uyandığımda, başka biri olacağım, tamamen farklı biri. Open Subtitles مثلآ أنا فقط كان حلمى فى هذه الحياة وعندما أستيقظ أكون شخص آخر شخص مختلف كليا
    Ama Albert Einstein, uzayın dokusuna baktığında tamamen farklı bir şey gördü. Open Subtitles لكن عندما نظر البرت اينشتاين إلى نسيج الفضاء, رأى شىء مختلف تماماً.
    Siyahi kadınlara dair tamamen farklı bir anlayışa sahip olmalı, değil mi? Open Subtitles هذا فهم مختلف بالكامل للمرأة السوداء، صحيح؟
    Ve birden o gün çimleri kesmek benim için tamamen farklı bir deneyimdi. TED وفجأة قص الأعشاب ذلك اليوم كان تجربة مختلفة بالكامل
    Demokrasiye önem vermeyen ve devlet kapitalizmini benimsemiş, tamamen farklı bir model. TED والتي لم تُعطي مكانة هامّة للديمقراطية وتعتمد عل نموذج مختلف تماما للرأسمالية.
    Ana su borusuna bakın. tamamen farklı bir yerden evin içine giriyor. Open Subtitles انظري، انبوب الماء الرئيسي انه يدخل الى المنزل من مكان مختلف تماما
    Son doğanlar dünyaya tamamen farklı sorunlar ile gelir. TED يأتي الابناء الأصغر وأمامهم تحديات مختلفة تماما.
    Bizim kanıtlamak istediğimiz şey animasyonla tamamen farklı hikayeler anlatabileceğimizdi. TED لكننا أردنا فعلا أن نثبت أنه يمكنك أن تروي قصصا بطريقة مختلفة تماما بالرسوم المتحركة.
    Neden tamamen farklı yasalar yok? TED لماذا لا يوجد مجموعة مختلفة تمامًا من القوانين؟
    Hikâyeler Orta Çağ İngilizcesiyle yazılmış ve bugün konuşulan dilden tamamen farklı gözüküyor. TED كُتبت هذه القصص بإنجليزية العصور الوسطى، والتي غالبًا ما تبدو مختلفة تمامًا عن اللغة السائدة اليوم.
    Hem böyle bir şey olsa, aza sahip çoğunluk beraberinde yaşamak istedikleri yerle alakalı tamamen farklı değerleri de getirecektir. TED وعندما يفعلون، فأنهم يجلبون معهم مجموعة مختلفة تماماً من القيم حول المكان الذي يريدون العيش فيه.
    Sanki bu hayatı rüya görüyormuşum gibi, ve sonunda uyandığımda, başka biri olacağım, tamamen farklı biri. Open Subtitles مثلآ أنا فقط كان حلمى فى هذه الحياة وعندما أستيقظ أكون شخص آخر شخص مختلف كليا
    Sonuçta insan yaşamanın olma şansının olmadığı tamamen farklı bir evren. Open Subtitles و النتيجة هي كون مختلف تماماً بلا أي أمل لحياة الإنسان
    Hiç bir açıklama bile yapmadan gitti ve ben şimdi aynı zamanda müzik partnerim olan tamamen farklı bir adamla evliyim. Open Subtitles لقد هجرني بدون أي تفسير والآن أنا متزوجة لشخص مختلف بالكامل وهو زميلي الموسيقي
    Gördün mü burada, sen ve ben tamamen farklı yaşam formlarıyız. Open Subtitles أترى، هنا، أنت وأنا أشكال حياة مختلفة بالكامل
    Hepimizin benzersiz bir koku dünyası vardır, aldığımız kokular bakımından birbirinden tamamen farklı bir dünya duyumsarız. TED كل واحد منا لديه رائحة فريدة من نوعها، بمعنى أن ما نشمه، كل منا يشم عالما مختلفا تماما.
    Haydi ama, anne. Bu birbirinden tamamen farklı iki senaryo. Open Subtitles بربك يا أمي، هذان سيناريوهان مختلفان تماماً
    Birbirlerine çok benzerlerdi, yine de o ve amcam tamamen farklı mizaçtaydılar. Open Subtitles كان يشبه كثيراً عمى ولكن شخصياتهم مختلفه تماماً
    Gri kutular Windows yazılımı kullanmıyorlar; onlar tamamen farklı bir teknoloji. TED ان هذه العلب الرمادية لا تعمل حتماً على نظام ويندوز انها تعمل على نظام مختلف جداً
    Ve bu çocuklar, nerede yaşarlarsa yaşasınlar, ebeveynlerinkinden tamamen farklı bir şekilde yetişiyorlar. TED وهؤلاء الأطفال يكبرون بطريقة مختلفة كلياً عما كان عليه أباؤهم، بغض النظر عن أين يعيشون.
    Havlu değildi. Değersiz birşeydi ve hayır. tamamen farklı bir arkadaş. Open Subtitles لم تكُن منشفة، بل قطعة قماش، ولا، إنه صديق مختلف تمامًا.
    Onun gidişiyle burası tamamen farklı bir yer olacak, bu doğru ama. Open Subtitles سوف يكون المكان مختلفاً تماماً بعد ذهابه .. و هذا أمر مؤكد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more