"tanıştı" - Translation from Turkish to Arabic

    • قابل
        
    • قابلت
        
    • التقى
        
    • التقت
        
    • إلتقت
        
    • قابلَ
        
    • يقابل
        
    • تعرّف
        
    • قابلتْ
        
    • قابلها
        
    • التقيا
        
    • ألتقت
        
    • ألتقى
        
    • تقابلا
        
    • قابلني
        
    Dinamik bir insan grubuyla tanıştı, kendisine rahat bir ortam verdiler. TED ثمّ قابل مجموعة من الأشخاص المفعمين بالحيوية الذين قاموا بمساعدته.
    Sharon'la tanıştı ve bir ilişki fırtınası başladı. TED وبعد وقتٍ قصير قابل شارون، وأعقب ذلك زوبعة رومانسية.
    Ve şimdi bütün bu çabalamayı bıraktırabilecek birisiyle tanıştı ve rahatladı. Open Subtitles وهي الأن قابلت شخصاً وتستطيع بأن ترمي بهذا المجهود .. وتستريح
    Ben hayatımın erkeğiyle 36 yaşımda tanıştım, o 24 yaşında tanıştı. Open Subtitles قابلت رجل حياتي و أنا 36، و قابلت رجلها فى 24.
    Ailem burada tanıştı. Sanırım tutunacak bir şey arıyorum sadece. Open Subtitles التقى أبواي هنا، أعتقد أنني أبحث عن شئ أتمسك به
    Palmer eve dönüş yolculuğunda uçakta kendisinden de fena N Sync hayranı olan kendi yaşıtı bir tenisçiyle tanıştı Open Subtitles بالمر التقت مع لاعب تنس بنفس عمرها في طريق العوده في الطائره وكان من اكبر معجبين فرقة أن سينك
    Sonra kız üniversiteye gitti. Üst sınıflardan biriyle tanıştı müdürün odasının, dekanın ofisinin tozunu dumanına kattı. Open Subtitles نعم, ومن بعد إنتقلت إلى الكليّة إلتقت ببعض من حديثي العهد
    Bana uğramak için geldi ve sonra babamla tanıştı. Open Subtitles شاهدته يصاب بالفزع فقط همم، لقد جاء لزيارتي وعندها قابل والدي
    NAT HENTOFF - Gazeteci, Caz Tarihçisi Emmet Hattie'yle New Jersey'de tanıştı. Grubuyla bir otelde çalıyordu. Open Subtitles إيميت قابل هاتي في نيو جيرسي الفرقة كانت تعزف في فندق سياحي نوعا ما
    Büyük caz öncüsü Eddie Durham... SALLY JILLIAN - Yazar, "Gitar Kralları" ...Emmet'la 1930'lu yıllarda Chicago'da tanıştı. Open Subtitles إيدي دورهام , الذي يعتبر كأعظم رائدي الجاز قابل إيميت في شيكاغو في عام 1930
    Yani, yeni birisiyle tanıştı ve açıkçası seni bu gece dışarıya davet etmesinin tek sebebi ondan hisseleri senden geri almasını istemem böylece şirketin kontrolünü yeniden kazanabilecektim. Open Subtitles أقصد, قابل شخص أخر و بصراحة السبب الوحيد الذي طلب منك الخروج معكِ الليلة بشأنه لأني أردته ان يستعيد الأسهم منك
    - "Harry, Sally ile tanıştı'nın", "Annie Hall"dan iyi olduğunu düşünüyorsun. Open Subtitles انتي صدقتي "عندما قابل هاري سالى" هذا افضل من "انى هال؟"
    İnternetten bir adamla tanıştı. Adam iyi, başarılı ve en önemlisi onunla gerçekten ilgileniyor görünüyordu. TED لقد قابلت هذا الرجل على الأنترنت وبدا لطيفًا وناجحًا، والأهم بدا معجبًا بها حقًا.
    mezun oldu ve kendi şirketini kurdu, Gillian Lynne Dans Şirketi, Andrew Lloyd Weber'le tanıştı. TED تخرجت من المدرسة الملكية للباليه وأسست شركتها، شركة جيليان لين للرقص، قابلت أندرو لويد ويبر.
    Sonra, onun topluluğunda çalışan Hassan Kassim isimli bir yasal danışman ile tanıştı. TED ثم قابلت حسان قاسم أحد مساعدي المحامين والذي كان يعمل في مجتمعها.
    Peki bu çocuk bunca zamandır neredeydi ve suç ortağıyla nerede tanıştı? Open Subtitles إذن أين كان ذلك الفتى طوال الوقت و أين التقى بشريكه بالجريمة؟
    Hans, orada Christoph Probst, Willi Graf ve Alexander Schmorell ile tanıştı. TED وهناك التقى هانز بكريستوفر بروبست، وفيلي جراف، وألكسندر شموريل.
    Onun sıcakkanlı ailesi ile tanıştım, o da benim arkadaşlarımla tanıştı. TED التقيت بأسرتها الودودة، كما التقت هي بأصدقائي.
    Belki de Tess, Raoul'le hastalığının tedavisi sebebiyle tanıştı. Open Subtitles ربما تيس إلتقت بـ راؤول عندما بحثت عن علاج لمرضها
    Zahra ile 15 yaşındayken tanıştı. Open Subtitles قابلَ زهراء حينما كانوا في سن الخامسة عشر.
    Sürekli onu harika bir kızla tanıştırmak istemiştim, sonunda tanıştı, ama sonra onu göremez oldum. Bak ne diyeceğim? Open Subtitles أردته فقط أن يقابل فتاة رائعة و الآن لم أعد أراه
    Magazin servisi, biriyle tanıştı mı? Open Subtitles صفحة الأقاويل، هل تعرّف بإحداهنّ ؟
    Laura-Louise, Guy'la yeni tanıştı. Seninle de tanışmak istedi. Open Subtitles لورا لويز فقط قابلتْ غاي أرادتْ مُقَابَلَتك أيضاً
    Onunla havaalanında tanıştı, aynı sana anlattığı gibi. Open Subtitles قابلها فى المطار مثلما أخبركِ تماماً
    Ah, iki ağırsiklet sonunda tanıştı. Open Subtitles الوزنان الثقيلان أخيراً التقيا
    Tam da her şey kötü giderken, iyi bir şey oldu Fran sonunda hayatının aşkıyla tanıştı. Open Subtitles ,و النتيجة, أنها وهي تضيع الوقت فران أخيرا ألتقت عاشق لمدى الحياة
    Geçen hafta aracı rolü yapan bir Bölüm ajanıyla tanıştı. Open Subtitles ألتقى الأسبوع الماضي مع عميل من "الشعبة"، تظاهر بأنه وسيط
    Sence Paddy ve Hope, Saray Bosna'da mı tanıştı? Open Subtitles إذاً ، هل تعتقد أن بادي و هوب تقابلا في سراييفو ؟
    Benimle zaten tanıştı. Bowling oynamaya gidip eğlenebiliriz. Open Subtitles فقد قابلني بالفعل، باستطاعتنا فعل شيئ مسل مثل لعب البولنغ أو ماشابه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more