| Ben hiç kimseyim. tanıdığın biri değilim. Arkadaşın Willow elimizde. | Open Subtitles | أنا لا أحد , لا أحد تعرفينه لدينا صديقتك ويلو |
| tanıdığın birinin, tanışmanızdan yıllar önce çekilmiş bir fotoğrafını gördüğünde nasıldır bilir misin? | Open Subtitles | تعلمين، عندما ترين صورة لشخص تعرفينه لكنها من سنوات سابقة قبل معرفتك إياه |
| Zaten tanıdığın sıkıcı ve aşağılık insanlarla karşılaştırılınca mı? | Open Subtitles | الشنيع تماما أسفل السماح، مقارنة إلى الناس الذين تعرفهم بالفعل؟ |
| Çok az tanıdığın bir kızla kaçtın ve evlendin. | Open Subtitles | يا إلهي، هربت مع فتاة بالكاد تعرفها وتزوجت بها |
| Onu uzun zamandır tanıdığın için mi yoksa iğrenç olduğu için mi iğrençti? | Open Subtitles | كان مقرف بسبب إنكِ تعرفيه منذُ وقت طويل ؟ أو لأنه هو مقرف |
| En iyi tanıdığın insanların seni şaşırtma ihtimali en yüksektir. | Open Subtitles | الناس الذين تعرفينهم حق المعرفة هم الأقدر على أدهاشك |
| tanıdığın birini sinemada görüp selam verdiğin bir ilişkiyi mi kastediyorsun? | Open Subtitles | تقصدين نوع العلاقات أين ترين شخصاً تعرفينه في السينما وتقولين مرحباً؟ |
| Çinli adamın hangi trenle geleceğini de o tanıdığın kişi mi söyledi? | Open Subtitles | رجل تعرفينه يخبرك بالقطار المعين القادم عليه المشتري؟ |
| Ve her zaman tanıdığın dünyaya geri dönebilirsin. | Open Subtitles | وتسمحين لنفسكِ العودة إلى ذلك العالم الذي تعرفينه دائماً، |
| - tanıdığın biri değilim. - Siz o esrarengiz minibüstekilersiz. | Open Subtitles | لا أحد تعرفينه أنتم الأشخاص الموجودون في الناقلة الغامضة |
| O hâlâ tanıdığın ve inandığın insan. | Open Subtitles | ما زال نفس الشخص الذي تعرفينه وتؤمنين به |
| Devlet sana hayatın boyunca tanıdığın adamları içeri atmalarına yardım... ettiğin sürece istediğin şeyi bulmana yardım etti. | Open Subtitles | الحكومه ستعطيك ماترغب به مادمت تساعدهم لتضع رجالا كنت تعرفهم طوال حياتك بالسجن |
| Dur bir dakika tek tanıdığın çocuk benim zaten | Open Subtitles | إنتظر قليلا أنا أحد الأطفال الذين تعرفهم أساسا |
| New York'ta tanıdığın tek Yahudi ben miyim? | Open Subtitles | وأنا اليهودية الوحيدة التي تعرفها في مدينة نيويورك؟ |
| tanıdığın zaman sevmesi çok kolay biri. | Open Subtitles | انها جميه ومن السهل ان تحبها بمجرد ان تعرفها |
| Bu onu tanıdığın manasına mı geliyor? | Open Subtitles | أن لك الحق في أن تقحمي نفسك أنتي وسياستك في بريق الشهرة أن تدّعي أنك تعرفيه |
| Şunu anla bunu yaparsan yoluna çıkan ve tanıdığın pek çok insanı öldürmek zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | عليكِ فقط ان تتفهمي، إذا فعلتِ ذلك فسيتحتم عليكِ القتل خلال طريقكِ لناس كثيرين تعرفينهم |
| tanıdığın biri, değil mi? O şimdi nerede, peki? | Open Subtitles | ـ تتحدثين كامرأة عرفتها ـ أتمنى أن تكوني متميزة |
| Farkında mısın bilmiyorum ama o senin tanıdığın çocuk değil. | Open Subtitles | في حالة أنك لم تلاحظ, إنه ليس الطفل الذي عرفته. |
| Şimdiye kadar tanıdığın öğretmenlere verilen elmalardan çok daha fazlasına. | Open Subtitles | أكثر من جميع التفاح التي أعطيتيها لكل مدرس قد عرفتيه |
| 20. yüzyılda tanıdığın ve sevdiğin herkes öldü. | Open Subtitles | كل معارفك وأحبائك من القرن العشرين قد ماتوا. |
| - Merak etme dostum. Hepsi tanıdığın insanlar. | Open Subtitles | لا أحد لا تعرفهُ, لو أنّ هذا ما يُزعجُك. |
| Kırk beş dakikadır tanıdığın birini Baş Nedimen yapmak istemezsin. | Open Subtitles | لم لا تختارين واحدة اخري تعرفينها لمدة أطول؟ |
| Eğer bu dünyaya girmesine izin verirsek senin tanıdığın George Costanza yok olmaya başlar. | Open Subtitles | إذا سُمح لها باختراق هذا العالم، فإن جورج كوستانزا الذي تعرفه سيختفي من الوجود. |
| Benimle yemeğe çıkabileceğin halka açık ve iyi aydınlatmalı... ve tanıdığın kimsenin seni benimle görmeyeceği bir yer. | Open Subtitles | أن ترافقيني للعشاء في مكان عام ومضاء جيدا في مكان لا يمكن لمن يعرفك أن يراكِ معي |
| Kampta tanıdığın insanlar sayesinde bir sürü dil biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف عدة لغات من الرجال المختلفين الذين عرفتهم في المعسكر |
| - Sen nasıl hissediyorsun? En iyi arkadaşı... ve şimdiye kadar tanıdığın en kötü düşmanı kendinde birleştirmek? | Open Subtitles | كيف تشعرين وأنتِ تتحالفين مع أفضل صديق وأسوأ عدو عرفتِه في حياتكِ؟ |