"tanımına" - Translation from Turkish to Arabic

    • وصف
        
    • تعريف
        
    • الوصف
        
    • تعريفك
        
    • مواصفات
        
    • مواصفاته
        
    • أوصاف
        
    • التعريف
        
    • وصفها
        
    • أوصافه
        
    Yakındaki bir kasabanın şerifi, Hankel'in tanımına uyan birini bildiridi. Open Subtitles الشريف على بعد بلدتين. لقد اعطى ارشادات الطريق لشخص يطابق وصف هانكل
    Görgü tanıklarının tanımına ve ele geçen resimlere göre şüpheli beyaz, yirmili yaşların ortasında ve tekrarlıyorum,... Open Subtitles بناء على وصف الشهود و الصور الملتقطة المشتبه به في منتصف الى او اخر العشرينات و أكرر قد يكون لديه
    Hem de hiç. Doğanın bu tanımına katılmıyorum, çünkü biz de özde hayvanız. TED أختلف مع تعريف الطبيعة هذا، لأننا بالأساس حيوانات.
    O gece, orada görülen arabanın tanımına uyuyor. Open Subtitles نفس السيارة مطابقة الوصف نفسه .كانت هناك تلك الليلة
    O da senin "doğru idare" tanımına bağlı. Open Subtitles حسناً , يعتمد على حسب تعريفك للمعايير القانونية
    Adamlardan biri şüpheli tanımına uyuyor. Open Subtitles وأحدهما مواصفاته تطابق مواصفات المشتبه به
    Bu Bay Giles'in tanımına uyan bir adam iki gece önce geldi. Open Subtitles وصل رجل تتطابق مواصفاته مع السيد جيلز منذ ليلتين
    Aradıkları sapığın tanımına uyduğumu söyledi. Open Subtitles وقالوا أنى أطابق أوصاف الشخص الذى كانوا يبحثون عنه
    Fakat bu erkek kavramının güncel, bozulmuş tanımına girmek istemiyorum, çünkü iyi bir erkek olmak istemiyorum. TED ولكنني لا أملكُ الرغبة لأكون ملائمًا حسب التعريف الحالي الناقص للرجولة، لأنني لا أريد فقط أن أكون الرجل الطيب.
    Parmak izleri sistemde kayıtlı değil ve onun tanımına uyan kayıp birisi yok. Open Subtitles بصماتها ليست بالنظام و لا أحد يطابق وصفها قد بُلغ عن فقدانه
    5 ay önce salıverilmiş ve katilimizin tanımına da uyuyor. Open Subtitles وأخرج من السجن قبل 5 أشهر يوافق وصف القاتل.
    Monica'nın tanımına uyan biri Manassas'ın 25 km dışında bir benzinlikte görülmüş. Open Subtitles لقد حصلت على تطابق مع احداهن مع وصف مونيكا في محطة وقود خارج ماناسس بـ 17 ميلا
    Görevlilerden biri, Moxon düştükten hemen sonra McDeere'ın tanımına uyan birisinin koşarak uzaklaştığını görmüş. Open Subtitles شخص ما وصف ماكدير ورأه يهرب مسرعاً مباشرةً بعد سقوط ماكسون
    Garcia, araç kayıtlarına bak ve bölgede şüphelinin aracının tanımına uyan tüm araç sahiplerini bul. Open Subtitles مرحبا غارسيا ابحثي عن سجلات السيارات و جدي كل تسجيل من المنطقة و الذي يطابق وصف سيارة الجاني
    Bulduğumuz kurbanlardan biri Cindi'nin tanımına uyuyor. Open Subtitles أحد الضحايا الذين وجدناهم يطابق وصف سيندي العام
    Herkesin potansiyel bir yaratıcı olduğu bu zamanlarda, bu çifte darbe, kültürel pazarın geniş, yeniden bir tanımına sebep oluyordu. TED هذا التأثير المضاعف يخلق فرص ضخمة لإعادة تعريف السوق الثقافي، في زمن يصبح فيه كل الأشخاص مؤلفين محتملين.
    Sanırım bu kelimelerin tanımına göre değişiyor. Kelimenin. Open Subtitles أعتقد أن هذا يعتمد على تعريف الكلمات الكلمة
    Bu tanımına uyan üç araç olduğunu mu söylemiştin? Open Subtitles قُلت بأنهُ كانت هناك ثلاث مركبات تطابق هذا الوصف
    Adam'ın kolu kayıp kişi tanımına uyduğunu biliyordun. Open Subtitles إنه يلاءم الوصف عن شخص فقد ذراعه
    Efendim, bu aslında saldırganın tanımına bağlı. Open Subtitles سيدي ذلك يعتمد على تعريفك لعدائي
    "Kayıp kişinin tanımına uyan bir kız..." Open Subtitles فتاة بمثل مواصفات الفتاة المفقودة
    Altı ya da yedi ağır silahlı adam, bizim şahit tanımına uyan bir adamı kovalıyorlarmış. Open Subtitles خمسة أو ستة رجال مُسلحين بشدة، كانوا يُلاحقون رجل تُطابق أوصافه، أوصاف شاهدنا
    Yerçekiminin tanımına göre, yumurta neden düştü? Open Subtitles الآن, انطلاقا من التعريف للجاذبية, لماذا البيضة تسقط؟
    Polisler görgü tanığı bulmak için etrafı incelerken, Dr. Eames'in bıçaklanma tanımına uyan bir kadın olduğunu duymuşlar. Open Subtitles - بعد فحص المنطقة، وإستجواب الشهود - سمع شرطيوا المدينة عن مرأة (يطابق وصفها د.
    tanımına uyan biri tutuklanmaya karşı koymuş. Pesindeler. Open Subtitles شخص ما يطابق أوصافه قاوم الاعتقال بعنف وهم الآن يطاردوه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more