| İnsanların tükettiği tek ağaç da bildiğim kadarıyla tarçın ağacı. | Open Subtitles | الشجرة الملحية الوحيدة التي أعرف يستهلكها البشر هي شجرة القرفة |
| tarçın tadını verebilsin diye Şükran Günü'nden bir hafta önce yapmanız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب تحضريها قبل عيد الشكر بأسبوع لأن القرفة يجب أن تأخذه وقتها |
| Ben ona bir tutam tarçın dedim Oysa bir avuç koymuş. | Open Subtitles | هل تصدق عدم أهلية هذا الرجل ؟ لقد طلبت بوضوح نفحة من القرفة |
| Oh.İşte oldu. Tuna balıklı sandviç, bir kahve ve bir de çubuk tarçın | Open Subtitles | هذا هو سندويتش سمك تونا قهوة وعود قرفة واحد |
| Oh, evet. tarçın... | Open Subtitles | نعم قرفة لتحلية القهوة ترودي كانت تستخدم هذه الطريقة |
| tarçın yine ön verandamızın altına sıkışmış. | Open Subtitles | سينامون ألتصق تحت سقيفتنا الأمامية مرة أخرى |
| Bu saatte tarçın yiyemeyeceğini biliyorsun. | Open Subtitles | انتي تعلمين انه لايمكنك تناول القرفه هذه الساعه |
| Bana bak, tiramisuyu o kadar seviyorsan, Jessie'nin üzerine biraz tarçın dökebiliriz. | Open Subtitles | اسمع .. إن كنت تحب كعكة القهوة إلى هذا الحد يمكننا ان ننثر القرفة على جيسي |
| Kim tarçın yiyor diye bakıyorum ve Harry Manning bol bol yiyor. | Open Subtitles | أنا أرى من يستعمل القرفة و " هاري " يأخذ الكثير منه |
| Tamam, üzeri tarçın kaplı, Hollanda usulü şekerlemeli bir pasta görüyorum. | Open Subtitles | حسنًا، أنا أرى كعكة فادج هولنديّة مع القرفة |
| Olsa olsa, okaliptus mum ağacı, tarçın ve vanilyanın koku saldırısı olur. | Open Subtitles | هذا عبارة عن اعتداء نشاز من نبات الإيكيليبتس ،ورق الغار القرفة و الفانيلا |
| Bir koku hatırlıyorum, tarçın gibi ... pis bir koku. .. | Open Subtitles | لكننى أتذكر أن الرائحة كانت مثل القرفة الفاسدة هل تفهمين ما أقوله؟ |
| Tek görebildiğim baykuş ama baykuş olmadığını biliyorum ve ben kokuyu hatırlıyorum sanki, çürümüş tarçın gibi kokuyordu. | Open Subtitles | كل ما أستطيع رؤيته هو البومة لكن, أعلم انهُ لم يكن البومه لكنني أتذكر أن الرائحة كانت مثل القرفة الفاسدة |
| Biliyor musun, zamanın başlangıcından beri tarçın her şey için kullanılırdı paradan, ölüleri mumyalamaya kadar. | Open Subtitles | أتعلمين أنه منذ قديم الأزل استُعملت القرفة لكل شئ من العملات وإلى تحنيط الموتى |
| Asıl senin zararlı gaz yöntemin, benim tarçın ve elma aromalı terapi mumlarım karşısında durabilecek mi göreceğiz. | Open Subtitles | سنرى كيف غازك الضار يعمل ضد الشمعات الطبيّة ذات رائحة القرفة والتفاح |
| Bu kahrolası mutfaktan çıktıktan sonra siktiğimin toplantı masasında kahrolası tarçın bulmazsam iyi olur. | Open Subtitles | الأفضل ألا آتي لهذا المطبخ وأجد قرفة لعينة على مائدتي |
| Herhalde hayal görüyordum, sanki orda çok... kuvvetli bir tarçın kokusu var gibiydi. | Open Subtitles | على الأرجح أنها مخيلتي، لكن بدا لي وجود رائحة قرفة تعبق بالمكان |
| Bir tane elma tarçın alıp akçaağaç esmer şekeriyle bir şişe dolusu süte katarım. | Open Subtitles | فسأخذ قرفة بالتفاح وشراب العاصوريا خفيف السكر في وعاءٍ مع حليب كامل الدسم. |
| tarçın, arkadaş yapıcı, dostça, Jaggi'nin teni gibi kahverengi. | Open Subtitles | سينامون ، صانع الأصدقاء ، حار المذاق لونه بُني كجلد جاجي |
| Hepiniz lütfen kalın.. tarçın sizi burada isterdi. | Open Subtitles | جميعكم أبقوا رجاء سينامون تريدكم هنا |
| küçük bir ışık sparring yaptım, sonra çırpılmış boru sıcak bir tava ailem için rulo tarçın. | Open Subtitles | عشرون ميلاً ركض , حصلت على بعض أشعة الشمس ثم خبزت كيك القرفه لعائلتي |
| Eğer yerçekimi daha çok tarçın ve şekere benziyorsa? | Open Subtitles | ماذا لو كانت الجاذبية أكثر شبهاً بالقرفة والسكر؟ |
| Tanrım! Köpüğün üzerindeki tarçın mı? | Open Subtitles | أوه يا الهي هل هذه قرفه التي على الرغوه؟ |
| Korkarım şekerim yok, tarçın özlü." Bence şeker tarçının tadını bozuyor. | Open Subtitles | ودائا ما أعتقد أن السكر يفسد شاي الـ(لابسانج) بلا شك، أليس كذلك؟ |