Dünyanın ağırlığının yönetilmesi adına bunu engellemek için daha evrensel tedbirler gereklidir. | TED | إتخاذ تدابير عالمية للحد من السمنة أصبح أمراً أساسياً لنتمكن من التعامل مع الوزن حول العالم. |
Daha sert tedbirler almam gerekirdi ama senin hatırına yapmamıştım. | Open Subtitles | كان علي أن أتخذ تدابير أقوى, و لكنني لم أفعل, لخاطرك |
Şimdi huzuru ve düzeni yeniden sağlamak için daha insaflı tedbirler yayınlıyorum. | Open Subtitles | و الآن، لإستعادة النظام والهدوء سريعا سأصدر تدابير أكثر رحمة |
-En iyisi bazı tedbirler alalım. -Neye karşı? | Open Subtitles | ـ نحن من الأفضل أن نتخذ الإجراءات الوقائية ـ ضد اية؟ |
Hükümet orada sıkı tedbirler alıyor gibi. | Open Subtitles | يبدو بأن الحكومة هناك اتخذت إجراءات صارمة حول هذا الأمر |
Böyle bir lüksünüz yok ise bir takım tedbirler almanız gerekmektedir. | Open Subtitles | ان لم يكن لديك هذا الترف يجب عليك إتخاذ بعض الإحتياطات |
Endişe etmeye gerek yok, gerekli tedbirler alındı. | Open Subtitles | لا تقلق اتخذنا كل الاحتياطات |
Özür dilerim hanimefendi, lâkin Increase hâlâ beni arastirdigi için tedbirler almak zorundayim. | Open Subtitles | حسنٌ انا أسفة سيدتي لكن يجب أن اخذ حذري فالقس لا يزال يبحث عني |
- Çok önemli tedbirler alıyoruz. - Peki ya eşiniz? | Open Subtitles | ـ لقد كُنا نأخذ تدابير وقائية ـ لكن ماذا عن زوجتك؟ |
Bütün bunlara engel olmak, alışılmadık tedbirler almamızı gerektirebilir. | Open Subtitles | لمنع كل هذا الأمر ربما يتطلب تدابير غير إعتيادية |
Bütün bunlara engel olmak, alışılmadık tedbirler almamızı gerektirebilir. | Open Subtitles | لمنع كل هذا الأمر ربما يتطلب تدابير غير إعتيادية |
Makineyi kandırabilmek için değişik tedbirler aldığını söylemiştik. | Open Subtitles | لقد قام بعدة تدابير مضادة ..بينما كان موصلاً بالجهاز اليوم، لذلك |
Çaresiz zamanlar, çaresiz tedbirler gerektirir. | Open Subtitles | الأوقات العصيبة تتطلب إتخاذ تدابير يائسة. |
İmparator Çin, hükümdarlığında uzaklara yayılmış imparatorluğunu pekiştirmek için her şeyi tektipleştirmek adına sert tedbirler aldı. | Open Subtitles | في محاولة الإمبراطور تشين لتوحيد إمبراطوريته المترامية أخذ تدابير صارمة |
Belki hiç memnun olmayacak ve özel ilişkinizi sonlandırmak için tedbirler alıp alışkın olduğunuz korumayı geri çekecek ve böylece sizi amirlerinizin ve yerel yönetimlerin insafına terk edecektir. | Open Subtitles | الموضوعة بإحكام لن تنجح ربما سيكون مستاء ويتخذ تدابير لإنهاء العلاقة الخاصة بك |
Ve bunu sağlamak için bazı tedbirler alınmalı. | Open Subtitles | ولضمان هذا علينا القيام ببعض الإجراءات الضرورية |
Ve bunu sağlamak için bazı tedbirler alınmalı. | Open Subtitles | ولضمان هذا علينا القيام ببعض الإجراءات الضرورية أولاً : |
Üniversite, öğrencilerini bu tacizler gibi zorluklarla mücadele edebilmeleri için öğrencilerini eğitmek üzere çeşitli tedbirler bile almıştı ve işte ilk defa kendimi yalnız hissetmedim. | TED | كما اتخذت الجامعة إجراءات لتدريب طالباتها وتزويدهن بالمهارات المطلوبة لمواجهة التحديات كالتحرش مثلًا، وللمرة الأولى غمرني شعور أني لست وحيدة. |
Gerekli tedbirler alınmazsa dalmak çok tehlikeli olabilir. | Open Subtitles | الغطس يمكن أن يكون خطر جدا ان لم تؤخذ الإحتياطات الصحيحة |
Birinci seviyede tedbirler aldık ama... | Open Subtitles | - اتخذنا الاحتياطات من المستوى الأول , ولكن... |
Bazı tedbirler alıyorum. | Open Subtitles | انا فقط أخذ حذري |
Ama çaresiz zamanlar çaresiz tedbirler almayı gerektiriyor. | Open Subtitles | لكن الأوقات اليائسة تدعو إلى التدابير اليائسة. |
Buradan çıkabilmek için ne gibi tedbirler aldın? | Open Subtitles | وما هي الخطوات التي تتخذونها لتأمين إطلاق سراحك؟ |