| Bu ölüm tehditlerin dünyanın dört bir yanındaki sunuculardan gelmiş. | Open Subtitles | هاته التهديدات وجهت من خلال حسابات على مستوى العالم أجمع. |
| Peki, bu belirli tehditlerin bazılarına nasıl hazırlıklı olabiliriz, bir başkana ya da başbakana saldırı gibi? | TED | فكيف يمكن أن نستعد لبعض هذه التهديدات المحددة، مثل الهجوم على رئيس دولة أو رئيس وزراء؟ |
| Şimdi şunu vurgulamak istiyorum. Gerçekten iklim değişikliği ve küresel ısınmanın getirdiği korkunç tehditlerin farkındayım. | TED | الآن، أريد فقط أن أؤكّد أنّني متيقّنٌ تماماً من التهديدات الرهيبة من الاحتباس الحراري والتغيّر المناخي. |
| Bu yüzden tehditlerin bana vız gelir, balina katili. | Open Subtitles | لذا تهديداتك لا شيء بالنسبة لي، يا قاتل الحيتان. |
| Bölücü tehditlerin Mandalore sistemini bölmeye başlaması üzerine Düşes Satine artan şiddete karşı halkını korumak için canla başla mücadele etmekte. | Open Subtitles | مع تهديدات المعارضين لتمزيق الجزء المسالم للنظام الماندولرين |
| Hangi yalanlarla tehditlerin onu evinden ayırıp bu uzun yürüyüşe çıkardığını. | Open Subtitles | الأشياء و التهديدات أوصلته إلى هذه المسيرة البعيدة من الموطن |
| Hangi yalanlarla tehditlerin onu evinden ayırıp bu uzun yürüyüşe çıkardığını. | Open Subtitles | الأشياء و التهديدات أوصلته إلى هذه المسيرة البعيدة من الموطن |
| Demek istediğim, bu tür biyolojik tehditlerin var olduğunu hep biliyorduk. | Open Subtitles | ظننتنا نعرف التهديدات البيولوجية الموجودة بالخارج |
| Bence her şeyin arkasında o var. Telefonların, tehditlerin... Beynine girmeye çalışacağım. | Open Subtitles | أعتقد أنه خلف كل شيء خلف الاتصالات و خلف التهديدات |
| Bu tehditlerin gerçek olup olmadığını ve arkasında kimlerin olduğunu belirlemek. | Open Subtitles | حدد لو كانت هذه التهديدات موثوقة ومن حقاً ورائها |
| Bu durumda, tehditlerin gerçek olduğunu kabul etmek zorundayız. | Open Subtitles | في هذه الحالة علينا أن نفترض بأنّ هذه التهديدات حقيقية للغاية |
| Ona karşı savurduğun çılgın tehditlerin olduğu postaları. | Open Subtitles | تعرفين ,تلك التي كنتي تبعثين فيها بتلك التهديدات المجنونة ضدها |
| ...tehditlerin ne kadar etkili olabileceği hakkında polis arkadaşlarının söylediklerini. | Open Subtitles | .. أتعرفين ، بشأن ما قاله صديقاكِ الشرطيان .عن أن التهديدات فعّالة أعتقد أنهما على حقّ |
| İnsanlar, öngörülen tehditlerin donanımla önlenebileceğini düşünme eğilimindedirler. | Open Subtitles | يميل الناس للتزود برجال أمن على أساس التهديدات المتوقعة |
| Boyle, gelen tehditlerin dökümünü okur musun lütfen? | Open Subtitles | بويل , لو سمحت اقرأ لنا النسخ من التهديدات التي استلمناها |
| Ve sen, herkesten daha fazla o tehditlerin gerçek olabileceğini biliyorsun. | Open Subtitles | و أنت، أكثر من أي أحد تعلمين أنهم يستطيعون تنفيذ هذه التهديدات |
| Boş tehditlerin, gözdağı verme teşebbüslerin, hiçbiri bu sefer işe yaramayacak. | Open Subtitles | تهديداتك الجوفاء ومحاولاتك لإخافتي لن تنجح هذه المرة |
| tehditlerin beni korkutmuyor. Aptal bilekliğin de. | Open Subtitles | تهديداتك لا تخيفني ولا سوارك السخيف هذا |
| Lillian, bu tehditler, bu sürekli tehditlerin yorucu olmaya başladı. | Open Subtitles | ليليان تهديداتك المستمره أصبحت متعبه |
| İçeride çok önemli tehditlerin ipuçları var. | Open Subtitles | ،هناك أدلة في كل منها ..التي تشير إلى تهديدات موثوقة |
| tehditlerin arttıkça, içleri daha da boşalıyor. Değerli Teğmenim, gidip yeni gelenleri karşıla ve beslenmeleri için buraya getir. | Open Subtitles | كلما تهديدات تقوم بها فهي تبدو بلا قيمة أكثر المساعد الموثوق فيه |
| Kimi koruyacaklarını seçemiyorlar ve tehditlerin ardı arkası kesilmiyor. | Open Subtitles | لا خيار في من يحمون والتهديدات لا تتوقف. |