"tek önemli" - Translation from Turkish to Arabic

    • الوحيد المهم
        
    • ما يهم
        
    • المهم الوحيد
        
    • يهم كل
        
    • كل ما يهمني
        
    • كل مايهم
        
    • الأول و الوحيد
        
    • الوحيدة المهمة
        
    • الوحيد الذي يهم هو
        
    Zaten Tek önemli nokta o. Kahrolası Tek önemli nokta... Open Subtitles هذا هو الشىء الوحيد المهم الشىء الوحيد الذى يهمنى
    Tek önemli olan şey bu. Umurumda olan tek şey bu... Open Subtitles هذا هو الشىء الوحيد المهم الشىء الوحيد الذى يهمنى
    Tek önemli olan, yeni Finans Müdürü'nün Daniel Meade'den nefret etmesi. Open Subtitles الشيء الوحيد المهم هو ان الرئيس المالي الجديد يحتقر دانيال
    Tek önemli olan seni seven babanın sözlerine kulak vermen. Open Subtitles كلّ ما يهم هو أنّكَ مُنتبهٌ لكلمات والدك الذي يحبّك.
    Ama Tek önemli olan şey seni seviyor olmam. Open Subtitles لكن الشي المهم الوحيد هو اني احبك
    Önemli değil. Tek önemli olan senin iyi olman. Open Subtitles هذا لا يهم كل ما يهم هو أنك بخير
    Şu an Tek önemli olan şey Rhonda'ya bunu yapanı bulmanız. Open Subtitles أنظر ، كل ما يهمني الآن أن تكتشفو من الذي فعل هذا في روندا ؟
    Ama, bir gün ailenin Tek önemli şey olduğunu farketmesini umuyorum. Open Subtitles لكن أتمنى يوما ما قريبا أن يدرك أن العائلة كل مايهم.
    Manhattan elitlerinin skandallarla dolu hayatlarıyla ilgili Tek önemli kaynağınız. Open Subtitles مصدركم الأول و الوحيد للحياة الفضائحية لنخبة سكان (مانهاتن)
    Onun için orada olması Tek önemli olan. Open Subtitles انها بجانبه بالطريقة الوحيدة المهمة حاليا
    Tek önemli olan, bundan böyle Burov'la yapacağın işler olacak. Open Subtitles الشئ الوحيد الذي يهم هو العمل الذي سوف تقوم بعمله مع بروف
    Benim için Tek önemli olan şey sana göz kulak olmak. Open Subtitles والشيئ الوحيد المهم بالنسبة لي هو أن أقوم برعايتك
    - Tek önemli olan, benim ne hakkında konuşmak istediğim Dewey. Open Subtitles بويد : الشيئ الوحيد المهم هو ماأريد قوله أنا ياديوي
    Bu kaltağın hayatındanki Tek önemli şeyi öldürdüğüm sırada beni izlemesini sağlayacaktım. Open Subtitles أرأيت، كنت لأجعل هذه العاهرة تُشاهدني و أنا أقتل الشيء الوحيد المهم في حياتها
    Eğer ne yaptığımıza gelirsek benim için Tek önemli olan bu ortaklık yani sen gidersen ben de giderim. Open Subtitles عندما يصل الأمر لعملنا الشيء الوحيد المهم لي هو شراكتنا فإذا ذهبت أذهب أنا
    Hayatta Tek önemli istikamet ileridir. Open Subtitles الشيء الوحيد المهم في الحياة هو المستقبل.
    Tek önemli şey, onun ölmüş olması. Open Subtitles الشيء الوحيد المهم هو أنه قد مات
    - A.B.D'ye geri döndünüz. Şu an Tek önemli olan bu. Open Subtitles لقد عدتِ إلى الولايات المتحدة الأمريكية، و هذا كل ما يهم
    - Piper. Şu an Dan var. Tek önemli olan şey bu. Open Subtitles دان، هو صديقكِ في الوقت الحالي وهذا كل ما يهم
    Tek önemli şey, kolunun altına dövmeyle yazılmış SS kan grubu. Open Subtitles كل ما يهم هو سس فصيلة الدم وشم تحت ذراعك.
    Tek önemli şey özgürlüğümdü. Open Subtitles الشيء المهم الوحيد كان حريتي.
    Rosie, bu iş attığın en büyük adım hayatın boyunca yaptığın Tek önemli şey ve bunun mahvolmasına izin veriyorsun. Open Subtitles روزي),قد كانت فرصتك الكبيرة) انه الشيء المهم الوحيد الذي عملته من قبل في حياتك وانت تسمح لها بالأنهيار ما الخطب معك؟
    Artık önemli değil. Tek önemli olan bu. Open Subtitles ذلك لا يهم كل ما يهم هو هذا
    Sen Fantom Bölgesi'nde olduğun sürece Gotham Şehri'ni kurtarıyor olacağım ve benim için de Tek önemli olan şey bu. Open Subtitles طالما كنت في منطقة فانتوم، وسوف يكون توفير مدينة جوثام، وهذا كل ما يهمني.
    Çünkü babamın dediği gibi, Tek önemli şey hayatta kalmak. Open Subtitles لأنه النجاة هي كل مايهم فقط مثلما كان يقول أبي
    Manhattan elitlerinin skandallarla dolu hayatlarıyla ilgili Tek önemli kaynağınız. Open Subtitles مصدركم الأول و الوحيد (للحياة الفضائحية لنخبة سكان (مانهاتن
    428)}Çeviri: Çevikliğin Tek önemli şey olduğunu düşünmek büyük bir yanlıştır.{yanılsamadır.} Open Subtitles فكرة أن خفة الحركة هي الإحصائية الوحيدة المهمة مجرد وهم
    Tek önemli olan şey ona yeniden binmek. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يهم هو أن تنهضي مجدداً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more