"tek yönlü bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • بلا عودة
        
    • ذهاب فقط
        
    • باتجاه واحد
        
    • إتجاه واحد فقط
        
    • اتجاه واحد
        
    • بلا عوده
        
    Her zaman tek yönlü bir seyahat olma ihtimali vardı. Open Subtitles لكن دائماً كان هناك احتمال بأن تكون رحلة بلا عودة
    Su mezarına tek yönlü bir bilet almış olursun. Open Subtitles بذلك تشتري لنفسك تذكرة بلا عودة لزيارة مقبرة مائية
    Eğer elimiz boş dönersek bu tek yönlü bir yolculuk olacak. Open Subtitles ،اذا لم نعد بأي شيء ستكون رحلة ذهاب فقط من الأساس
    Birlikte şarkılar söyledik, şehir merkezinde haberleri birlikte öğrendik ve yolun bir yerlerinde, o iki yönlü diyalog tek yönlü bir monoloğa dönüştü. TED نغني مع بعضنا. نتشارك الأخبار في ميدان البلدة، وعند نقطة معينة، المحادثة ذات الإتجاهيين تحولت إلى نقل باتجاه واحد.
    Bu da, çevremizden evlerimize ve şehirlerimize tek yönlü bir enerji akışı olduğu anlamına geliyor. TED وهذا يعني أن هناك اتجاه واحد لنقل الطاقة من بيئتنا الى بيوتنا ومدننا.
    Bu arkadaş bölgesine giden birinci sınıf tek yönlü bir bilet. Open Subtitles هذه تذكرة درجة اولي لذهاب بلا عوده لمنطقة الاصدقاء
    Yani kim giderse gitsin tek yönlü bir yolculuk olabileceği riskini almalı. Open Subtitles وهكذا فإن أي شخص يذهب سيخاطر بأن تكون رحلة بلا عودة
    Bunun tek yönlü bir gidiş olduğunu biliyordu. Sona gelmeden tahliye edecektir. Open Subtitles لقد كان يعلم أن هذه رحلة ذهاب بلا عودة سيقُوم بالمغادرة قبل النهاية
    Kim çorak, cansız bir kayaya tek yönlü bir yolculuk yapmak ister ki? Open Subtitles من يود القيام برحلة بلا عودة إلى تلك الصخرة الجرداء الهامدة
    Bu bizim için başından beri tek yönlü bir seyahatti. Open Subtitles لطالما كانت هذه تذكرة ذهاب بلا عودة لنا.
    Ya da Sao Paulo’dan Johannesburg’a veya Londra’ya tek yönlü bir uçuşun salacağı kadar. TED او رحلة طائرة, ذهاب فقط, من ساو باولو الى جوهانسبرج اول الى لندن ذهاب فقط.
    Bir saatten az zaman sonra adayı terkedecek, denizaltı ile. Ve bu tek yönlü bir yolculuk. Open Subtitles بعد أقل من ساعة سيغادر هذه الجزيرة على تلك الغواصة، و هي رحلة ذهاب فقط
    Hava alanından Samuel Grimes adına Middletown'a kadar tek yönlü bir oto kiralanmış. Open Subtitles ميزانية المطار تقول انها أستأجرت سيارة الى صمويل جيرمز ذهاب فقط بأجر بسيط فى وسط المدينة
    Yine de rahipler için, sanırım bunun tek yönlü bir yolculuk olduğunu varsayabiliriz diye düşünüyorum. Open Subtitles رغم هذا، فإنها رحلة باتجاه واحد بالنسبة إلى الرهبان
    Hayır, anlamayacaklar. Giriş noktası burası. Vatikan duvarına bitişik tek yönlü bir cadde. Open Subtitles لا لن يعرفوا إن نقطة الدخول هنا إنه طريق باتجاه واحد محاذي لحائط الفاتيكان
    Evrenin en tehlikeli yerine tek yönlü bir yolculuk. Open Subtitles رحلة باتجاه واحد إلى أكثر مكان خطير في الكون
    Vatikan'ın duvarıyla bitişik tek yönlü bir yol bu. Open Subtitles هذا طريق اتجاه واحد مواز لحائط الفاتيكان
    Bu arkadaş bölgesine giden birinci sınıf tek yönlü bir bilet. Open Subtitles هذه تذكرة درجة اولي لذهاب بلا عوده لمنطقة الاصدقاء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more