Teksas'ta yeniden mahkeme talep etmenin ne kadar zor olduğunu biliyor olmalı. | Open Subtitles | أيا كان يعرف كيف هو صعب الحصول على إعادة محاكمة في تكساس |
Nasıl olur da, Teksas'ta yaşarsın ve yüzlerce Meksikalı arkadaşın olmaz? | Open Subtitles | كيف تعيش في تكساس وليس لديك المئات من الأصدقاء المكسيكيين ؟ |
"Tanrım, lütfen Teksas'ta ölmeme izin verme." Ve bu da Pea Ridge savaşıydı. | Open Subtitles | واقول يا الله ارجوك دعني اموت في تكساس وهذه هي حرب بيا ردج |
Çalışan sayımız 800'ü geçmek üzere ve her yerdeler, Kaliforniya'dan Alabama'ya, Missisipi'ye, Teksas'ta yaşadığım yere. | TED | تعتمد شركتنا على أكثر من 800 موظف، يعيشون في كل مكان، من كاليفورنيا إلى ألاباما، إلى ميسيسيبي، إلى حيث أعيش في تكساس. |
Teksas'ta ise bir kaç çöl tilkisinden başka bir şey yok. | Open Subtitles | في تكساس لا يوجد سوى مجموعه من الكلاب البريه , وما شابهها |
Teksas'ta olduğu gibi burada da onları asıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يشنقونهم كما يفعلون في تكساس تماماً |
Teksas'ta David Crockett'tan daha ünlüsün. | Open Subtitles | لماذا؟ أنت أكثر شهرة في تكساس من ديفي كروكيت |
Bizimle gelip emrim altında savaşabilirsin, ya benim yolumdan gelirsin, ...ya da seni Teksas'ta bulduğumuz bara geri dönersin. | Open Subtitles | بوسعك ان تأتي معنا وتقاتل تحت امرتي وبطريقتي, او عد الى تلك الحانة التي وجدك بها في تكساس . |
Teksas'ta bir adamın karnını ta çüküne kadar yarmış diye duydum. | Open Subtitles | سمعت أنه قطع بطن الرجل في تكساس حتى قضيبه |
Teksas'ta o attaydı ve nehri geçip Meksika'ya getirdi. | Open Subtitles | كان معه في تكساس وأنا رأيته يعبر النهر به الى المكسيك. |
Lacey Duvall'den alınan DNA Teksas'ta 10 yıl önceki faili meçhul bir davada çıktı. | Open Subtitles | لقد طابقنا الحمض النووي المأخوذ من لاسي دوفال مع قضية غير منتهية في تكساس عشر سنين مضت |
Çünkü Teksas'ta "Çok sıkıştım." deyince şaka yapmıyorsundur. | Open Subtitles | لأن عندما تقول جرعة كبيرة فوق هنا في تكساس لا تمزح حول. |
Teksas'ta futbol zamanı. Bir telefon alalım. Hattın ucunda Butch bizlerle. | Open Subtitles | حان وقت كرة القدم في تكساس دعونا نتكلم على الهاتف بوتش معنا على الخط |
McGriddle; benim Teksas'ta yediğim krepin farklı bir versiyonu. | Open Subtitles | مثل ماك جريدل والفطائر المحلاة التي أحببتها في تكساس |
Bu hafta Teksas'ta yaşanan durum gibilerini de yaşamanız mümkün olabiliyor. | Open Subtitles | و ترى أيضا أشياء مثل فرص الصور هذا الاسبوع من ما يُسمة بإجازة العمل في تكساس |
Benim geldiğim Teksas'ta, adamı yakaladığımız gibi sallandırırız. | Open Subtitles | في ولاية تكساس من أين جئت نذهب ونقبض على الرجل ونشنقه |
Teksas'ta sıradan bir yıl sırasında ayda ortalama iki insan infaz ediliyordu. | TED | في السنة العادية بتكساس المتوسط يشمل شخصين في كل شهر |
Teksas'ta onu durdurabilecek biri varsa o da sensin sanıyordum. | Open Subtitles | فكرت أنه لو كان يمكن لأى أحد فى تكساس أن يوقفه فسيكون أنت |
Faturaları saklayıp, Teksas'ta kaç kişinin bana süper boy teklif ettiğini göreceğiz. | Open Subtitles | كما تفعل باقي الأفرع يا ترى كم مرة سيسألونني هذا السؤال في تاكسس |
Çünkü Teksas'ta bir adamın geçim kaynağını tehlikeye atar da çuvallarsan kendine başka bir iş bulamazsın çünkü gömüldüğün yeri kimse bulamaz. | Open Subtitles | لأنهُ في تيكساس نضع حياة الرجل على المحك ثُم لم يكن لديه اي وظيفة أخرى لانه لم يجد احد مكان دفن جثتك |
Teksas'ta adına birkaç tane tutuklama emri çıkarılmış. | Open Subtitles | لقد وصلتنا مذكرة من تكساس |
Affedersin, seni burada Teksas'ta görmek, kendi kendine yapasın geliyor. | Open Subtitles | آسف لايوجد الكثير من المناظر الجميلة هنا في شرق تكساس نوعا ما عليك أن تقوم بصنع منظرك الخاص |
Ülkeyi baştan başa aradım. Sonra Teksas'ta olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد جبت أعلى وأسفل البلاد "ولكن بعد ذلك سمعت أنك بولاية "تكساس |