Large Synoptic Survey Teleskobu gibi gelecek teknolojiler daha erken tespit etmemizi sağlar mı? | TED | هل تساعدنا التكنولوجيا المستقبلية مثل تلسكوب الرصد الشامل الكبير على اكتشاف هذه الأمور في وقت أقرب؟ |
Kepler Uzay Teleskobu, yıllardır buraya odaklanıyor. | TED | هنا حيث يركز تلسكوب كبلر الفضائي منذ سنوات |
dediler. Ve biz de Teleskobu ilk dört aynayla inşa etme hazırlığındayız. | TED | ولذلك خططنا لبناء ذلك التلسكوب باستخدام الأربع مرايا الأولى. |
Bu sinyalleri bugün, biz de alıyoruz. Çünkü kullandığımız şey radyo Teleskobu. | Open Subtitles | نحن نستقبلهم اليوم وهنا تأتي تيليسكوبات الموجات |
Bu Teleskobu korumak için alışılmadık bir yapı. | TED | ولكنه مبنى غير عادي لحماية ذلك المنظار. |
Büyük Macellan Teleskobu'nun çözünürlüğü, Hubble Uzay Teleskobu'ndan 10 kat daha iyi olacak. | TED | منظار ماجلان العملاق سيكون 10 مرات أدق من منظار الفضاء هابل. |
Joseph Fraunhofer, bir prizma ile bir Teleskobu birleştirip onu gökyüzüne doğrultarak yıldızları daha da yakınımıza getirmiş oldu. | Open Subtitles | عندما جمع جوزيف فراونهوفر المنشور مع التيلسكوب و وجهه إلى السماء جعل من النجوم أقرب إلينا بشكل أكبر |
Yıldız takipçisinin alacağı bir darbe Teleskobu sonsuza dek sakat bırakır. | Open Subtitles | صدمة واحدة على متعقب النجوم قد تشل حركة التيليسكوب الى الأبد |
Aslında umudumuz, gelecek nesil Hubble Teleskobu. | TED | في الواقع، ما نتوقعه هو ما نسميه الجيل المقبل من تلسكوب هابل |
Evet, Macellan Teleskobu yapılıyor, ancak Şili'de ALMA Teleskobu var, Hawaii dahil başka yerlerde de teleskoplar var. | TED | لذا فان تلسكوب متجلان يصعد ولكن أيضا الما وآخرون في شيلى وأماكن أخرى بما فيها هواي. |
Muhtemelen Hubble Uzay Teleskobu'nu duymuşsunuzdur ve görünür ultraviyole ışıkta çekilmiş güzel resimlerini görmüşsünüzdür. | TED | لا بدّ وأنّك قد سمعت يوما عن تلسكوب هابل الفضائي ورأيت الصور الجميلة التي التقطها في ضوء فوق بنفسجي مرئي. |
Sonrasında da Galileo'nun Teleskobu Jüpiter'in uydularının, Jüpiter'in etrafında döndüğünü; Dünya'ya ise hiç aldırmadığını gördü. | TED | و من ثم إكتشف غاليليو عبر التلسكوب أن لكوكب المشتري أقماراً تدور حوله وتتجاهل تماما كوكب الأرض. |
22 Eylül sabahı en sonunda Teleskobu fırlatmayı başardık. | TED | وفي صباح يوم 22 من سبتمبر، أطلقنا التلسكوب أخيرًا. |
Bizim astronomiden anlayan; radyo Teleskobu veya uzay aracı yapıp işaret bırakabilen veya anlaşılır bir mesaj bırakabilen bir medeniyete ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحنُ بحاجة إلى حضارة تفهمُ علم الفلك يُمكنها بناء تيليسكوبات راديوية أو مركبة فضائية و يُمكنها أن تُخلف أثراً |
Bu yılın sonlarına doğru bir uydu Teleskobu fırlatılacak. Ve bu gökadanın ortasında birbirlerini yok eden karanlık maddelerin çıkardığı gamma ışınlarını arayacak. | TED | وسيكون هناك منظار فلكي فضائي لاحقا هذه السنة. وسيتم توجيهه باتجاه وسط المجرة ، لمعرفة ما إذا كانت جسيمات المادة المظلمة ستخفي أو تنتج أشعة جاما والتي من الممكن كشفها بواسطة ذلك المنظار. |
Evet, bu dört parlak nesneye bakıp Hubble Uzay Teleskobu'ndaki bir kamerayla karşılaştıralım, | TED | لذا انظروا إلى تلك الأجسام الأربعة، والآن لنقارنهم بكاميراعلى منظار هابل. |
Oraya Teleskobu koyabilirsin... | Open Subtitles | يمكنك وضع التيلسكوب في الأعلى... |
Randevumuz esasen Teleskobu bulmaktı. | Open Subtitles | موعد اللقاء هو حقيقة في أي وقت نجد فيه التيليسكوب |
Teleskobu çevirdik ki, bulutlar ayın etrafını kapladı | Open Subtitles | لقد كنت علي وشك المرور من خلال التليسكوب ثم عبرت سحابة وغطت ضوء القمر |
Bu da Whirlpool Galaksi'sinin Hubble Teleskobu tarafından çekilmiş güzel bir görüntüsü. | TED | ثم ها هي صورة مركبة جميلة لمجرة الدوامة, أخذت بواسطة تليسكوب "هابل" الفضائي. |
15 Ağustos 1977 tarihinde, Koca Kulak adlı bir radyo Teleskobu Yay takımyıldızı dolaylarından gelen bir radyo sinyali tespit etti. | Open Subtitles | في ال 15 من أغسطس عام 1977 رصدَ تيليسكوب راديوي يُطلق عليه الأُذن الكبيرة إشارة من مكانٍ قريب من كوكبة القوس, |