| telsizde bağlantı sorunu olduğunu söyle yoksa ikiniz de ölürsünüz. | Open Subtitles | أخبرهم أن هناك فشل في نظام اللاسلكي أو فشل كلاهما |
| Babam hala dönmedi. telsizde nefes alış sesi duyduğunu söyledin. | Open Subtitles | لقد قلتِ أنكِ سمعتِ تنفسا ثقيلا على اللاسلكي |
| Örneğin civar çıkışlardaki kızlar hakkında telsizde bir şey duyduklarında | TED | مثل سماع حديث على الراديو عن بنات متواجدين في شوارع قريبة. |
| Plan Baker'a göre yerleşim sırasında, istasyon değiştirmeyin ve sonraki emirlere kadar telsizde bekleyin. | Open Subtitles | انتشرو وفقا لخطة بيكر ، اعلمو التلفزيون و الراديو اننا في حالة تأهب حتى أوامر أخرى. |
| telsizde bir yanlış anlaşılma olmuş Sayın Yargıç hepsi bu. | Open Subtitles | هذا كلهُ من المذياع ؛ حضرة القاضية هذا كل شئ |
| 10 dakika kaldı. Her zamanki gibi telsizde hareket yok. | Open Subtitles | فاتت عشر دقائق ولا يوجد أي شيء على جهاز الإتصال كالمعتاد |
| Hiç komik değil. Ve biz telsizde konuşurken sen ses çıkaramazsın. Otur oraya. | Open Subtitles | هذا ليس مضحكاً ولا تتحدث بينما نحن نتحدث بالراديو ، والآن اجلس بالخلف |
| telsizde kal. Aynı frekansta bekle. Bir yere gitme. | Open Subtitles | يجب أن تظل بجوار اللاسلكي و على نفس الموجه ولا تذهب إلى أي مكان |
| Buna rağmen telsizde duyduğun şeyin illüzyon olduğu manasına gelmez. | Open Subtitles | و مع ذلك, فلا يعني أن ما سمعتيه على اللاسلكي كان وهماً |
| Bana o gece telsizde söylediğin şey konusunda haklıydın. | Open Subtitles | كنت محق فيما قلته لي عبر اللاسلكي تلك الليلة |
| Çektiğim kablo vasıtasıyla telsizde iletişim kurabilmek için bir noktaya kadar gelmeniz gerekiyor sadece. | Open Subtitles | أنت فقط تحتاج أنت تصل للمسافة المطلوبة لكي تستقبل إشارة الجهاز اللاسلكي بوضوح |
| Birlik merkezimle hemen telsizde konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد التحدث مع مركز عملياتي خلال اللاسلكي في الحال |
| Yüzbaşı, Teğmen Costa telsizde, efendim. | Open Subtitles | كابتن , هذا هو الليفتنانت , كوستا على الراديو , سيدى |
| Sizi telsizde duyduk, ama belki daha detaylı anlatırsın. | Open Subtitles | لقد سمعناكم في الراديو ولكنكم ستعرفون التفاصيل الان |
| Önemli olan bir kişinin hem kumandada hem de telsizde olmasıdır. | Open Subtitles | الرجل المتولي القيادة ينبغي أيضا أن يكون على الراديو |
| Siz telsizde vakit kaybederken onlar kontrolu tamamen ele geçiriyorlar! | Open Subtitles | إنهم يُحصّنونَ مواقعَهم بينما أنت تمزحين معي على الراديو |
| Büyük ihtimalle telsizde konuştuğun... kahrolası adamdır. | Open Subtitles | ومن المحتمل أنه نفس إبن العاهرةِ السخيفِ الذي تَتكلّمُ معه على ذلك الراديو |
| Aslında hiç fena değil. telsizde bazı konuşmalar yakaladık. | Open Subtitles | في الحقيقة هذا ليس سيئاً سمعنا بعض الحديث على المذياع |
| telsizde beni görmek istediğini söylediler. | Open Subtitles | لقد أخبروني على المذياع أنك تريد رؤيتي |
| Evet telsizde söylediğin bütün o zırvalara gerçekten inanıyor musun? | Open Subtitles | ...إذن أتُؤمن حقاً بكل هذه الهراءات التى قُلتها عبر المذياع ؟ |
| - Dee. - Pilotlar telsizde. | Open Subtitles | دى , الطيارين على جهاز الإتصال. |
| telsizde anonsu duyup hemen geldim. | Open Subtitles | صديقي لقد سمعت بالراديو وهرعت الى هنا بأسرع ما يمكن |
| Belki bazı parçaları sal için hazırladığım telsizde çalışabilir eğer beni götürmeye razı olursan. | Open Subtitles | بعض أجزائه يمكن أن تساعدني في جهاز الإرسال الذي أبنيه للقارب. إن كان يمكنك إن تأخذني هناك. |
| telsizde bize "kunduz" dediğinize bahse girerim. | Open Subtitles | أنا واثقة من أنك وصفتنا بـ"القندستين" على جهاز الارسال خاصتك. |