"telsizi" - Translation from Turkish to Arabic

    • الراديو
        
    • اللاسلكي
        
    • راديو
        
    • اللاسلكى
        
    • جهاز الإرسال
        
    • مذياع
        
    • لاسلكي
        
    • المذياع
        
    • مراقب
        
    • جهاز الإتصال
        
    • جهاز مراقبة
        
    • ماسح
        
    • سلكيّ
        
    • اللّاسلكيّ
        
    • جهاز إرسال
        
    Uçağı ve telsizi kullanırsam sen ne yapacaksın? Open Subtitles تريدني الطيران وأن أعمل على الراديو ؟ وماذا أنت ؟
    Kar arabasını ve telsizi dene, ne demek istediğimi anlayacaksın. Open Subtitles إذهبى و تفقدى كاسحة الثلج وجهاز الراديو وستفهمين
    -Luz telsizi hemen buraya getir. Open Subtitles لاز ، تعال إلى هنا مع اللاسلكي أيها الرقيب مور ، النيران علي
    Aracıma döneceğim ve telsizi tekrar deneyeceğim. Open Subtitles سـأعـود إلى سـيارتـي و سأحاول عبر اللاسلكي مرة أخـرى
    Pekala, bu çok saçma.Bak, hala bir telsizi olup olmadığını bile bilmiyoruz ve onu bulsak bile, kristali nereye koyduğunu hatırlamayacaktır. Open Subtitles حسنا, هذا بلا فائدة, أنظر حتى أننا لا نعلم إذا مازال معه راديو وحتى لو وجدناه هناك احتمال أنه لا يذكر
    Grant, bir dakika. telsizi sökmeyi düşünmüyorsun değil mi? Open Subtitles جرانت , لحظه واحده هل انت متاكد انك لن تفصل اللاسلكى ؟
    İlk olarak içindeki telsizi al ve kulaklığı tak. Open Subtitles أخرج جهاز الإرسال أولاً وارتد سماعة الأذن
    Teğmen, Londra'da S.R.C.'ye ulaşmak için telsizi kullanabilir miyiz? Open Subtitles المُساعد، هل يُمْكِنُ أَنْ أستعملَ الراديو للوُصُول إلى إس. آر. سي.
    Beş dakikada bir telsizi kontrol et. Open Subtitles أريدكما أن تتصلا بي على الراديو كل خمس دقائق.
    O zaman telsizi kullanıp imdat çağrısı yollayalım. Open Subtitles إذن فسوف نعود إلى الراديو و نرسل إستغاثة
    Bunu bilmemizin tek yolu da, bu telsizi onarman. Open Subtitles الطريقة الوحيدة لمعرفة ذلك هي بإصلاحك الراديو هل تستوعب ذلك ؟
    Yerinde olsam telsizi kuru tutarım. Open Subtitles لو كنت مكانك لأبقيت ذلك اللاسلكي بعيداً عن الماء
    telsizi kullanmak istemiyor musun? Yardım istemeyecek misin? Open Subtitles ألا ترغب في استعمال اللاسلكي لتطلب المساعدة؟
    Sana o telsizi uçakta bırakmamız gerektiğini söylemiştim. Open Subtitles ،أخبرتك بأن تترك اللاسلكي في الطائرة أليس كذلك ؟
    Ayrıca, ayrı bir kısa menzilli iletişim telsizi taktık ve robotlar birbirleriyle konuştular. TED و وصلنا أيضا" راديو مميز قصير المدى للتواصل و الروبوتات تتواصل فيما بينها
    Hiçbir şey yok. Kimse yok, ya da en azından telsizi olan birileri yok. Open Subtitles لا يوجد أحد أو على الأقل لا أحد معه راديو
    Joe, mürettebata el telsizi dağıt. Open Subtitles جو، أرسلها عبر أجهزة اللاسلكى اليدوية الى كل الطاقم.
    Şef, neden telsizi kullanıyorsun? Open Subtitles أيها الرئيس، لمّ تستخدم جهاز الإرسال والاستقبال؟
    Uçak telsizi bir sayı istasyonu frekansına ayarlanmış. Open Subtitles يبدو أنّ مذياع الطائر حوّل إلى نفس تردّد البثّ الثاني للأعداد
    Pekâlâ, bu telsizi al ve benim belirttiğim kontrol noktalarında olduğumu teyit et. Open Subtitles حسناً , هذا جهاز اتصال لاسلكي و الذي يثبت أنني في نقاط متعددة
    telsizi sana vereceğim. Benimle konuşman gerekirse ara yeter, tamam mı? Open Subtitles سوف اترك هذا المذياع في حال اردت الاتصال بي لاي سبب
    Bebek telsizi açık kalmış. Kapatalım mı? Open Subtitles هذا مراقب الطفل, أعلينا إغلاقه؟
    Sen de burada durup telsizi tamir et, tamam mı? Open Subtitles و أنتِ يجب أنْ تبقي لتصلحي جهاز الإتصال, واضح ؟
    Bebek telsizi sinyali almış. Biri bizi izliyor. Open Subtitles جهاز مراقبة الطفل يلتقط الإشارة، ثمّة مَن يراقبنا
    Eğer Goehring kadar hazırlıklıysa telsizi ve polis radyosu vardır. Open Subtitles ان كان مستعدا بقدر غورنغ فسيكون لديه ماسح لترددات الشرطة و راديو يبث ويستقبل
    İçe işleyen mavi gözlere sahip ve bir polis telsizi çalmış ya da çalmamış olabilir. Open Subtitles ذو عينين زرقاوتين ثاقبتين، ولعلّه سرق أو لم يسرق لا سلكيّ شرطة.
    Ben telsizi alacağım. Open Subtitles سأحضر اللّاسلكيّ.
    Evet efendim, casusun telsizi devre dışı bırakıldı. Open Subtitles تم التأكيد ياسيدي. جهاز إرسال الـدخيل تم فـصله.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more