Yasli adam, gençlerin refakatini tercih ediyor, öyle degil mi? | Open Subtitles | الرجل المسن يفضل رفقة من هم أصغر سنا، أليس كذلك؟ |
Benle vakit geçirmektense, Acil'de kanlı yaraları dikmeyi tercih ediyor. | Open Subtitles | يفضل البقاء في الطواريء ليخيط جروح المصابين على التحدث معي |
Evet, belli ki, onun konumu nedeniyle, o gizli kalmasını tercih ediyor. | Open Subtitles | حسناً, من الواضح, ان بسبب منصبه, هو يفضل ان يكون غير معروف. |
Dışadönükler, siyah-beyaz, somut, basit dil tercih ediyor. | TED | يفضّل المنفتحون الأبيض والأسود والأمور الملموسة واللغة البسيطة. |
Görünüşe göre kutup ayıları ilişkilerinde mahremiyeti tercih ediyor. | Open Subtitles | يظهر وأن الدببة القطبية ،المتغازلة تُفضل الخصوصية |
Ateşli kızlarla tanışmadan geviş getiriyor olmayı tercih ediyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنه يفضل أن يمضغ الجيفة على أنه يقابل فتيات جميلات |
Bazıları güzel sanatları, bazıları el sanatlarını tercih ediyor. | Open Subtitles | البعض يفضل الفنون الجميلة والبعض الآخر يفضل الحرف المهنية |
Sorunu ne onun? İçmektense bir kadınla konuşmayı mı tercih ediyor? | Open Subtitles | ماالمشكلة مع صديقك يفضل التحدث إلى النساء على الشراب |
Kendi annesi yerine bu ahlaksız kopilleri görmeyi tercih ediyor. | Open Subtitles | هو يفضل ان يرى هؤلاء الاشرار على ان يرى امه! |
Sulu boyayı tercih ediyor ama karakaleme kolay erişiyormuş. | Open Subtitles | انه يفضل الوان الماء ولكنه يحصل على الرصاص بسهولة |
Ama o en iyi arkadaşımla olmayı tercih ediyor. | Open Subtitles | الذى يفضل أن يبقى مع أفضل صديقاتى و يتركنى بدون مكان لأعيش فيه |
Görünen o ki, Albay Tavington kendi emirlerini uygulamayı tercih ediyor. | Open Subtitles | يبدو أن العقيد تفينجتون يفضل اتباع أوامرة |
Belki de canavar gibi yaşamaktansa... insan gibi ölmeyi tercih ediyor. | Open Subtitles | ربما فضل هذا علي ان يعيش كوحش0 درابا يفضل ان يموت كرجل0 |
O da bunu biliyor, ama onun için bi farkı yok... çünkü bir köpek gibi yaşamaktansa köpek gibi ölmeyi tercih ediyor. | Open Subtitles | .وهو يعلم ذلك ولا يكترث لأنه يفضّل أن يموت ككلب .عوضاً عن أن يعيش ككلب |
Monaco'daki son gecelerinde adam onunla eğlenmek yerine odada kalıp televizyon izlemeyi tercih ediyor. | Open Subtitles | لكن خليلها يفضّل أن يبقى في الداخل وتلفزيون ساعة هم ليلة أمس في موناكو |
Görünüşe göre kutup ayıları ilişkilerinde mahremiyeti tercih ediyor. | Open Subtitles | يظهر وأن الدببة القطبية ،المتغازلة تُفضل الخصوصية |
Bazıları yemeğin yanında yeşillik de tercih ediyor. | Open Subtitles | يُفضّل البعض قليلاً من الأعشاب مع العشاء |
Bebekler dünyaya geldiklerinde bu tatları hatırlayıp bunları tercih ediyor gibi görünüyorlar. | TED | ويبدو أن الرضع يتذكرون و يفضلون هذه الأذواق عندما يخرجون لهذا العالم. |
Olaylara daha aykırı yaklaşmayı tercih ediyor. | Open Subtitles | يبدو أنه يُفضل التعامل بطريقة دينية مع الأمور. |
Bunlar saldırması muhtemel olan yerler. Oraları tercih ediyor. | Open Subtitles | هناك مواقع ذات معدلات قتل مرتفعة هو يفضلها |
Çoğu kişi bu çelik modelleri tercih ediyor. | Open Subtitles | الكثير من الرجال يفضّلون الساعات المضادّة للصدأ التقليدية |
Her seferinde farklı birini değil sabit bir sevgiliyi tercih ediyor. | Open Subtitles | تفضل أن تحصل ابنتها على شاب واحد وليس عدة شباب. |
Bizle oyun oynayan tek kişi olmayı tercih ediyor. | Open Subtitles | انها تفضل أن تكون الوحيدة التي تعبث معنا |
- Evet, efendim. Ona katılmak ister misiniz? - Hayır, yalnız yemeği tercih ediyor. | Open Subtitles | نعم ، هل ترغب فى الأنضمام إليها لا ، أظن إنها تفضل العشاء بمفردها |
Kendi suçunu ihbar etmek için polisi arıyor. Yoğun nüfuslu yerlerde öldürmeyi tercih ediyor. | Open Subtitles | هُو يتّصل بالشرطة ليبلّغ عن جريمته، يُحب أن يقتل بالمناطق المُكتظّة بالسكان ويستخدم الرصاصات كرسائل. |
Deangelo, bazı şeyleri, bazı kişilerle paylaşmayı tercih ediyor. | Open Subtitles | (دي أنجلو) يُفضِّل فقط تفويض بعض الأمور لِبعض الرجال |
Sadece bunun sırlarımızı satarak olmamasını tercih ediyor! | Open Subtitles | فقط هي تفضل ألا يكون هذا عن طريق بيع الأسرار. |
Birinin acayip uzun bir yüzü var, halam diğerini tercih ediyor. | Open Subtitles | أحدهما ذو وجه طويل جدا يبدو على عمتي أنها تفضل الرجل الآخر |