Görevdeyken ters giden bir şeyler olursa, Grant'ın paha biçilmez olduğunu anlarsınız. | Open Subtitles | ستجد جرانت نافع جدا لو حدث اى شئ خاطئ و انتم بالداخل |
ters giden aptalca oyunlar oynamaktan pişmanlık duymak için yedi yıl. | Open Subtitles | سبعة سنوات لكى تندم على ممارسة الألعاب التى تسير بشكل خاطئ |
Beachwood'daki bir restoran erkenden kapatıldığında insanlar ters giden bir şeyler olduğunu anlamışlar. | Open Subtitles | الجيران اصبحوا يعلمون بوجود شيء خاطئ عندما اغلق مطعم محلي في بيتشوود باكرا |
- Teşekkür ederim. - Bu bir iltifat değil. Hadi Bones, burada ters giden bir şeyler var, değil mi? | Open Subtitles | بربك يا كتلة العظام, تعلمين بأن هناك شيء ما خاطىء هنا, صحيح؟ |
Hayatımda ters giden tek şey sensin... | Open Subtitles | الشي الوحيد الذي يحدث خطأ في حياتي هو أنت |
- ters giden birşey bulamadım. - Orada kesinlikle ters giden bir şey var. | Open Subtitles | انا لا ارى اى شىء خطا هناك بالتاكيد شىء خطا |
Beklemede kalın. Arabayı değiştiriyorlar, ters giden bir şeyler olabilir. | Open Subtitles | انتباه ، لقد قاموا بتغيير السيارة هناك شيء ما خاطئ |
ters giden bir soygun teşebbüsü gibi göstermek istemiş olabilirler. | Open Subtitles | ليس حينما يريدون أن تبدو كعمليّة سرقة سارت بشكل خاطئ |
Orada ters giden birşeyler olduğundan eminim, ve bunu öğrenmeliyim. | Open Subtitles | اا نتأكده انها هناك شيئا خاطئ بالخارج هناك واريد ان اعرف هذا |
Diğeri de... Şef, Dery'de ters giden bir şeyler var, bunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | هناك شيء خاطئ هنا في ديري،وأنت تَعْرفُه. |
Bu gece ters giden her şey benim hatam, Car. | Open Subtitles | السيارة، كل شيء خاطئ مع هذه الليلة هو خطأي. |
Kitty, pazartesi saat öğleden sonra 3 olduğunda sen hala yataktaysan, ters giden bir şeyler vardır. | Open Subtitles | عندما تكون الثالثة في عشية السبت و أنت مازلت بالسرير أعلم أن هناك شيء خاطئ |
Sonra da ters giden bir şeyler olmuş ve cuma gecesi ay ışığında parka bir yürüyüş yapmış. | Open Subtitles | ، ثم فجأة .. حصل شيء خاطئ فأخذها الأخ في رحلة تحت القمر |
Hayır. ters giden bir şey olursa, başkanın etkilenmesini istemiyorum. | Open Subtitles | كلّا، فإن حصل أمرًا خاطىء أريد التأكد من أن الرئيسة بعيدةً عن الأمر |
ters giden bir şey olursa derhal bana bildireceksin. | Open Subtitles | لو أن أى شىء يذهب على نحو خاطىء يجب أن تخبرنى عنه فى الحال |
Bence hayatımızda ters giden her şey için A'yi suçlamayı bırakıp kendimizi suçlamaya başlamalıyız. | Open Subtitles | اعتقد انه يجب ان نتوقف على لوم "اي" لكل شيء خطأ في حياتنا ونبدأ إلقاء اللوم على أنفسنا |
Paul'e ilgili ters giden birşeyler var.. | Open Subtitles | ويوجد بكل تاكيد شىء خطا مع بول |
Yani biri, onu ters giden bir seks oyunu gibi göstermek için yatağa taşıdı. | Open Subtitles | إذاً فقد وضعه أحد على السرير ليبدو الأمر كلعبة جنسية قد ساء سيرها |
ters giden bir soygun gibi duruyor. | Open Subtitles | ، عملية سرقة انتهت بشكل سيء هذا ما يبدو |
ters giden bir şey olursa, ...polisin saldırı için hazırda bekleyen hava filosu emrimde. | Open Subtitles | إذا حدث أي خطب لدي أسطول من الطائرات الهوائية مستعد للهجوم |
ters giden bir şey mi var? | Open Subtitles | لاحظتُ مؤخراً |
ters giden bir şey olursa, hemen oradan uzaklaşın. | Open Subtitles | أي شيء يؤول إلى الخطأ ارحل فقط |
Daha sonra da akciğer kanseri prostat kanseri ve mem kanseri için farklı farklı klinik deneyler yapıyoruz, bunlara sanki farklı hastalıklarmış gibi davranıyoruz, ve bu hastalıkları bu şekilde ayırmak esas ters giden şeyle de ilgili. | TED | و بعدها نقوم بالتجربة السريرية لعلاج سرطان الرئة و واحدة لسرطان البروستات و أخرى لسرطان الثدي، و نعالج هذه و كأنها أمراض مستقلة و طريقة تقسيمهم هذه كانت لها علاقة في الخطأ الذي حدث فعلا. |
ters giden bir şey mi var Stephanie? | Open Subtitles | أهناك خطب ما، ستيفاني؟ |
Alex'in hayatında ters giden bir şeyler olduğuna dair bir şeyler hissettiniz mi hiç? | Open Subtitles | هل شعرتِ قط بأنّ هناكَ خطباً في أي جانب من جوانب حياة اليكس؟ |