"tohumları" - Translation from Turkish to Arabic

    • البذور
        
    • بذور
        
    • البذار
        
    • بذرة البنجر
        
    • بذوره
        
    • أزرع
        
    • للبذور
        
    • البذرة
        
    • بذرة من ينجح
        
    • روابطِ
        
    Yaklaşık 20 metre uzağa kadar yayılırlar... ...tohumları toplarlar ve yuvaya getirerek saklarlar. TED فهم يذهبون بحثاً عن العلف إلى ما يقارب 20 متراً، يجمعون البذور ويعيدوها إلى العش، ومن ثم تخزينها.
    Vermek için bahçenizi besleyin ve bu tohumları gelecek için ekin. TED ازرع حديقتك للأخرين وازرع تلك البذور للمستقبل.
    Ardından çıkan tohumları ektim ve Eric Rasmussen'in sayesinde -yardımların için teşekkürler Eric- tohum bahçesini hasat ettim. TED ثم تحصد البذور و شكرا لك يا إيريك راسموسين لمساعدتك في هذا الأمر ثم أنت تحصد حديقة البذور
    Çiftçilerin bu tohumları satın almalarını sağlamalıyız ya da en azından çiftçilerin kullanabilmeleri için şirketlerin tohumları almasını. TED علينا جعل المزارعين يشترون البذور، أو على الأقل جعل شركة البذور تشتري البذور التي سيريدها المزارعون.
    İnsanlar dünyanın dört bir tarafından öğrenmek için geliyorlar. Ve sonra da geri dönüp, bu tohumları nasıl toplayacaklarını planlıyorlar. TED يأتي الناس من كل أنحاء العالم ليتعلموا. وبعدها يرجعون ويخططون كيف بالضبط سيقوموا بأخذ هذه البذور.
    Hala canlı olup olmadıklarından emin olmaksızın tohumları saklamanın bir yararı yok. TED ليس جيدا تخزين البذور إذا كنت لا تعرف انها قابلة للحياة.
    Eğer yeri bilinmeyen yaklaşık yarım milyar mayının saçıldığı yerlerden birinde yaşıyorsanız bu tohumları o arsaya atabilirsiniz. TED إذا كنت تعيش في أحد الأماكن حيث قرابة النصف مليون مفقودين جراء الألغام المتناثرة، يمكنك إلقاء هذه البذور على الارض.
    Sabah tohum ekeceğiz, Mutluluk tohumları Open Subtitles سنعمل على وضع البذور في الصباح البذور الطيبة
    Ziraati keşfettiğimizde ise, tohumları doğru zamanda ekip ürünleri doğru zamanda hasat etmeliydik. Open Subtitles عندما قمنا بإختراع الزراعة كان علينا الإهتمام وذرع البذور وحصاد محاصيلنا فقط فى الموسم الصحيح
    Güneş panellerini aldım ve bu tohumları büyütmek için kullandım ve bu bitkiler oluştu. Open Subtitles لقد أخذت الألواح الشمسية، وزرعت هذه البذور التي تجعل هذه النباتات تنمو
    Bu bitkilerin ürettiği tohumları depolamak isteyen kemirgenler bir taşıma sorunu yaşar. Open Subtitles أى حيوان قـارض يريد تخزين البذور الصغيرة جداً للنبات .. مثل هذه يواجه مشكلة نقلها
    Ön ayakları çenesinin altında saklı ve tohumları ağzına yönlendiriyor. Open Subtitles أن سيقانه الأمامية تتحرك مختفيه تحت ذقنه وذلك لجرف البذور إلى فمّه
    Tuhaf gelebilir ama, bu karıncalar depoladıkları tüm tohumları yemezler. Open Subtitles قد يبدو هذا غريباً، لكن لا يأكل هذا النمل كل البذور التي يخزنونها.
    Çapraz gaga, sıra dışı gagasıyla kat-kat kabukları ayırarak, diliyle içerdeki tohumları çıkarabilir. Open Subtitles انه منقار طائر الكروسبل الإستثنائي يُمْكِنُ أَنْ يستعمل منقاره ليَفْتحَ المخاريط، ثم ينتزع البذور بلسانه.
    Kırmızı gagalı guela kuşları ak karıncaların gözden kaçırdığı tohumları yiyor. Open Subtitles بوسع الكويلا حمراء المنقار الآن أن تجمع البذور العشبية التي فوّتها النمل الأبيض
    İnsanlar tohumları belli imalatçılardan alır ve o tohumlar genetik olarak birbirine çok benzer. Open Subtitles يحصل الناس على البذور من منتجين قلة وهي متشابهة جينياً إلى حد كبير
    Ben Mandela değilim ama kendime şunu soruyorum: Geçmişin yıkıntıları arasına umut tohumları ekebilir miyim? TED أنا لست مانديلا، ولكن سألت نفسي: هل يمكنني أيضا أن أزرع بذور الأمل في أطلال الماضي؟
    Yani kesinlikle çok tohum satma gibi ticari bir ilgi var fakat neyse ki çiftçilerin almak istediği tohumları satıyorlar. TED وحتماً هناك مصلحة تجارية ببيع الكثير منها لكن نأمل أنهم يبيعون البذار التي يريد المزارعون شراءها
    Önce tohumları ektin. Open Subtitles لقد زرعت بذرة البنجر
    Şirketler Kongresi henüz var olmayabilir ama tohumları dikilmiş gibi görünüyor. Open Subtitles ولكن بذوره قد زرعت بالفعل
    Babam söylemişti, babam küçük bir tohumları bile toprakta bırakılırsa günün birinde ağaç kadar büyüyeceklerini söylemişti. Open Subtitles لقد كان والدي يقول بمجرد تركك للبذور في التربة فانها تنمو ذات يوم لتصبح شجرة
    Yapmamız gereken şey tohumları ekmek. Open Subtitles كلّ ما علينا هو أن نغرس البذرة.
    Kaçan olursa, tohumları sonsuza dek savrulup, lanetlenecek! Open Subtitles و ستكون بذرة من ينجح فى الهرب منهم مبعثره و كريهه إلى الأبد
    Senin görevin, iyi günde ve kötü günde bu ilişkiye mutluluk tohumları ekmek... ailelerimiz arasındaki ilişkiyi daha da sağlamlaştırmak. Open Subtitles هذا واجبُكَ لفَهْم حسّاسية هذه الرابطةِ... ... للنشر سعادة في الأوقات الطيبةِ والسيئةِ لتَقْوِية روابطِ كُلّ علاقة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more