Ve tabiî ki mümkündür etrafımızdaki toplulukların yoğunluklarını artırma. | TED | واعتقد انه من الممكن حتماً زيادة كثافة المجتمعات من حولنا |
Bir sonraki aşama bu toplulukların içinde gerçekleşti. | TED | والآن الخطوة التالية التي حدثت هي بداخل تلك المجتمعات. |
Bu toplulukların oluşturduğu nöronlar, birer bilgi işleme araçlarıydı. | TED | لذا فإن الخلايا العصبية هي أجهزة معالجة المعلومات التي بنته تلك المجتمعات من الخلايا. |
Ve devamında, çalışanlarının her birine şunu söylediler: "Yapabilirseniz, bu toplulukların büyümesine yardım edin ve alanlarına bakmalarına yardım edin." | TED | وسيقولون لكل شخص من قواهم العاملة، إذا كنت تستطيع، ساعد هذه المجتمعات على النمو، وساعدهم في الحفاظ على مساحاتهم. |
Bu hikayeyi, toplulukların organize olma biçimleri açısından önemli olduğuna inandığım için anlattım. | TED | اقول كل ذلك بسسب ما اعتقد انه يعني لطريقه المجتمعات في العمل مع بعضها البعض. |
Ve ciddi, aralıksız devam eden ve veri güdümlü çabaları anlamak için sahip olduğumuz en sorunlu toplulukların bazılarına nasıl müdahale edeceğimizi görüyoruz. | TED | و نحن نرى جهودا خطيرة ومتواصلة و مبنية على البيانات لمحاولة فهم كيفية التّدخل في بعض المجتمعات الأكثر اضطرابا لدينا. |
Peki tüm bu mikrobik toplulukların | TED | لو اردنا رسم خريطة لكل هذه المجتمعات من المايكروبات ، فكيف ستبدو ؟ |
Topluluktaki tüm güç simsarlarının detaylı çizelgelerini hazırladım, kimlerle tanışmam lazım, nerede olmam lazım ve kendimi zevkle bu toplulukların içine attım. | TED | وضعت جدولا مفصلا حول صانعي القرارت السياسية بالمجتمع، من يجب أن أقابل، أين أحتاج أن أكون، واندمجت في هذه المجتمعات بلباقة وذوق. |
Ben yerel toplulukların gücüne inanıyorum, ilişkilerin dönüştürücü etkisine. | TED | فأنا أؤمن بقدرة المجتمعات المحلية، وقدرة العلاقات على التغيير. |
Sevgili sivil toplulukların birçok biçimi şimdi, bu bilinçlenme çağında gelişiyor. | TED | تزدهر الآن العديد من أشكال المجتمعات المدنية المحبوبة في عصر الصحوة هذا. |
Burası, toplulukların bu gezegenin yüzünü ve belki de kaderini değiştirmek için bir araya geldiği Güney Hindistan sahilindeki üç nehir deltasından biri. | TED | هذا الدلتا جزء من مجموعة نهرية ثلاثية في الجزء الساحلي من جنوب الهند حيث اجتمعت المجتمعات لتغيير وجه الكوكب، ويُحتمل أن تغير مصيره. |
Bunlar, daha sonra çalılık alanlara dönüştüler ve tüm ekolojik toplulukların haritasına karıştılar. | TED | وقد أصبحت أرضي شجرية بفعل التعاقب، و هذه تختلط مع بعضها لتكون خريطة لكل المجتمعات البيئية. |
Bu koruma teşkilatları devlet tarafından hukuken kurulmuş kuruluşlar ve toplulukların kendileri tarafından, kendi yararları için yürütülüyorlar. | TED | الحُماة مؤسسات معترف بها قانونياً من قبل الحكومة، وهذه تُدار من قبل المجتمعات أنفسهم، لفائدتهم. |
Gizli toplulukların kanıtları hedef alınıyor. Büyük etkiye sahip, çok güçlü Büro gibi toplulukların. | Open Subtitles | أدلة على أنّ المجتمعات السرّية التي لديها تأثير كبير في أروقة السلطة مثل المكتب |
...gizli toplulukların üyelerine saldırıp, öldürmek yaşam deneyimini, iyileştirici etkiler yapar. | Open Subtitles | مهاجمة وقتل أعضاء من المجتمعات السرّية سيكون له تأثير خفيف في التجربة الإنسانيّة |
Bu toplulukların hali hazırda kendilerine has yöntemleri var zaten. | Open Subtitles | هذه المجتمعات لها مبادئها الخاصة للتعامل مع الأمور |
- Tüm eski gizli toplulukların kendi dilleri varmış. | Open Subtitles | كل المجتمعات السرية القديمة لديهم لغتهم الخاصة |
Ama Afro-Amerikalı toplulukların oylarını çekmek için emrimdekilere sokakta tanıtım yapmaları için para verdim. | Open Subtitles | الضخم المتجول للحصول على أصوات المجتمعات الأفريقية الأمريكية |
O toplulukların ve kampların birçoğu artık yok. | Open Subtitles | أغلب تلك المجتمعات والمعسكرات زالت الآن. |
O toplulukların ve kampların çoğunluğu artık yok. | Open Subtitles | أغلب تلك المجتمعات والمعسكرات زالت الآن. |