Cezalar değiştirildi, mahkumlar serbest bırakıldı ve tutuklamalar durduruldu. | TED | وعُدلت العقوبات، وأُطلق سراح السجناء، وتوقفت الاعتقالات. |
Bir gazeteci olarak, sürekli yasa dışı tutuklamalar, ve gizli işkencelerle ilgili şeyler duyuyordum. | Open Subtitles | كصحفي كنت دوماً أسمع عن الاعتقالات التعسفية و معتقلات التعذيب السرية |
Polislere meydan okumayı bırakamadığı için seri duruşmalar ve tutuklamalar yaşadı. | Open Subtitles | مر بسلسلة من المحاكم و الاعتقالات لأنه لم يكف عن تحدي الشرطة |
Artık kotanızı doldurmak için etkisiz, manasız tutuklamalar yapmak zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | لن تكونوا تحت رحمة تحقيق كوطات شهريّة من الإعتقالات والإستجلابات التافهة |
Bazı tutuklamalar oldu, ama kalabalık hâlâ zaptedilemiyor. | Open Subtitles | لقد قمنا ببعض الإعتقالات ولكن ما زالت الحشود غاضبة |
Asıl sorun sokak düzeyi tutuklamalar için dinlemeyi heba edeceksiniz. | Open Subtitles | المشكلة أنك تضيّع عملية التنصّت في إعتقالات تافهة |
Ortaklarımızla birlikte ortalama %25'ten daha az tutuklamalar, daha az güç kullanımı vakaları ve %13'ten daha az polis kaynaklı yaralanmalar gördük. | TED | وقد شهد شركاؤنا معًا اعتقالات أقل بما معدله 25 بالمائة، واستعمالًا أقل للقوة، وإصابات أقل ب13 بالمائة من تلك المنسوبة عادة للضباط. |
Polislere meydan okumayı bırakamadığı için seri duruşmalar ve tutuklamalar yaşadı. | Open Subtitles | مر بسلسلة من المحاكم و الاعتقالات لأنه لم يكف عن تحدي الشرطة |
Bu tutuklamalar, hükümetimizin barış anlaşmasına olan desteğinin devamını güçleştiriyor. | Open Subtitles | تلك الاعتقالات تصعّب على حكومتي مواصلة دعم اتفاقية السلام |
Sayın Başkan, önümüzdeki birkaç saat içinde tutuklamalar duracak. | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة، ستتوقف الاعتقالات في غضون السويعات القادمة |
Her yıl, Cook Bölgesi polisi çete sınırları haritasını suç istatistikleri, tutuklamalar ve çete grafitilerine göre çıkartır. | Open Subtitles | كل سنة ، شرطة المقاطعة تقوم بعمل خريطة من أراضي العصابة وفقا لإحصاءات الجريمة الاعتقالات ، وعلامات العصابات |
İki sebepten dolayı, birincisi tüm tutuklamalar senin alt ettiğin mahkûmlar hakkında ve ikincisi ise... | Open Subtitles | الاول ان كل الاعتقالات التي يحقق بها وثانياً |
Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu ilan kaynaklanan tutuklamalar bir telaş iddia edilen dolandırıcılık bir dizi | Open Subtitles | أعلنت لجنة الأوراق المالية والبورصات عن موجة من الاعتقالات بسبب سلسلة من عمليات الاحتيال المزعومة |
- Bu tutuklamalar, çok iyi bir ekip çalışmasının ürünü.. | Open Subtitles | حسناً، هذه الإعتقالات كانت نتيجة لعمل فريق مُذهل. |
Marsilya'da tutuklamalar başladı. "Çingene" lakaplı kişi bu sabah Narkotikte sorguya alındı. | Open Subtitles | سلسلةٌ من الإعتقالات الكبيرة في مرسيليا، وتم إستجواب وأحدٌ لقبهُ الغجري |
tutuklamalar %70 düştü, gelir %300 arttı. | Open Subtitles | الإعتقالات إنخفضت بنسبة 70 بالمائة، والإيرادات ارتفعت بنسبة 300 بالمائة. |
Geçen hafta yapılan tutuklamalar ve ele geçirilenler bunun sonucuydu. | Open Subtitles | إعتقالات الأسبوع الماضي كانت نتائج مباشرة |
Sana alkolle ilgili rakamlar, tutuklamalar istediğimi söyledim. | Open Subtitles | أخبرتك أنني أريد ارقاماً إعتقالات متعلقة بالكحول |
- tutuklamalar? | Open Subtitles | إعتقالات سابقة؟ |
"Casus vuruldu." "Yakında başka tutuklamalar da bekleniyor." | Open Subtitles | وتم إطلاق النار عليه وهناك اعتقالات اخرى وشيكة. |
Emin olmak için avukatlar, tutuklamalar ve mahkemeler olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك مُحامين واعتقالات ومحاكمات لتتأكد |
Bazı tutuklamalar yapıldı. | Open Subtitles | كانت هناك ملاحقات قضائية. |