Fakat koklea denen iç kulağımız aslında tuzlu suya benzer sıvılar ile doludur. | TED | لكن أذننا الداخلية، والتي تسمى القوقعة، مملوءة في الواقع بسوائل تشبه المياه المالحة. |
tuzlu su da onu birkaç dakika içinde kullanılmaz hâle getirecektir. | Open Subtitles | المياه المالحة سوف تجلعها عديمة الفائده في خلال دقائق توم ؟ |
Akciğerlerinde tuzlu su var, alveolleri kopmuş bir de köpüklü salyaya rastladım. | Open Subtitles | مياه مالحة في رئتيه، الحويصلات الهوائية مُمزقة، اللعاب مزبد، شرب حتى الغرق. |
tuzlu su terbiyesi ve esmer şeker terbiyesi de % 60 oranda kanserojen etkiyi önleyerek ciddi düzeyde etkili oluyordu. | TED | تتبيلة الماء المالح وتتبيلة السكر البني ,عملت بشكل جيد جداً كذلك .حيث قللت من نسبة المواد المسرطنة بنسبة 60 بالمئة |
Muhtemelen içinde bir tuz kurşunu olduğundan sana tuzlu gelmiyor. | Open Subtitles | ربما يُعجبك مذاق الملح لأنه توجد رصاصه من الملح بداخلك |
Hemen tuzlu kraker ve zencefilli gazoz alıp geri geliyoruz. | Open Subtitles | سنعود على الفور ونحضر لكِ بعض البسكويت المملح والمياه الغازية |
Çevredeki en dayanıklı ve tuzlu suya en toleranslı kertenkelelerden biridir | Open Subtitles | إنها واحدة من أقسى السحالي و الأكثر تكيفاً مع المياه المالحة |
Eyalet Kıyı Komisyonu'na deniz fenerinin tuzlu su korozyonundan zarar gördüğünü söyle. | Open Subtitles | قل للجنة السواحل الدولة ان تاكل المياه المالحة ادى الى سقوط المنارة |
Eyalet Kıyı Komisyonu'na deniz fenerinin tuzlu su korozyonundan zarar gördüğünü söyle. | Open Subtitles | قل للجنة السواحل الدولة ان تاكل المياه المالحة ادى الى سقوط المنارة |
Burada tuz diyapirlerinden oluşmuş tuzlu su havuzlarına bakıyoruz. | TED | وأنت تنظر إلى أحواض مالحة تكونت من تأثير الأملاح على الصخور. |
Buharlaşan su, tuz birikimine yol açtı, bu da toprağı tarım yapmak için çok tuzlu hale getirdi. | TED | ترك تبخّر المياه رواسب معدنية مما جعل التربة مالحة جداً للزراعة. |
Otopsi raporları Mulwray'in akciğerlerinden tuzlu su çıktığını doğruluyor. | Open Subtitles | تقرير الطبيب الشرعي أظهر وجود مياه مالحة في رئتي مولوراي. |
Timsahların, tuzlu suyun etkisini yok eden bir anatomisi vardır. | Open Subtitles | التماسيح لديها غدد خاصة واللتى مكنتها من تحمل الماء المالح |
Altı ayda, tuzlu su o ekranda bir delik açacaktır. | Open Subtitles | ست أشهر كأقصى تقدير، الماء المالح سيثقب فجوة في الشاشة |
Yediklerini desteklemek için geyikler tuzlu yosunla beslenmek için kıyıya gelmeli. | Open Subtitles | لتعزيز غذاءهم، تضطر الغزلان بلوغ الشاطىء لتقتات على عشب البحر المالح |
Burnu büyük herifin tekiydi, sürekli geç kalıyordu tuzlu bong suyu kokuyordu. | Open Subtitles | هو مغرور تماما واتي متاخر للعمل ورائحته كانت مثل الملح وماء المخدر |
Ben bir tavşan güveç alacağım ama lokantalarda hep çok tuzlu yapıyorlar galiba. | Open Subtitles | أنا أفضل الأرانب البري ..لكن في المطاعم. يميلون إلى إستعمال الملح أكثر من اللازم |
Kıvrılabilir olandan alabilir miyim? Ve tuz oranı. Çok tuzlu. | Open Subtitles | والبسكويت المملح مالحٌ للغاية، أريد منخفضة الصوديوم |
Aslında içtiğimiz sıcak, tuzlu bir suydu. Belki içinde 2-3 tane soya fasulyesi vardır. | Open Subtitles | فى الواقع ما كان بالطبق هو ماء ساخن مملح به ربما حبتين أو ثلاث حبات من فول الصويا |
Ona bir bardak tuzlu su geitr ve kartı doldur. | Open Subtitles | أحضري له كوب ماء مالحاً و املأي الاستمارة |
Severide bir damar bul ve şu tuzlu suyu tak. | Open Subtitles | سيفيرايد , أعثر على وريد و أعطه هذا المحلول الملحي |
Bebeğim,daha az önce sana tam kıvamında 100 tane tuzlu fıstık verdim. | Open Subtitles | حبيبتي لقد أحضرت لكِ لتوي 100 حبة فستق بكمية ملح مناسبة أيضاً |
Sahilde oturup okyanustan gelen rüzgarın tuzlu kokusunu tadarsın, ve içinde sonsuz bir özgürlüğün sıcaklığını hissedersin, | Open Subtitles | انت تقف على الشاطيء وتشم الرائحة المملحة التي تأتي من المحيط, وتشع بداخلك بالدفيء بالحرية اللانهائية, |
Şimdilik biraz acıyor, hepsi bu ama tuzlu su iyi gelecektir, beni hatırlasana. | Open Subtitles | أنت لست بحاله سيئه مجرد تتألم الآن سوف تساعد المياه المالحه فى تحسنها |
Fakat aynı zamanda yoğun tuz çözeltisi, ya da tuzlu su ile kalmaktayız. | TED | ولكننا نحصل أيضا على محلول ملحي مركز أو أجاج. |
Nar gibi, tuzlu ve vitamin deposu... | Open Subtitles | محمصة و مملحة و مليئة بالفيتامينات |
Balıkçı teknelerinde uzun yolculuklar için tuzlu suyu arındıran cihazlar vardır. | Open Subtitles | تحتوي قوارب الصيد على معدات من أجل إزالة ملوحة ماء البحر للرحل الطويلة |
Bay tuzlu olmayı Bay Fıstık olmaya yeğlerim. | Open Subtitles | افضل ان اكون السيد بينت بدلا من السيد سالتي |