"uçuyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • تطير
        
    • يطير
        
    • تحلق
        
    • يحلق
        
    • أطير
        
    • يسافر
        
    • سيطير
        
    • طار
        
    • يَعُومونَ
        
    • يطيرون
        
    • يحلقون
        
    • يحلّق
        
    • نطير
        
    • سنحلق
        
    • تُحلّق
        
    Sanki bu küçük, minik, önemsiz arabanın üzerinde uçuyor gibisiniz. Open Subtitles ولكنك تعلم أنك تلاحق شيئاً آخر تبدو كأنك تطير فوق
    Bir tuşla tamamen kendi başına kalkıyor, uçuyor ve iniş yapıyor. TED تضغط على زر، تقلع، تطير وتهبط، كل شيء ذاتيّ.
    Arılar Fenway Park'ın bahçesine uçuyor. TED يطير النحل مباشرة إلى الفناء الخارجي لمتنزه فينواي
    Ve sarı-yeşil kıyafetli olan ise baş aşağı uçuyor. TED والأخر بالبدلة الصفراء والخضراء هو يطير رأسياً للأسفل
    Kendiliğinden uçuyor. En güvenli uçak. Open Subtitles لا أستعمل يدي، تحلق بنفسها أأمن طائرة في العالم
    Umuda, yarınlara doğru uçuyor. Open Subtitles تطير إلى قوس قزح الي ضوء الأمل الي المستقبل
    Kanatlı yaratık gecenin karanlığında uçuyor ve beni hazır buluyor. Open Subtitles تطير المعركة المجنّحة خلال الليل ويجدني مستعدّ
    Kanatlı yaratık gecenin karanlığında uçuyor ve beni hazır buluyor. Open Subtitles تطير المعركة المجنّحة خلال الليل ويجدني مستعدّ
    İnsanlar içine giriyor ve uçuyor. Komik değil mi? Open Subtitles الناس تدخلها ثم تطير بها مثل الطيور هذا سخف أليس كذلك؟
    - Muhakkak ileride su olmalı ki kargalar o tarafa doğru uçuyor diye düşünüyorlar. Open Subtitles فظنوا أنّ الغربان تطير فوق مصدراً للمياه
    Bahar zamanı, kazlar kuzeye doğru uçuyor olmalılar. Open Subtitles إنه فصل الربيع ، لذا الإوزات لابد أنها تطير متجهة نحو الشمال
    suraya bakin! se Post, "uçuyor". Open Subtitles و الأن أنظروا جريدة البوست عنوانها إنه يطير
    Büyük Kanyon üzerinden hizla uçuyor, digeri de öyle. Open Subtitles إنه يطير مثل الخفاش فوق الوادي الكبير و الأخر
    Tanrım, gazla uçuyor olmalı. Open Subtitles يا إلهى, لا بد من أنه يطير بواسطة البخار
    Ve uyku perisi çatıdan çatıya uçuyor. Open Subtitles و السّيدِ ساندمان يطير مِنْ سقفِ إلى سقفِ
    -Bunun dışında Edi kendi uçuyor. -Yani o. Open Subtitles قمرة القيادة من أجل الاختبار والتصليح وإلا فإن ـ أدي ـ يطير بنفسه
    Şu küçük uçağınızla uçuyor musunuz? Open Subtitles اسمع كنت قد تحلق أن طائرة صغيرة من يدكم.
    Sana söylemedi mi; babası kötü sinekleri bombalamak için, geceleri uçuyor. Open Subtitles ماذا، ألم يخبرك أن والده كان يحلق طوال الليل ويقصف الذباب القذر؟
    Neyse, sonra hatırladığım aniden dışarı çıkarıldım sanki havada uçuyor gibiydim. Open Subtitles على أي حال، الشيء التالي أتذكّر أنا كنت فجأة خارج جانب، مثل أنا كنت أطير خلال الهواء أو الشيء.
    Sonra da küçük emoji uçağa biniyor ve o ülkeye uçuyor. Open Subtitles و من ثم رمزك الصغير يركب الطائرة و يسافر الى البلد.
    Eminim, Jeannie seviştiği biri Phoenix'e uçuyor. Open Subtitles متأكد أن شخص ما جيني ضاجعته سيطير إلي فينكس إنك
    Bruce Wayne yatak odasında iken bir yarasa kafasının üzerinden uçuyor, ve o da bunu Batman olmak için bir işaret olarak görüyor. TED وبروس وين الذي كان في غرفة نومه طار فوق راسه وطواط فتكهن انه سيغدو الرجل الوطواط
    Gerçekten, hepsi uçuyor! Hepsi uçuyor! Open Subtitles في الحقيقة،هم جميعاً يَعُومونَ هم جميعاً يَعُومونَ
    uçuyor ak ve kömür renkliler, uzun gagalılar. Open Subtitles واحدة بيضاء، والأخرى رمادية. بمناقير طويلة يطيرون.
    Kuzenlerim Kraliyet Hava Kuvvetleri devriyesi olarak uçuyor. Open Subtitles أبناء عمي يحلقون بدوريات السلاح الجوي الملكي
    Diyelim ki başınızın üzerinde bir şeyler uçuyor, her yerde bir sürü uçan araba var, bu endişe azaltıcı bir durum değil. TED لنقُل فقط أن وجود شيء ما يحلّق فوق رأسك، أن وجود مجموعة من السيارات تحلّق فوق المكان، لن يكون ذلك موقفًا مُطَمئنًا.
    Burada geçen yaz Haiti'de uçuyor, ilk saha denemelerini yaptığımız yer. TED هنا نحن نطير في هاييتي الصيف الماضي، حيث أجرينا تجاربنا الحقلية الأولى.
    Beyler, beş saat içinde, Meksika sahilleri üzerinde uçuyor olacağız. Open Subtitles أيها السادة، فيّ خلال خمس ساعات "نحن سنحلق فوق شواطىء "المكسيك
    Bu gece uçuyor. Open Subtitles إنها تُحلّق بالطائرة هذه الليلة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more