O adamları alıp götürmemek için çok uğraştı. Çünkü bunun korkunç olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | لقد حاول جاهداً أن يترك الرجلين فى منزلهما لأنه كان يؤمن أنا ما يفعله أمر فظيع |
Ve o, çok üzgündü benimle arasını düzeltmek için çok uğraştı ve o kız dışında kimse bunu bilmiyordu. | Open Subtitles | وكان أسفاً للغاية وحاول جاهداً أن يصحح الأمور وأن لا يعرف أي شخص حول ذلك |
Birileri beni korkunç bir şey yapmış gibi göstermek için çok uğraştı. | Open Subtitles | مع أنّ أحدهم بذل مجهوداً كبيراً لأبدو أنّي ارتكبتُ أمراً فظيعاً. |
Zelena doğmamış bebeğimize yakın olabilmek için çok uğraştı. | Open Subtitles | بذلت (زيلينا) مجهوداً كبيراً للاقتراب مِن الجنين وهو ما تسعى خلفه |
İtfaiyelerin bütçesini kısmak için niye bu kadar uğraştı? | Open Subtitles | ولماذا بذل كل هذا الجهد لخفض ميزانية المطافى ؟ |
Zavallı at çok uğraştı, ama şimdi gösteriye bile katılamıyor. | Open Subtitles | لقد بذل الحصان المسكين جهداً كبيراً والآن لن يستطيع حتى التباهي بقدراته |
İçindeki karanlık tarafın üstesinden gelmek için çok uğraştı, ve kardeşleriyle. | Open Subtitles | لقد عمل بجد كبير لسنوات عديدة حتى يتغلب على جانبه المظلم... إنهم إخوته. |
Buna dayanmak için çok uğraştı. | Open Subtitles | وسعى جاهداً ليهدّئ أعصابه تلكَ حقيقة |
Belki de onu ikna etmek için o kadar uğraştı ki, DKK'den birisi onun bağlılığını sorgulamaya başladı. | Open Subtitles | ربما حاول جاهداً إقناعها, وأحد أفراد الـ "دي كيه كيه" بدأ يشكك في ولائها |
- Hadi, söylüyorum işte Kahrolası Todd Köprüleri bununla uğraştı. | Open Subtitles | "هيا ، إن "تود بريدجز عمل جاهداً ليطهوها |
Beni aslında tam tersi olduğuna ikna etmek için oldukça uğraştı. | Open Subtitles | عمل جاهداً لإقناعى بأن العكس هو الصحيح. |
Bay Kresteva almak için çok uğraştı. | Open Subtitles | سيد كريسيتفا عمل جاهداً لينالها |
Ayrıca AV kulübü kar için çok uğraştı. * Yollandı bütün kutlama kartları * | Open Subtitles | بالإضافة, نادي المسرح عمل جاهداً على الثلج Greeting cards) (have all been sent |
Zelena doğmamış bebeğimize yakın olabilmek için çok uğraştı. | Open Subtitles | بذلت (زيلينا) مجهوداً كبيراً للاقتراب مِن الجنين وهو ما تسعى خلفه |
Baban bu işi sana ayarlayabilmek için çok uğraştı. | Open Subtitles | والدك بذل الكثير من الجهد ليقدم لك هذا العمل |
Babanız bu kahvaltıyı hazırlamak için çok uğraştı, sevgiyle. | Open Subtitles | انظروا، بذل والدكم جهوداً كبيرة ليعد لكم هذا الافطار مع حبّ |
Güvenimi kazanmak için çok uğraştı. | Open Subtitles | لقد عمل بجد ليكسب ثقتي |