Onu indirdim ama hastalar o ufaklığı çok seviyor gibi. | Open Subtitles | كنت على استعداد لإبعاده لكن المرضى يحبون هذا الطائر الصغير |
Bu ufaklığı elimin tersi gibi geliyorum. Yüce Tanrım, bu da nedir? ! | Open Subtitles | أعرف هذا الرجل الصغير مثل خلفية يدي يا إلهي ، ما هذا ؟ |
Bu muhteşem ufaklığı dünyaya getirirken seni izlemek muhteşem bir şeydi. | Open Subtitles | مشاهدتك تأتين بذلك الشخص الصغير المدهش لهذا العالم كان ذلك رائعا |
İleri teknoloji ürünü ve çok pahalı bir GPS izleme ufaklığı. | Open Subtitles | هذا الصغير هو جهاز تعقب وتحديد مواقع متطور جداً ومرتفع الثمن |
Ona Jake'i ve ufaklığı anlattım. Emmett'in yanına gitmiş olmalı. | Open Subtitles | أخبرتهُ عن جايك والولد الصغير, وذهب إلى إيميت |
Çünkü birilerinin bu ufaklığı giydirmesi, eğitmesi ve karnını doyurması gerekiyor, değil mi? | Open Subtitles | لأن شخص ما سيرتدي ملابس جديدة ويأكل أيضاً, أيها الرجل الصغير |
Bu ufaklığı almadan önce, internette araştırdım. | Open Subtitles | هل تعلم قبل إختياري لهذا الكائن الصغير ؟ تصفحت للبحث فى الإنترنت |
Bu ufaklığı Judith'e götürecek ve skor tabelasını sıfırlayacağım. | Open Subtitles | سأخذ هذا الصاحب الصغير إلى جودث وتنضيف الصفحة |
ufaklığı bana ver bakalım Seni seviyorum. Seni o kadar çok seviyorum ki sana sandviç yapacağım. | Open Subtitles | أعطني هذا الصبي الصغير أحبك، أحبك كثيراً إلى درجة أنني سأحولك إلى شطيرة |
Basket oynamaya gidiyorum, ufaklığı da parktaki yaşlı bayana bıraktım. | Open Subtitles | إنني ذاهب للعب الكرة يجب أن أترك الصغير مع المرأة العجوز في حديقة البط |
Bence pediyatrideki çocuklar bu ufaklığı çok sever. | Open Subtitles | أعتقد أن الأطفال في قسم أمراض الأطفال سيحبون هذا الصديق الصغير |
Sonra doğumhanede o ufaklığı doğururken doğumhanede elini tutmanı ister. | Open Subtitles | ثم ستريدك أن تكون معها في غرفة الولادة تمسك بيدها وهي تدفع هذا الصغير إلى الخارج |
ufaklığı özlüyorum. Bir bağ kurmuştuk. | Open Subtitles | ،أفتقد ذلك الصغير نوعاً ما لقد وطدنا علاقتنا |
Bu ufaklığı bu kadar sevdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق كم أنا أحب هذا الطفل الصغير |
Şu anda itibaren turnuvaya kadar ufaklığı antrenman yapması için rahat bırakıyoruz | Open Subtitles | من الان و صاعد ان هذا الشيء الصغير سيتم تركه لوحده حتى البطولة |
Şu ufaklığı düşündükçe gözlerim doluyor. | Open Subtitles | تجـلب لـي الـدمعة في عيني عـندما أفكر بهذا الكلـب الصغير |
Sonra soktum elimi dirseğime kadar ve çevirdim ufaklığı. | Open Subtitles | ثم قلت لنفسي افعل ما عليك فأدخلت يدي و قلبت الطفل الصغير |
Tam da bir arkadaşıma bu ufaklığı ne kadar özlediğime dair mesaj atıyordum. | Open Subtitles | للتوّراسلتُصديقًا.. عن مدى فُقداني لهذا الشاب الصغير. |
Karının dozunu bizzat ben ayarladım. ufaklığı etkilemeyecek. | Open Subtitles | لقد حسبت جرعة زوجتك بنفسي لن تأثر على الطفل الصغير |
Bu ufaklığı lisedeyken nasıl patakladığımı anlatmış mıydım? | Open Subtitles | هل أخبرتكم مرة كيف اعتدت على ضرب هذا الرجل الصغير في المدرسة الثانوية ؟ |