"unsurlar" - Translation from Turkish to Arabic

    • العناصر
        
    • عناصر
        
    • العنصران
        
    Küresel ölçekte ortaya çıkan etkilerle bağlantılı olarak, birçok ülkeden bir unsurlar topluluğudur. TED فهو تجمعٌ من العناصر المستخرجة من عدة دول، مرتبطٌ بتأثيرات تنتشر على مستوى العالم.
    Toprak kullanım politikasına karar verilirken bu unsurlar dikkate alınıyor mu? TED هل يتم أخذ هذه العناصر في الاعتبار عند تقرير سياسة استخدام الأرض؟
    Doğal olarak, belirli unsurlar beni kötü biri gibi gösterebiliyor. Open Subtitles وطبيعى بعض العناصر تحب ان تُظهرنى بشكل سئ
    Birleşik Devletler hükümetindeki gizli unsurlar bizi gözetliyorlar ve hayatımızı kontrol ediyorlar. Open Subtitles عناصر سرية بداخل الحكومة الأمريكية.. تبحث عن مراقبتنا والتحكم بحياتنا.
    Fanatik Hutu unsurlar, Tutsi azınlığını ve onları destekleyenleri hedef alıyor. Open Subtitles عناصر الهوتو المتطرّفةِ تَستهدفُ أقلية توتسي وأي واحد التي تَدْعمُهم.
    Sid ve Solano tek unsurlar değil. Open Subtitles -المال هو كامل القضية . -سيد) و(سولانو) ليس العنصران الوحيدان) .
    Sözlü ve yasal unsurlar... Open Subtitles فى قاعة المحكمة اليوم و العناصر اللفظية و القانونية
    Bay Blake, William Cotton'ın uç unsurlar ile muayyen bağlantılarını göstererek, bize çok faydalı oldu. Open Subtitles قام السيد بلاك بإنجاز مهمة من أجلنا بقصد بعض العناصر المتطرفة التي لها علاقة مع وليام كوتون
    Diyelim ki, politik ve endüstriyel unsurlar içeriyor. Open Subtitles لنقل فقط إنها تشمل التعاون السياسي و العناصر الصناعية
    Burada senden, benden daha büyük unsurlar söz konusu. Open Subtitles اتعلم, العناصر التي لعبت بها, هي.. هي اكبر بكثير مني ومنك.
    Kubbenin ortaya çıktığı ilk günden beri güzel kasabamızın dışından gelen unsurlar aramıza korku ve nefret tohumları ekerek bizi bölmeye çalıştılar. Open Subtitles ،منذ اليوم الأول لسقوط هذه القبّة هنا كل العناصر الخارجية التي تعرضت لها بلدتنا العادلة لمحاولة زرع بذور الخوف والكراهية سعيًا لتقسيمنا
    İki cinayetteki ortak unsurlar bize hiçbir şey kazandırmıyor. Open Subtitles الان,العناصر المشتركة بكلتا الجريمتين لا تمنحانا الكثير
    Baska unsurlar da vardi. Beni saskina çevirdin birden. Open Subtitles هناك المزيد من العناصر , عليك أن تلقيها علي
    Modern unsurlar da çok güzel saklanmış. Open Subtitles العناصر الحديثة خليط لطيف للغاية للواقع
    Bahsettiğiniz bu hikayelerde bu resimlere ilaveten başka ne gibi unsurlar vardı? Open Subtitles هذه القصص التي تتحدث عنها... ما هي العناصر الأخرى، إلى جانب هذه الصور، أعني...
    Hasta 429, bu unsurlar kolayca tutuşabilir. Open Subtitles المريض 429 , هذه العناصر شديدة الخطورة
    Diğer gazeteler ise, huzursuzluk milliyetçi partiler içinde tetikleyici unsurlar oldu diyor... Open Subtitles اخرون يقولون ان الاضطرابات اشتعلت بواسطة عناصر من الاحزاب القومية
    Bağlı olduğum grup öğleden sonralarımı seninle istediğim gibi geçirmemi emrediyor ama bu konuda dikkat etmem gereken bazı tatsız unsurlar var. Open Subtitles مساعدي, يرغب أن أتمتع بأمسيتي معكِ بقدري لكن, يوجد عناصر غير آمنة في المنطقه
    Madara'nın fikirlerini taşıyan isyankar unsurlar için için yanmaktaydı çünkü. Open Subtitles عناصر التمرد التي تحمل ارادة مادارا مازالت مشتعلة
    Hiçbir basın üyesini önceden bildiğimiz düşman unsurlar karşısında riske atmak istemedik. Open Subtitles لم نرد لأي صحافة أن تكون بوجه الخطر أو أن تعرف أي عناصر معادية مسبقاً
    Sid ve Solano tek unsurlar değil. Open Subtitles -سيد) و(سولانو) ليس العنصران الوحيدان) .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more