"utanılacak bir şey" - Translation from Turkish to Arabic

    • شيء يدعو للخجل
        
    • هناك عيب في
        
    • هناك عار في
        
    • عيب في ذلك
        
    • شيء مخجل في
        
    • هناك ما أخجل
        
    • من العيب
        
    • يوجد عيب في
        
    • هناك شيء تخجلين
        
    • خجل في
        
    • شيء لاتخجلي منه
        
    • شيء لتخجل منه
        
    • شيء تخجل منه
        
    Utanılacak bir şey yok. Birçok erkek ailesiyle yaşıyor. Open Subtitles لا شيء يدعو للخجل يعيش الكثيرون من الرجال مع اهلهم
    Korkmak Utanılacak bir şey değildir, Doktor. Open Subtitles لا شيء يدعو للخجل منه يا دكتور
    Gitmen gerekiyorsa gidebilirsin, Utanılacak bir şey yok. Open Subtitles إذا كنت بحاجة إلى ترك ، الرقيب ، ليس هناك عيب في ذلك.
    Ailelerin birbirine yardım etmesinde Utanılacak bir şey yok. Open Subtitles ليس هناك عار في مساعدة أفراد العائلة لبعضهم
    Bunda Utanılacak bir şey olmadığını bilmelisin. Open Subtitles يجب أن تعرف أنه لا شيء مخجل في هذا
    Utanılacak bir şey yok. Biz kan temizlemiyoruz. Open Subtitles ليس هناك ما أخجل منه فنحن لا ننظف الدم
    Yani kendini tekrar keşfediyorsan maaş ve diş konularında da kesinlikle Utanılacak bir şey yok. Open Subtitles على أي حال, بينما أنت تعيد اكتشاف نفسك بالتأكيد ليس من العيب أن تجد شيء يدفع المال ويشمل تأمين أسنان
    - Bu kadar yeter. - Bunda Utanılacak bir şey yok, Louise. Open Subtitles هذا يكفي لا شيء يدعو للخجل منه، لويز
    - Bu Utanılacak bir şey mi ki? Open Subtitles هل هو شيء يدعو للخجل ؟
    Bunda Utanılacak bir şey yok. Open Subtitles و لا شيء يدعو للخجل
    Bizim de böyle yapmamız gerekiyor. Bunda Utanılacak bir şey de yok. Open Subtitles وهذا ما علينا فعله وليس هناك عيب في ذلك.
    Sağ kalmakta Utanılacak bir şey yoktur. Open Subtitles ليس هناك عيب في انك لازلت على قيد الحياة
    Bıçak satmakta Utanılacak bir şey yok, alıklar. Open Subtitles ليس هناك عار في بيع السكاكين، أيها الأغبياء
    Bir cerrah için kabul etmesi zor olabilir ama insan olmakta Utanılacak bir şey yok. Open Subtitles قد يكون من الصعب على الجرّاح أن يعترف... لكن ليس هناك عار في أن تكون إنسانًا ببساطة.
    Bunda Utanılacak bir şey yok. Open Subtitles لا يوجد شيء مخجل في ذلك
    Utanılacak bir şey yok. Biz kan temizlemiyoruz. Open Subtitles ليس هناك ما أخجل منه فنحن لا ننظف الدم
    Başın belaya girerse, geri dönmekte Utanılacak bir şey yok. Open Subtitles إن حدثت لكِ مشاكل ليس من العيب العودة، حسنُ؟
    Bir seferlik es geçmende Utanılacak bir şey yok. - Kontrolü ben yaparım. Open Subtitles وله أولاد صغار حسنا, لا يوجد عيب في عدم المشاركة بهذه الحالة
    - Martinez beni uyarmadı. - Bunda Utanılacak bir şey yok. Open Subtitles أنا لست مثارة جنسياً من قبل مارتينيز حسناً ، ليس هناك شيء تخجلين منه
    Javier ona karşı hala bir şeyler hissetmekte Utanılacak bir şey yok. Open Subtitles أتعلم ليس هناك خجل في إعتراف أنه مازال لديك مشاعر
    Çok üzüldüm. Bu kesinlikle Utanılacak bir şey değil. Open Subtitles أنا أسفة إنه بالتأكيد شيء لاتخجلي منه
    Bunda Utanılacak bir şey yok, delikanlı. Open Subtitles أيها الرجل الصغير. ليس هنالك شيء لتخجل منه
    Ailenin birlikte yaşamaması Utanılacak bir şey değil. Open Subtitles :لا شيء تخجل منه . والديك لن يعيشا معا بعد الآن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more