"uyardığı" - Translation from Turkish to Arabic

• حذرنا
• حذرني
• حذرتنا
• حذرتني
• بتحذيرنا

Ardından da Efendi Grey'in bizi haklarında iyi niyetli bir şekilde uyardığı İngiliz birliklerin icabına bakarız.
بعد ذلك، سنتولى أمر تلك القوات البريطانية التي حذرنا منها السيد غراي بلطف

Jack'in yemeyin diye uyardığı mantarlardan mı yedin? Beni dinle.
هل أكلت عيش الغراب الذي حذرنا منه (جاك)؟

aynı babamın uyardığı gibi hepsi yapmadım der, bunu biliyorsun..
كما حذرني والدي بربك , إنهم يقولون أنهم لم يرتكبوا الجريمة أنت تعلم هذا

Geçmişimden bir hayalet mi yoksa Jor-El'in beni uyardığı karanlık mısın bilmiyorum ama bu iş aynı geçen sefer olduğu gibi bitecek.
لا أعرف إن كنت شبحاً من الماضي أو الظلمات التي حذرني منها (جور-إل) لكني سأنهي هذا الأمر، كما فعلت معك من قبل

Eleanor'un bizi uyardığı adam.
الرجل الذي حذرتنا (إلينور) منه

Beni uyardığı tehlikenin icabına baktım.
لقد اعتنيت بالخطر الذي حذرتني منه سابقا.

Eğer doğruysa Ajan Thomas'ın bizi uyardığı tehlikenin başındaki isimlerden biridir, değil mi?
لكن اذا كان ألامر صحيحاً أذن ذلك الشاب لا بد ان يكون واحداً من أسوء التهديدات التي استمر توماس بتحذيرنا منها صحيح؟

Firavunun uyardığı gibi.
كما حذرنا الفرعون

Johann'ın bizi hakkında uyardığı gemiyi mi?
قد حذرنا جوهان من هذه السفينه

Tam olarak Brooks'un uyardığı şeydi.
هذا ما حذرنا منه (بروكس) تحديداً.

Aynen babamın uyardığı gibi.
كما حذرني والدي

Fogarty'nin beni hakkında uyardığı katili gördüm.
رأيت القاتل الذي حذرني (فاغورتي) منه

Ama Nyx'in bizleri uyardığı herşey gerçekleşiyor.
(ولكن كل ما حذرتنا من (نيكس !

İşte annemin beni uyardığı alkol ve uyuşturucu paylaşım baskısı.
هاهو ضغط الكحول و المخدرات من الصاحبات التي حذرتني منه أمي

Bilmiyorum ama öyleyse Chavez'in beni uyardığı şeyle de bağlantısı olabilir.
لا اعلم ولكن لو كان كذلك انه مرتبط بما حذرتني منه تشافيز

Ancak sonraları verdiğim ve çok daha faydalı olan bir tepki, kelimelerin ardında yatan mesajı çözümlemek oldu. Örneğin, sesler beni evden çıkmamam için uyardığı zaman dikkatimi, kendimi ne kadar güvensiz hissettiğime çektikleri için onlara teşekkür ediyordum, çünkü bunun farkında olursam eğer, bu konuda olumlu bir şey yapabilirdim -- ve hem onları hem de kendimi, artık güvende olduğumuza ve korkmamıza gerek olmadığına dair güven veriyordum.
ولكن إستجابة متأخرة، وبفائدة أكبر ستكون بمحاولة قراءة الرسالة مابين السطور، لذا عندما حذرتني الأصوات من عدم مغادرة المنزل، حينذاك وددت أن أشكرهم على لفت انتباهي لفكرة عدم شعوري بالأمان -- لأنه لو كنت على علم بها، لفعلت شيئاً إيجابياً حيال ذلك -- ولكن عليّ أن أطمئنهم وأطمئن نفسي بأننا كنا آمنين ولا نحتاج لأن نشعر بالخوف بعد الآن.

Sen Hall ve Oates'in hepimizi uyardığı şu erkek avcılarından birisin.
إذا أنت من الصنف الذي يسرق الرجال الذين قام (هال و أوايتس) بتحذيرنا منهم (Baby Come Back مغنيان أمريكيان والأغنية المقصودة هي )