"uzun ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • طويل و
        
    • وطويلة
        
    • وطويل
        
    • طويلة و
        
    • أطول و
        
    • الطويلة و
        
    • و طويلة
        
    • طويلة وطوليّة
        
    • طويلة ومؤلمة
        
    • العمر المديد
        
    • مديدة
        
    • والطويل
        
    • وأطول
        
    • مطولة
        
    • طويل وشاق
        
    Şimdi ve biraz sonra da belirteceğim gibi bunu sadece garip biri olduğum için sorgulamıyorum, bu sorgulama çok uzun ve hatırı sayılır bir tarihe sahip. TED ولا بد أن أقول الآن، سأقولها لاحقًا، ولكني لا أريد أن أرفضها لأني غريب الأطوار، ولكن هذا الرفض له تاريخ طويل و مميز.
    Bir kareyi alın. Ortadan katlayın, ortadan katlayın, tekrar katlayın, uzun ve dar olana kadar, ve bunun sonunda deriz ki, bu bir kulak. TED خذ مربع، أطويه من النصف و أطوي النصف المطوي كذلك إلى أن يصبح طويل و ضيق، وبعد ذلك سنرى في النهاية، ذلك الجنيح
    Gibson Kurulumu artık standart bir araç, uzun ve kısa DNA parçaları yapabilmek için dünyadaki tüm laboratuvarlarda kullanılıyor. TED طريقة جيبسون هي الآن أداة ذهبية أساسية، تستخدم في المختبرات حول العالم لبناء قطع قصيرة وطويلة من الحمض النووي.
    Şu an hiçbir şey tatlı, uzun ve derin bir uykudan daha güzel olamaz. Open Subtitles لا شيء يشعر بالتحسن الآن هذا نوم لطيف ، عميق ، وطويل
    Acıdan başka bir şey getirmediğini bilerek geçirilen uzun ve boş günler. Open Subtitles أيام طويلة و فارغة عندما لم أكن أعيش إلا من خلال الألم
    Aslında, uzun ve ince olmak... sıcak iklimlerde, sıcaklığın vücuda daha iyi dağılması demektir. Open Subtitles حسناً، أطول و أرفع ونشع حرارة أكثر من دفء المكان
    Hadi ama, buradan Hibernia'ya kadar her çocuk senin uzun ve görkemli saltanatını bilir. Open Subtitles بالله عليك ، كل طفل من هنا لهيبـــيرنيا يعرف قصص فترة حكمك الطويلة و المجيدة
    Kesiklerin hepsi uzun ve derin. Open Subtitles كلها جروح عميقة و طويلة
    Yakında bücür ve şişko olmaktan kurtulup iri yarı, uzun ve bir öküz kadar güçlü olacaksın. Open Subtitles قريباً , بدلاً من أنك قصير وسمين ستصبح طويل و كبير و أقوى من الثور
    Lütfen uzun ve başarılı bir evlilik için en sıcak dileklerimizi kabul edin, Rita ve Rupert. Open Subtitles من فضلك تقبل أعمق تهانينا ريتا و جورج لزواج طويل و سعيد
    Bu, 1985'te de var olan uzun ve eğimli bir yol. Open Subtitles إنه امتداد طويل و سيكون موجوداً حتى عام 1985.
    MOE'NUN BARI Superbowl turnuvasına giden yol uzun ve anlamsızdır. Open Subtitles أن الطريق إلى كاس الكرة طويل و بدون إشارات
    İki şirketimizin uzun ve başarılı evliliklerine. Open Subtitles نخب زواج طويل و سعيد ـ و نخب الشركة ـ هل أنت بخير ؟
    uzun ve başarılı bir evliliğe iki şirket arasında. Open Subtitles نخب زواج طويل و سعيد ـ و نخب الشركة ـ هل أنت بخير ؟
    Sen çok uzun ve başarılı bir hayat geçireceksin, bu iyi değil mi? Open Subtitles أجل, تبدو لي وكأنك ستحيين حياة مثيرة وطويلة ــ هذا جيد إذن, صحيح؟
    İyi peki, beyaz, uzun ve sevimli doğduğum için üzgünüm. Open Subtitles حسناً, أنا آسفة أنني ولدت بيضاء اللون وطويلة القامة وجميلة
    Bilmeni isterim ki, çok uzun ve üretken bir kariyerim var ve bir çok kadınla yattım. Open Subtitles في الحقيقة ، اريدكِ أن تعرفي أنه كان لدي تاريخ مثمر وطويل في المواعدة ومارست الجنس خلاله مع الكثير والكثير من النساء
    Aynı şey vücudun için de geçerli, eğer onu sağlam beslemezsen, uzun ve keyifli bir hayat sürmesini nasıl bekleyebilirsin? Open Subtitles نفس الشيء بالنسبة لجسدك: كيف تتوقع لجسدك أن يدوم لفترة حياة طويلة و ممتعة إذا لم تضع أحجار البناء المناسبة؟
    Ortalama bir Şilili çocuğun artık daha uzun ve kilolu olduğunu biliyor muydunuz? Open Subtitles هل تعلمون بأن معدل الأطفال التشيليين اصبح الآن أطول و أثقل
    Siz Baş Müfettiş, uzun ve başarılı dedektiflik kariyerinizle bir teori oluşturdunuz, bunu biliyorum. Open Subtitles أنت يا سيدي المفتش و وظيفتك في التحري الطويلة و المميزة "لديك نظرياتك أنا أعرف و أنت يا عزيزي "جايمس
    uzun ve güzel gölgelerle. Open Subtitles بضلال جميلة و طويلة
    Hayır, kolların ön tarafındaki savunma yaraları uzun ve doğrusal. Open Subtitles لا، جراح الدفاع على الساعدين طويلة وطوليّة
    Haksız-Kazanç davaları uzun ve meşakkatli bir süreçtir. Open Subtitles محاكمات القضاء العالى عملية طويلة ومؤلمة
    uzun ve muzaffer yaşa, teğmen. Open Subtitles عسى أن تكون رحلتك خالية من الحوادث. العمر المديد لكِ والازدهار، أيتها الملازم.
    Umarım değilsindir. Ben uzun ve mutlu bir cinsel hayat yaşayacağımı düşünüyorum. Open Subtitles اتمنى غير ذلك , انا اتعشم فى حياة جنسية سعيدة مديدة
    Albay Jack O'Neill, Binbaşı Sam Carter, uzun ve sessiz olan da Teal'c. Open Subtitles العقيد جاك أونيل, الرائد سمانثا كارتر والشخص الصامت والطويل تيلك
    Böylece ağaçlar daha uzun ve hızlı büyüyor ve ormanlar ortaya çıkmaya başlıyor. Open Subtitles لذا تنمو الأشجار أسرع وأطول والغابات تبدأ في الظهور
    uzun ve etkisiz bir araştırma öneriyorum tabi ki vergi mükelleflerinin parasıyla. Open Subtitles أقترح إجراء أبحاث مطولة على حساب دفع الضرائب طبعاً
    Olayın üstünden 14 yıl geçtiği için araştırma uzun ve zor olacak. Open Subtitles هذه بالفعل قضية قديمة منذ 14 عاما لذلك سيكون التحقيق طويل وشاق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more