Karlı tepeler, engebeli vadiler, güzelim nehirler... | Open Subtitles | القمم المغطاة بالثلوج و الوديان الكبيرة و الأنهار الجميلة |
Granit tepelerinin altında ormanlık vadiler şaşırtıcı sakinlere ev sahipliği yapıyor. | Open Subtitles | تحت القمم الرخامية تأوي الوديان المشجرة كائنات مدهشة |
vadiler o kadar derin ve diktir ki nemli sıcak havayı Kuzey Yunnan'ın derinliklerine kadar taşırlar. | Open Subtitles | فان الوديان عميقه جدا وضيقة ان الهواء الدافئ الرطب ينساب حتى الى الشمال من يونان. |
Bu manzarayla karşılaştım. Tepeler ve vadiler... | TED | وقد كان هذا المشهد الذي رأيته حينها .. هذه التلال .. والوديان |
Sivri kayalar, derin vadiler, depremler. | Open Subtitles | وديان صخرية حادة جداً شروط الجاذبية متقلبة |
hepimizin büyük kaybı var ama bunu öğrenmek için vadiler.... ve tepeler yok.. | Open Subtitles | كلنا عانينا من خسائرنا العظيمة نتعلم من الوديان وليس التلال |
İnanılmaz güzellikte yaratıklar ve muhteşem vadiler, dağlar, çiftlikler vardır. | Open Subtitles | لقد كان مملوئاً بأكثر أشكال المخلوقات روعةً.. الذين كانوا موجودين بأكثر الوديان غرابةً و الجبال و الغابات.. |
Kurak vadiler, Mars'ın yüzeyine dünyanın başka her yerinden daha çok benzer. | Open Subtitles | الوديان القاحلة أقرب ما تكون إلى سطح كوكب المريخ من أي رقعة أخرى على كوكبنا |
Kurak vadiler, Mars'ın yüzeyine dünyanın başka her yerinden daha çok benzer. | Open Subtitles | الوديان القاحلة أقرب ما تكون إلى سطح كوكب المريخ من أي رقعة أخرى على كوكبنا |
Yolumuz üçte bir oranında uzar ama derecikler ve küçük vadiler sayesinde manzaralı bir güvenliğimiz olur. | Open Subtitles | إنّها رحلة أطول بمقدار ثُلث المسافة المباشرة لكن سيكون أمان المحيط حليفنا إثر تجنّب الوديان والمناطق المشجرة. |
Yolumuz üçte bir oranında uzar ama derecikler ve küçük vadiler sayesinde manzaralı bir güvenliğimiz olur. | Open Subtitles | إنّها رحلة أطول بمقدار ثُلث المسافة المباشرة لكن سيكون أمان المحيط حليفنا إثر تجنّب الوديان والمناطق المشجرة. |
Dağların dorukları; vadiler, uçurumlar ve boğazlar... ve kahverengi toprağın canlıları ile birlikte uyur... | Open Subtitles | فإن قمم الجبال ترقد سوياً مع الوديان.. المنحدرات.. و مداخلالحصون... |
Etrafta arazi ve vadiler var, doğal ortam. | Open Subtitles | هناك الحقول و الوديان.. هذا كله طبيعي |
Geyikler parkın belli bölgelerinden kaçınmaya başladılar, daha kolay tuzağa düşebilecekleri yerlerden, özellikle vadiler ve geçitlerden ve hemen sonrasında bu yerler yeniden canlanmaya başladı. | TED | بدأت الغزلان في تجنب الذهاب إلى مناطق معينة من المحمية,... ...المناطق التي يسهُل حصارها فيها,... ...خاصةً في الوديان والمسالك الضيقة. وسرعان ما بدأت تلك المناطق في التجدد. |
Tayvan'ın güneyinde bulunan bu verimli astropikal vadiler yıl boyunca ılık ve yemyeşildir. | Open Subtitles | هذه الوديان شبه الأستوائيّة المورقةفيجنوب(تايون) دافئة وخضراء على مدار السنة. |
vadiler kadar uzaktalar. | Open Subtitles | "على بعد أميال من هذه الوديان" |
Oradaki iklimi, mümkün yaşam formlarını, dağlarda vadiler, kraterler hayal etti. | Open Subtitles | لقد تكهّن بوجود الجبال والوديان والفوهات على سطح القمر وطقس القمر وإمكانية النزوح إلى القمر |
Harita üzerinde uzaklık sadece 150 kilometre civarındaydı ancak dağlar ve vadiler hesaba katıldığında 300 kilometreye çıkıyordu. | Open Subtitles | على الخريطه كانت المسافه تُقـدر فقط بـ 150 كيلـومتـر لكن عندما تضع الجبال والوديان فى الأعتبار فأن الرقم يقفز إلى 300 كيلومتر |
Ben bunu bir nevi ahkali manzara olarak hayal ediyorum içinde bilinçli varlıkların bireysel ve toplumsal refah farklılıklarına denk gelen tepeler ve vadiler mevcut. | TED | وانا افكر في كل هذا كما لو انه " منظر طبيعي أخلاقي " مليئ بالجبال والوديان والتي تتجاوب مع اختلاف وجودنا كمخلوقات واعية سواء كانت تلك الاخلاق شخصية او جماعية |
Derin vadiler oluşturmak için sert kayaları boydan boya keser. | Open Subtitles | تحفر في الصخر الصلب مكوّنة وديان ضيقة عميقة. |
Buzulların yavaş hareketlerinin derin vadiler oyduğunu gördüler. | Open Subtitles | و كيف أن حركة الأنهار الجليدية البطيئة قد نحتت وديان كاملة |
vadiler, ırmaklar. | Open Subtitles | وديان و أنهار |