"varsayımsal" - Translation from Turkish to Arabic

    • افتراضي
        
    • نظرياً
        
    • إفتراضي
        
    • افتراضياً
        
    • افتراضية
        
    • فرضاً
        
    • الإفتراضية
        
    • الإفتراضي
        
    • الافتراض
        
    • فلنفرض
        
    • الافتراضية
        
    • إفتراضية
        
    • فرضياً
        
    • إفتراضيا
        
    • يأخذوا الفرضية على
        
    Hadi bunu tamamıyla Varsayımsal bir örnek üzerinde düşünelim. TED دعونا نأخذ مثالا عن ذلك بشكل افتراضي فقط.
    Simpson paradoksu basit bir Varsayımsal durum değildir. TED مفارقة سيبمسون ليست مجرد سيناريو افتراضي
    Eğer Varsayımsal olarak konuşuyorsak bu benim uçağım, sen burada değilsin ve ikisini de alıyorum. Open Subtitles لو نتحدّث نظرياً حقاً، هذه طائرتي، أنتَ لستَ موجوداً، فسآخذهما معاً.
    Tamam, Varsayımsal konuşma, sadece diyelim, polis zaman tükeniyor olduğunu. Open Subtitles حسناً ، فلنقل فقط كلام إفتراضي أن الشرطة ينفذ منها الوفت
    Varsayımsal bir tartışmaydı, dünyanın en büyük kimya seti elimizdeymiş gibi. Open Subtitles لقد كا ذلك افتراضياً كإفتراض ان لدي أكبر قاعدة كيميائية في العالم
    Reddedişinde, Armstrong kendini durumdan tümüyle soyutlayarak başka birine odaklı Varsayımsal bir durum anlatmıştır. TED في إنكاره، وصف ارمسترونغ حالة افتراضية مركزًا على شخصية أخرى مقصيًا نفسه من الحالة كليًا
    - Varsayımsal olarak konuşursak bu gece işlenecek bir suçu bilen müvekkilimiz olsaydı ve bu suçu önlemek için size yardımcı olmak isteseydi ona dokunulmazlık vermek için bir anlaşma olur muydu? Open Subtitles - ..حسناً, فرضاً - اذا كان لدينا عميل لديه علم بأن جريمة ما ستحدث
    Peki, siber savaşın gelişmekte olan tanımına dair ne gibi Varsayımsal fakat makul senaryoları hayal edebiliyorsunuz? Bu faaliyetleri engellemek için uluslararası bir yasal çerçeveyi nasıl tasarlayabilirsiniz? TED لذا ما هي السيناريوهات الإفتراضية ولكن ممكنة الحدوث التي يمكنك تخيلها والتي تقع تحت المفهوم المتانمي للحرب الالكترونية، وكيف يمكنك تصميم إطار قانوني دولي لمنع هذه الأنشطة؟
    Varsayımsal intiharımın bir bütçesi olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles لم أعلم بأن إنتحاري الإفتراضي له ميزانيه
    Şimdi hepsi Varsayımsal olmak zorunda. Open Subtitles الان كل هذا سوف يكون قائم على الافتراض
    Varsayımsal bir durumda yasayı kullanma yeteneğinizi, vesaire. Open Subtitles امكانيتك في تطبيق القانون في موقف افتراضي و ما إلى ذلك,أفهمتي؟
    Bütünüyle Varsayımsal bir programı tartışmaya devam edemeyiz. Open Subtitles لا يُمكننا الاستمرار في مناقشة برنامج افتراضي بحت.
    Ben bir psikiyatrist değilim yani bir teşhis koymam etik olmaz ama Varsayımsal olarak katilin kötücül bir narsist olduğunu söyleyebilirim. Open Subtitles أنا لست متخصصة نفسية لذا سيكون غير اخلاقي مني أن أقوم بتشخيص عيادي لكن نظرياً قد أقول
    Eğer birisi, Varsayımsal olarak ufak bir patlama yaratmak istiyorsa bilgisayar kaydı olmadan bunun araştırmasını nasıl yapabilir ki? Open Subtitles اذا كان هناك شخص مهتما نظرياً بخلق تفجير صغير, كيف يمكن للمرء نظريا ان يبحث عن شيء م هذا القبيل
    Paralel bir evrene portal görevi görecek frizbi boyutunda bir solucan deliği için Varsayımsal bir kaplama alanı. Open Subtitles -حقل إحتواء إفتراضي لثقب دودي في حجم الطبق الطائر الذي يمكن أن يستخدم كبوابة لكون موازي
    Sana Varsayımsal bir soru soracağım. Open Subtitles دعني اسألكَ سؤال إفتراضي
    Size Varsayımsal bir soru sormak istiyorum. Open Subtitles أريد أن أسألك سؤالاً افتراضياً
    Bu nedenle her ikisi de sadece Varsayımsal gelecek senaryoları vardır. Open Subtitles لأن تلك هي كلا السيناريوهين مجرد افتراضية في المستقبل.
    Bilmiyorum, Varsayımsal demiştin. Open Subtitles لا أدري قلت أنه فرضاً
    Çakışma yanılgısı sadece Varsayımsal durumlarda meydana gelen bir sorun değil. TED المغالطة بالتزامن ليست فقط مشكلة في المواقف الإفتراضية.
    Varsayımsal konuşuyorum, ya bir hikayeye dahilsem? Open Subtitles فلنفرض جدلاً أنني جزء من قصة قصة محكاة
    ben bu "Varsayımsal" fotoğrafımı görüyorum, kötü niyetli veya zararlı bir içeriği yok ama bu fotoğrafımın Facebook'ta olmasını hiç istemiyorum. TED أجد هذه الصورة الافتراضية لنفسي، وهي ليست بريدا مزعجا، وليست سوء استخدام، ولكني أتمنى حقًا لو لم تكن على الموقع.
    Daha sonra her birine bu üç Varsayımsal krizinin tanımı verildi. TED وقد أعطي كل واحد منهم واحد من ثلاثة سيناريوهات إفتراضية لتلك الأزمة
    Bu kesinlikle, Varsayımsal olarak o hislerin tekrar ortaya çıktığı anlamına gelmez, değil mi? Open Subtitles فهذا حتما لا يعني فرضياً أن هذه المشاعر عادت للظهور , صحيح ؟
    Sadece laf olsun diye soruyorum, Varsayımsal olarak hangisini vermek isterdin? Open Subtitles حسنا، تعرف، لأجل الجدال فقط، إفتراضيا. أي منهم كنت ستتخلى عنه
    Varsayımsal olanı önemsemiyorlardı, ve soyutlama olmaksızın ahlaki bir tartışmayı kazanmak çok zordur. TED لن يأخذوا الفرضية على محمل الجد، وبدون الفرضية، من الصعب جداً الحصول على جدال الأخلاقي بعيداً عن الواقع.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more