Bu kapının diğer ucunda Suriye, İran ve Çin'in liderleri oturuyor. | Open Subtitles | على الجانب الآخر من هذا الباب يجلس قادة سوريا والصين وإيران |
Soya fasülyeleri Avrupa'ya ve Çin'e hayvan besini olarak ihraç ediliyor, özellikle yaklaşık on yıl önce yaşanmış deli dana hastalığından sonra, artık hayvan proteinlerinden faydanlanmak istemediğimiz zamanlardı, çünkü hastalığın bulaştırma riski vardı. | TED | محاصيل فول الصويا هذه تصدر نحو أوروبا والصين كعلف للحيوانات، خاصة بعد الذعر الذي سببه مرض جنون البقر قبل عقد من الزمن، حيث لم نعد نريد إعطاء الحيوانات بروتين حيواني، لأنه قد ينقل المرض. |
Bu Amork nehri Kuzey Kore ve Çin arasında bir sınırdır. | TED | هذا هو نهر أمروك والذي يعد جزءاً من الحدود بين كوريا الشمالية والصين |
Tayvan ve Çin Washington'da bir yerde gizli bir toplantı yapacaklar. | Open Subtitles | تايوان و الصين لديهم اجتماع سري في مكان ما في العاصمه |
Pizza ve Çin yemeği en sevdiğim yemektir. | Open Subtitles | بيتزا وبوتستيكيرس هو بلدي وجبة المفضلة. |
Eğer Hindistan ve Çin'in sokaklarına giderseniz, bu tip şeyler görürsünüz. | TED | شيء كهذا. إذا ذهبت لشوارع الهند والصين فسوف ترى مثل هذه الأشياء. |
Ve özellikle Güneydoğu Asya ve Çin'de et tüketimi, ... ... tahıl fiyatlarını çalıştıran şeydir. | TED | واستهلاك اللحوم في جنوب شرق آسيا والصين على وجه الخصوص هو ما يحدّد أسعار الحبوب. |
Özellikle Afrika'da ve Çin'de milyonlarca insanın geçimini ciddi bir şekilde tehdit etmekte. | TED | إنه حقًا يهدد بقطع أرزاق ملايين من البشر خاصًة في إفريقيا والصين |
Hindistan ve Çin, Sanayi Devrimi sırasında global ekonominin %40'ını oluşturuyordu, şu anda ise sadece %4.8'ini. | TED | الهند والصين كانتا تمثلان 40 في المائة من الاقتصاد العالمي فقط عند الثورة الصناعية، والان هم حوالي 4.8 في المائة. |
Ve rüzgar esince, antiloplar kadar hızlı giderler... ve seni Hint ve Çin adalarına götürürler. | Open Subtitles | ودفتها سريعة مثل الظبى حتى جزر الهند والصين |
Japonya ve Çin'in iki farklı ülke olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | انت تعرف ان اليابان والصين بلدين مختلفين, صحيح؟ |
Güney Kore ve Çin zirveyi yukarıya çıkarmak için zirveleri uçurmayı denediler. | Open Subtitles | هو حاول ضرب اسفين بين كوريا الجنوبية والصين. |
Honduras'ı U.S. Fruit şirketleri ve Çin'i Standard Oil için. | Open Subtitles | والصين للنفط العادي. "بوتلر للخدمات العامة" كانت أيضا عليها الطلب |
60'lı yıllarda İngiltere'ye çalışan bir ajandı ve Çin'e ve Fransa'ya. | Open Subtitles | كان جاسوساً لإنجلترا في الستينات والصين وفرنسا |
Yaklaşık olarak eşit olmak üzere, Avrupa ve Çin'de birçok insan incelenmiş. | TED | وقد وجد ان التمايز في تلك الشريحة يقارب الكثير من الناس في أوروبا و الصين |
ve Çin 0,6 salıyordu, ve Hindistan kişi başına 0,32 ton salıyordu. | TED | و الصين حوالي 0.6. و الهند كانت تطلق 0.32 طن للفرد. |
Pizza ve Çin yemeği. | Open Subtitles | بيتزا وبوتستيكيرس. |
Rus ve Çin organize suç örgütleriyle bağları var. | Open Subtitles | الإنتسابات: الروسي والصينيون نقابات الجريمة المنظّمة. |
Rus ve Çin silahları Viet Minh'e yardım ediyor. | Open Subtitles | أما الروس والصينيين يدعمون "الفييت مينه". |
ve Çin'de köpek yenir. | Open Subtitles | وفى الصين يأكلون الكلاب |
Ateşin karşısında çiftli solitaire ve Çin daması oynardık. Solitaire mi? Ben de oynarım. | Open Subtitles | ذكرتنى ونحن نجلس أمام النار ونلعب السوليتير المزدوج وقماش المربعات الصينى |
Amerika ve Çin şirketlerinin Güney Nijerya'dan çıkmaktan başka şansları kalmayacak. | Open Subtitles | الشركات الصينية والامريكية ليس لدينا خيار سوى الخروج الى جنوب نيجيريا. |