Ve şöyle dedi: "Selam, tuvaletteydim ve orada bunu buldum. | TED | وقال لي : " صاح، لقد كنت في دورة المياة. |
Howard ürün çeşitlerine baktı ve şöyle dedi: elinizde ölü bir domates toplumu var. | TED | هاورد نظر إلى خط إنتاجهم وقال, لقد ماتت صناعة الطماطم لديكم. |
Onun yerine, veriye baktı ve şöyle dedi, bakalım bütün bu farklı veri noktalarını kümeler halinde toplayabilecek miyiz? | TED | بدلا من ذلك, نظر إلى البيانات وقال, دعونا نرى إذا في إمكاننا تجميع هذه البيانات في حزم. |
Dizime vurdu ve şöyle dedi, "Hey Rich, sadece bir şeyi bilmeni istiyorum. | TED | ربت على ركبتي وقال لي: "ريتش، أود منك فقط أن تعرف شيئا واحدا. |
Rahatsız olmuştu ve şöyle dedi: ''İşte bu yüzden yayınlayamadım.'' | TED | لقد كان مضطرباً وقال : "لهذا السبب لم أستطع نشرها." |
- O sahneden sonra Bay Beatty yanıma geldi ve şöyle dedi; "İyi aktörsün, kötü öpüyorsun." | Open Subtitles | بعد المشهد مستر بيتى اتى لى وقال ممثل جيد ومقبل سيىء |
Örneğin, bir gece rüyamda bir karga geldi ve şöyle dedi: | Open Subtitles | ذات ليلة، كنت احلم حيث جاء هذا الغراب لي وقال |
Beni aradı ve şöyle dedi, "Öğleyin sıcak bir nostaljik seks yapmak için buraya gel." | Open Subtitles | أتصل بي وقال بكل بساطة، تعالي لقضاء وقت عصاري ساخن، مليئ بالجنس |
Milattan önce 6500'de bir adam arkadaşına baktı ve şöyle dedi: | Open Subtitles | في العام ستةِ آلاف وخمسمئة قبل الميلاد نظر رجلٌ إلى صديقه المريض وقال |
Esmer ekmeği yemeye başladım sonra garson geldi ve şöyle dedi: | Open Subtitles | اذا فاكلت الخبز البنى فرجع مرة اخرى وقال |
Ve evimdeyken veteriner aradı ve şöyle dedi,... | Open Subtitles | وأنا أتذكر بأني كنت في المنزل :عندما إتصل الطبيب البيطري وقال |
Ve bana kafası çok karışmış bir şekilde baktı ve şöyle dedi, "Patlayıcı yok mu?" | TED | ونظر إليّ نظرة حائرة وقال: "لا يوجد متفجرات؟" |
Sansürcülük artıyordu. Ve babam bana bir kez daha geldi ve şöyle dedi: "Burada nasıl gazeteci olacaksın? | TED | وعندما كانت الرقابة تزداد جاءني والدي مرة أخرى وقال "كيف ستكونين صحفية هنا؟" |
Ertesi gün, babam tofu (soya loru) dükkanımızda bir müşteriyle konuşuyordu ve şöyle dedi: "John matematikte yetenekliymiş." | TED | في اليوم التالي رأيته يتحدث لأحد زبائننا في متجر الصويا، وقال له :" جون متفوق في الرياضيات." |
Kızlarına baktı ve ellerini göğsüne koydu ve şöyle dedi: "Eee Vali, söyle bana, şimdi beni kim işe alır? | TED | نظر إلى طفلتيه، ثم وضع يده على صدره، وقال:"إذن قولي لي، من سيقوم بتوظيفي بعد الآن؟ |
dedi. Kamyonetine atladı, Miss Jones'un evine gitti ve şöyle dedi; "Bayan Jones, çocuğunuzun sergi açılışına gelmeyi çok istediğinizi, ama araç bulamadığınızı düşündüm. | TED | وقفز الى الشاحنة وذهب الى منزل الانسة جونز وقال "انسة جونز، اعلم انك اردت القدوم الى افتتاح معرض طفلك، ولكنك على الارجح لاتملكين سيارة. |
Oldukça kibardı, okudu ve şöyle dedi: 'Tina, bak ne diyeceğim, bu, bizim için doğru değil ama paylaştığın için teşekkürler.' | TED | وكان مهذبًا للغاية وقرأه، وقال "أتعلمين يا تينا، هذا لن يجدي نفعًا لنا، لكن أشكرك بشدة على المشاركة." |
Bu kariyer danışmanının ofisine gittiğimde bana baktı ve şöyle dedi: "Ne yapmak istiyorsun?" | TED | لذا ففي كل مرة - بالضبط - زرت مستشار التوجيه المهني، نظر إلي وقال: "ماذا تريدين أن تفعلي؟" |
En büyük oğlum dönüp bana baktı ve şöyle dedi: "Anne, bu sevgi değil." | TED | التفت ابني الأكبر ونظر إلي وقال: "أمي، هذا ليس حبًا." |
Doktor gözüme baktı ve şöyle dedi: "Hastalığının adı vitiligo. | TED | نظر الطبيب مباشرة في عيني وقال: "أنت مصاب بالبهاق. |