ve bütün bu şeyler bana, heyecan, keyif ve merak veriyor. | TED | وكل هذه الأشياء بالنسبة لي تعطي نوعا من البهجة والإثارة والدهشة. |
ve bütün bu değişik elementleri özetleyip bir sistemin içine sokabiliriz. | TED | وكل واحدة من تلك العناصر المختلفة يمكننا حفظها ووضعها في نظام. |
ve bütün neden senin normal bir yaşam sürmemen... etrafında yaşayan insanlar gibi. | Open Subtitles | وكُلّ هذا لأنك لا تَستطيعُ منحها حياة طبيعية مثل بقيّة العالمِ من حولك |
Erkekler çok kapris yapan kızlardan nefret ederler. Kolayca kırılır egolar ve bütün bunlar. | Open Subtitles | الرّجل يكره الفتاة التى تأتى قويّة جداً وأنا هشّ وكلّ تلك الأمور |
ve bütün çizimlerine baktım, 700'den fazla, ve sonra erkek portrelerini seçtim. | TED | لذا فقد تصفحت جميع أعماله، أكثر من 700 وبحثت عن صور لذكور |
Böyle bir şey, dünyadaki bütün büyülerden ve bütün hazinelerden daha muhteşem olurdu. | Open Subtitles | مثل هذه الأشياء تكون أعظم من السحر و كل الكنوز التى فى العالم |
Onun ölmesini, gerçekten ölmesini istiyorsanız, benim ücretim 500,000$, ve bunun için maskeyi, bıçağı ve bütün kahrolası şeyleri elde edeceksiniz. | Open Subtitles | لذا, لو أردته ميتا ميت حقيقى أجرى هو 50000 دولار ومن أجل هذا تحصل على القناع المنجل, وكل شىء لعين كامل |
Ayrıca, gelecek dönem fakültede kesintiye gidileceği ve bütün profların, Broadway Bob'un sergisine öğrenci çıkarmak için kıçını yırttığını duydum. | Open Subtitles | سمعت ايضا انهم سيفصلون الكليه وكل المدرسين انهم لا يبالون بالاجر محاوله منهم ان يحصل الطالب علي عرض برادواي بوب |
Evet, haklısın ve bütün kamp arkadaşları şehrin güneyinde yaşıyor. | Open Subtitles | أجل، انت محق، وكل زملاء الغرفة يعيشون في جنوب المدينة |
Daha iyi olmalısın. Her şeyi kontrol etmeli ve bütün detayları irdelemelisin. | Open Subtitles | حسنٌ , عليكَ بأن تكونَ أفضل،لابد التحقق من كل الحقائق,وكل تفصيل دقيق. |
ve bütün bu haydutlar, bizim için gelecek hayaletler olarak diriliyorlardı. | Open Subtitles | وكل أولئك الخارجين عن القانون قد عادو من الموت من أجلنا |
ve bütün kardeşlerim güldü. Caroline bana baktı, gülümsedi ve şöyle dedi : | Open Subtitles | وكُلّ أخواتي ضَحكنَ، وكارولين وإبتسمَ وقالَ: |
Ve dahası oturma odamda 40 yabancı var ve bütün istediğim siktiri boktan biraz uyku. | Open Subtitles | والحقيقة، أنا عِنْدي 40 غريبُ خارج في غرفةِ جلوسي وكُلّ ما أُريدُ أَنْ أفعله .الحصولْ على بعض النوم |
Tatmin olduktan sonra, sayfalar tekrar basılır ve bütün süreç tekrar başlar. | Open Subtitles | عندما يرضون تعاد طباعة الصفحات وكلّ شيئ يحدث ثانية |
Bu sabah öğretmenlerimizden biri bacağını kırdı, ve bütün yedek öğretmenlerimiz zaten çalışıyor. | Open Subtitles | أحدى معلماتنا كسرت ساقها هذا الصباح وكلّ الإحتياطيين يعملون |
Şimdi hemen tahtaya yürü ve bütün havarilerin isimlerini alfabetik olarak yaz. | Open Subtitles | الآن,أريد منكِ ان تذهبي الى اللوح وتكتبي أسماء جميع الرسل مرتبة ابجديا. |
Tanrı ve bütün kutsal şeyler şahidim olsun ki, bu olacak. | Open Subtitles | . الله شاهدٌ عليّ و كل الأمور المقدّسة بأنّ ذلك سيحدث |
Ortada birçok neden var, ve bütün bu nedenlerden dolayı, zaman geldi ve bu yüzden konuşmalıyız. | TED | اذا هناك اسباب عديده, ولكل تلك الاسباب, هذا هو الوقت والسبب لكي نتحدث |
ve bütün bu renkler alttaki bir ana hazneden çıkıyor. | TED | وجميع الألوان تخرج من منفذ واحد وسطي في الجزء السفلي. |
ve bütün hayatım boyunca, anne, istediğin şeyleri söylediğini hiç duymadım. | Open Subtitles | وطوال حياتى، امى لم اسمعك قط تقولين ما تريدينه |
Jessica, oraya çıktım ve bütün ortakların arasında onun kıçını yaladım ve bu hoşuma gidiyormuş rolü yaptım. | Open Subtitles | (جيسكا), لقد ذهبتُ هنالك وأهنت نفسي لأجله أمام الشراكة بأكملها وتظاهرتُ بأنهُ يُعجبني ذلك. |
Bomba komşunun bahçesine düştü ve bütün ev harabeye döndü. | Open Subtitles | لقد أصيب المنزل بقنبلة وفتحت بها شقا كبيرا |
Polisler tarafından kovalandım ve bütün geceyi hapiste geçirdim. | Open Subtitles | أصبحت مطاردة من قبل الشرطة وقضيت اللّيلة في السجن |
ve bütün bir hayatımı düşünerek bana destek oldu. | Open Subtitles | ووقفت إلى جانبي مثلما كانت تفعل دائما |
Ona ve bütün takımına büyük bir teşekkür borcumuz var bugün. | Open Subtitles | نحن مدينون لك, ولها, ولكامل الفريق دين عظيم الامتنان لهذا اليوم |
Çenemi kaybettiğim için artık bu kapalı ortamı yaratamıyordum. Bu yüzden de dilim ve bütün diğer ses araçlarım güçsüz kalmıştı." | TED | ولانني فقدت فكي لم يكن بمقدوري ان احجز الهواء .. لذا فان لساني .. وباقي الاعضاء المتعلقة بالصوت غدت لاقيمة لها |
Bu, teknik olarak 'barchan' olarak bilinen olaydır ve bütün kumul çöl boyunca yılda 17 metre hızla batı istikametinde yürür. | TED | وتعرف الظاهرة علميا بالهلالية وهي عبار ة عن.. مشية الكثيب في الصحراء ككل تجاه الغرب.. بسرعة مقدارها 17 مترا في السنة. |