"ve güney" - Translation from Turkish to Arabic

    • الجنوبية
        
    • وجنوب
        
    • جنوب
        
    • والجنوبية
        
    • والجنوبي
        
    • وجنوباً
        
    • و الجنوب
        
    • والجنوب
        
    • الجنوب والشمال
        
    • وشمال
        
    • الكوريتين
        
    Kuzey Kore ve Güney Kore arasındaki sınırı geçmek neredeyse imkansızdı. TED من المستحيل تقريباً أن يعبروا الحدود بين كوريا الشمالية وكوريا الجنوبية
    Büyük hedeflerini her zaman Orta ve Güney Amerika'dan seçmişti. Open Subtitles أكبر أهدافه تتأثر بشكل كبير في أمريكا الوسطى و الجنوبية
    Bu akım, tüm kültür ve coğrafyalarda 250 yıldır devam ediyor, Sahra Altı Afrika ve Güney Asya'daki bariz istisnalar hariç. TED وكان هذا القرار ثابت لربع الفيه , عبر الحضارات و المناطق الجغرافيه, مع استثناء صارخ من جنوب الصحراء الكبرى وجنوب آسيا
    Bugün Orta ve Güney Amerika yağmur ormanlarında yaşayan sadece altı tür kaldı. TED اليوم، تبقّت ستة أنواع تعيش في ظلّات الغابات المطيرة في أمريكا الوسطى والجنوبية.
    Başladığımız yere geri dönersek: Kuzey ve Güney Kutupları'nda buzulların erimesi. TED دعونا نعود من حيث بدأنا: ذوبان جليد القطبين الشمالي والجنوبي.
    Kuzey ve Güney istasyonundaki polis memurları çıkışları tutuyor. Open Subtitles حصلنا على أفراد تغطي المحطتين شمالاً وجنوباً
    Resimdeki Comfort, Karayipler ve Güney Amerika sahillerinde görev yapıyor ve hasta muayene ve tedavi görevini icra ediyor. TED هذه السفينة، الراحة، تعمل فى البحر الكاريبى وساحل أمريكا الجنوبية وتقوم بعلاج المرضى.
    Bu gördükleriniz Kuzey ve Güney Kore arasındaki askerden arındırılmış bölgede sevk edilmiş iki otomatik keskin nişancı üssü. TED هذه وحدتين للقنص التلقائي الموجودة حاليا في المنطقة المجردة من السلاح بين كوريا الشمالية وكوريا الجنوبية.
    Burası dünyadaki en büyük, sürekli temiz su taşkın havzası, inanılmaz bir yer ve Güney Amerika'daki ova tapirleri için en önemli sığınaklardan biri. TED إنه المكان الأكبر للمياه العذبة والفياضانات المستمرة في العالم، موقع رائع وأحد أكثر المحميات أهمية لحيوانات التابير التي تعيش في الأراضي المنخفضة بأمريكا الجنوبية.
    Kesinlikle dünya üzerindeki ilk telli müzik aleti bu, ve Güney dağlarında hâlâ çalınıyor. TED إنها حتما الآلة الوترية الأولى في العالم ومازالت تستخدم في الجبال الجنوبية
    Titizlik için seçilmişsin sen, diğerlerine karşı nezaket ve Güney zerafeti. Open Subtitles أنت تم إختيارك لاناقتكَ، مجاملة للآخرين ونعمتكَ الجنوبية.
    Sizi burada teste tabi tutmayacağım ama aralarında en yüksek olanı Türkiye, Polonya, Rusya, Pakistan ve Güney Afrika. TED لن أضعكم في امتحان هنا، ولكنها تركيا هي الأعلى في نسبة وفيات للأطفال، و بولندا وروسيا وباكستان وجنوب إفريقيا
    Burguyu daha sağlam yapmamız gerek Gelecek yılda Malawi ve Güney Afrika'da daha çok test yapacağız. TED نحن بحاجة لجعله أكثر قوة، وسنجري مزيدا من الفحوصات في مالاوي وجنوب أفريقيا العام القادم،
    1,5 trilyonluk gayri safi milli hasılası, Arjantin ve Avusturya'nın Nijerya ve Güney Afrika'nın üzerinde. TED ويبلغ الناتج المحلي الإجمالي 1.5 تريليون دولار، مما يجعلها أعلى من الأرجنتين واستراليا، و نيجيريا وجنوب أفريقيا.
    Kısa bir süre içinde bu genç adam ve Güney Amerikalı kardeşleri ülkelerinin umut ve hayallerini sürdürmek adına sahada olacaklar. Open Subtitles لحظات و نشاهد هذا الشاب مع رفاقه من جنوب امريكا للحفاظ على امال امة بحالها و ابقاء احلامهم على قيد الحياة
    Eşyalarını toplar, uçağa atlar ve Güney California'daki tedavi merkezine gideriz. Open Subtitles وسنحزم اشياءك علي الطائرة للذهاب الي مركز العلاج في جنوب كاليفورنيا
    Kuzey ve Güney Kabileleri arasındaki gerilim kopma noktasına gelmişti. Open Subtitles التوترات بين قبائل الماء الشمالية والجنوبية قد وصلت نقطة الأنهيار
    Her ne kadar kabile öğeleri Orta ve Güney Amerika'yı gösterse de. - Bize başka ne diyecektiniz, Dr. Isles? Open Subtitles على الرغم من أن العنصر القبلي يوحي بأنه من أمريكا الوسطى والجنوبية ماذا أيضاً لديك لنا يا دكتور آيلز ؟
    Yaşanması zor olmasına rağmen, Kuzey ve Güney Kutupları gezegenimizin bu şekilde olmasının en büyük nedeni. TED ولكن بالرغم من كونهما غير مضيافين، فالقطبين الشمالي والجنوبي هما سبب كبير لكون كوكبنا على النحو الذي هو عليه.
    Bölgenin kuzey ve Güney taraflarını kontrol edeceğiz. Open Subtitles المنطقة قيد البحث، شمالاً وجنوباً بداخل الممشى هذه المرة
    Birliklerimiz güney ve Güney doğudaki yeni mevzilerine çekiliyor. - Takviye birlikler... Open Subtitles اٍن قواتنا تنسحب اٍلى أماكن جديدة في الجنوب و الجنوب الشرقى
    Britanya'daki kuzey ve Güney sağlığı arasındaki birçok farklılığın olası açıklaması olduğunu düşünüyoruz. TED نعتقد إنها ربما تفسرالكثيرعن الفجوة الصحية ما بين الشمال والجنوب داخل بريطانيا، أنها ذات أهمية بالنسبة لنا.
    Kuzey ve Güney Kore, Kore Savaşından bu yana, 63 yıldır ateşkes halindeler. TED وقّع الجنوب والشمال هدنة لمدة 63 عامًا، منذ نهاية الحرب الكورية.
    Fakat ileriyi düşündüğümde, beni asıl ilgilendiren Orta, Batı ve Güney Afrika. TED ولكن حينما أنظر للمستقبل فأنا مهتم جداً بوسط، غرب وشمال أفريقيا
    Yakında, Macaristan'da Kuzey ve Güney arasında geniş çaplı bir toplantı yapılacak. Open Subtitles قريباً, سيكون هناك حديث على مستوى عالي بين الكوريتين في هنغاريا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more