"ve hayal" - Translation from Turkish to Arabic

• والخيال
• وخيال
• والاختناق
• وأحلم
• وخيبة

Beyinlerinize yerleştirilen aygıtlar ise... ..zihninizle deneyim ve hayal alışverişi kurar.
.. الادوات زرعت في عقولكم قناة للتجربة والخيال داخل وخارج عقولكم

İrademiz ve hayal gücümüz bizi engeller arasından geçiren yeni rotalar çizmemizi sağlayan bir yol göstericimizdir.
إن قوة الإرادة والخيال لدينا يرشدوننا إلى النور، ويساعدوننا على رسم مسارات جديدة وتحدي العقبات.

Sanal bir deneyim ya da bir hayal bile olsa; eşzamanlı gerçeklik ve hayal.
حتى التجربه الزائفه او تزامن الحلم حقيقه وخيال

Hüzünlü ve hayal kırıklığına uğramış hissediyorum. Ne?
اشعر بالسوداوية والاختناق

ve hayal kuruyorum.
أو ملذات مجهولة. وأحلم.

Subaylarımdan birinin bilgim dışında soruşturulmasıyla ilgili kızgınlığımı ve hayal kırıklığımı başkana ilettim.
انا آسف ، أيتها الرائد لقد اعربت عن غضبي وخيبة أملي الى الرئيس فيما يتعلق بالتحقيق مع احد زملائي الضباط دون علمي

Keşif serüvenim yeni yerleri ve imkânları da beraberinde getirdi. Hepsi fikirler ve hayal gücüyle doluydu.
وقد قادتني رحلتي الاستكشافية إلى أماكن وفرص عديدة، كلها مرتبطة بالأفكار والخيال.

Bunlar bizim eski sanatçıların yaratıcı dünyalarına ve hayal güçlerine nadir bir bakış atmamızı sağlıyor.
تقدم لنا لمحة نادرة إلى داخل عالم الإبداع والخيال الخاص بهؤلاء الفنانين القدامى.

Sanat ve hayal gücüyle bu gruplaşmanın yönlendirilebileceği başka bir alan olup olmadığını merak etmeye başladım.
وتساءلت فيما إذا هناك طريقة للتعامل مع طائفية المجتمع من خلال الفن والخيال.

Ve keşfin ve hayal gücünün aslında ne olduğu ile ilgilidir.
وهذا كل ما تدور حوله الإكتشافات والخيال.

Erdemli bir toplum, ancak zekanın ve hayal gücünün ortak çabasıyla mümkündür.
إنجاز الفضيلة المدنية ويرتبط لإستخدامات الفكر والخيال في إجتماعهم الأكثر تحديا.

Bana hepinizin nasıl aynı hastalıktan bozukluktan muzdarip olduğunu sormuştun, gerçek ve hayal arasındaki bu ayrışmaların.
لقد سألتينى كيف تعانون كلكم من نفس الإضطراب, إنه التمييز بين الحقيقة والخيال

Belki de baygındım ve hayal görüyordum. Belki de görmüyordun.
لا أعرف يا (كلارك)، لربما كنت فاقدة الوعي وأحلم

Hâlâ o aynanın önünde dans eder ve hayal kurarım.
ما زلت أرقص وأحلم أمام مرآتي

Hayatımda her zaman acı, öfke ve hayal kırıklığı oldu hiç sevgi olmadı.
لطالما كانت حياتي مليئةً بالغضب والألم وخيبة الأمل ولا مكان للحبّ فيها

Birçok kalp ağrısı ve hayal kırıklıkları gördüm çünkü yakarışlar nadiren cevap buldu ve hayaller genellikle hayal olarak kaldı.
لقد رأيت الكثير من الحزن وخيبة الأمل لأن الدعوات قليلا تستجاب وكالعادة ، الأحلام تبقى أحلام