"ve yakışıklı" - Translation from Turkish to Arabic

    • ووسيم
        
    • و وسيم
        
    • ووسيماً
        
    • والوسيم
        
    • وسيما
        
    • و وسيماً
        
    • هاندسم
        
    Öyle olabilirim ama zeki biriyim, ve yakışıklı, aynı zamanda okuyabilirim. Open Subtitles ربما أكون رث الثياب و لكننى ذكى ووسيم و يمكننى القراءة
    Ama gerçekte olan, "Patron, sen tanıdığımız en akıllı, güçlü ve yakışıklı insansın. TED ولكني أظن أن ما حدث هو، "سيدي الرئيس، أنت رجل ذكي وقوي ووسيم.
    Eğer sahibi genç ve yakışıklı olursa çok daha iyi. Open Subtitles من واجب الجارية أرضاء سيدها وإذا كان شابا ووسيم ذلك يكون أفضل بكثير
    Çeteci boyunda değil zaman, esmer ve yakışıklı ve bir elin dalga ile uçan insanlar gönderebilirsiniz. Open Subtitles ليس عندما يكون المشعوذ طويل أسمر و وسيم و يمكن أن يدفع الناس للطيران بموجة يد
    Uzun, esmer ve yakışıklı olup olmadığını sordu. Open Subtitles تعلم ،صوت مثير يسأل لو أنت طويل و أسمر و وسيم
    Sonsuza dek genç ve yakışıklı kalacak olması çok tuhaf. Open Subtitles هذا نوع من الأساطير كيف أنه لا يزال صغيراً ووسيماً للأبد
    Selam, uzun, esmer ve yakışıklı. Open Subtitles مرحبا، أيها الطويل الأسمر والوسيم
    Ve bu kadar sevimli ve yakışıklı olunca, kocam kıskanmıyor olabilir ama belki de kıskanmalı. Open Subtitles فأنت لطيف ووسيم المظهر قديكونزوجيغير مهدّد، ولكن ربّما يجب أَن يكون
    Evet, romantik ve yakışıklı. En azından bazıları için. Open Subtitles نعم، فاتن ووسيم جداً كما ظن البعض على الأقل
    Kocaman ve yakışıklı bir siyahi ile değil. Open Subtitles مع أمك وليس رجلٌ كبير ووسيم وأسود البشرة
    Seni tanıdığım için söylüyorum bu uzun boylu, esmer ve yakışıklı olacak. Open Subtitles بمعرفتي بك ,أظن أنه سيكون طويل ,وشعره أسود ووسيم
    Senin yaşında güçlü ve yakışıklı bir adam valizci olarak çalışıyor. Bir yerde bir hata yapmış olmalısın. Open Subtitles .إذن رجل قويّ ووسيم بمثل عمرك يعمل كخادم .لابدّ أنّك اقترفت غطلة في مكان ما
    Sadece uzun boylu, esmer ve yakışıklı olduğunu söyledi. Open Subtitles لم تقل لي فقط قالت أنه طويل أسمر ووسيم ..
    Oldukça zeki ve yakışıklı ve şirketteki kadınlar onunla evlenmek için can atıyor. Open Subtitles هو ذكي للغاية، ووسيم للغاية وكل النساء بالشركة يريدون الزواج منه بشدة
    Devamlı onun uzun boylu, esmer ve yakışıklı olduğunu söylüyor. Open Subtitles انها دائماً تقول انه طويل , واسمر , و وسيم , وهو
    Ben onu dürttüm, sonrada tanıştık ve ortaya çıktıki son derece iyi, dürüst ve yakışıklı. Open Subtitles انا نكزته، ومن ثم تلاقينا وهو لفت إلى كونه منفتح جداً وصادق و وسيم
    Çok hayalperest ve yakışıklı ve komik, hayatımın en berbat randevusuna döndüğüne ne kadar şok olduğumu hayal edebilirsin. Open Subtitles اه، وقال انه هو حالمة جدا و وسيم ومضحك، لذلك يمكنك أن تتخيل كيف صدمت أنا كان عندما اتضح أن أسوأ تاريخ حياتي.
    Ama iyi ve yakışıklı çocuk, değil mi? Open Subtitles انه يبدو لطيف و وسيم ، اليس كذلك ؟
    Yeni babalarım harika ve yakışıklı ve parlak tiyatro yönetmenleri. Open Subtitles والدي الجديد عظيم و وسيم... والمديرينرائعونفي المسرح.
    Ama Sanjana erkek arkadaşın, akıllı ve yakışıklı olması gerektiğini yoksa Raj'ın harekete geçmeyeceğini söyledi. Open Subtitles لكن سانجانا قالت بأن الصديق المزيّف يجب أن يكون ذكيّاً ووسيماً والا فإن راج لن يتأثّر
    Bev, bu plak satıcısı, Grammy ödüllü ve yakışıklı yapımcı, Guy Morgan. Open Subtitles (بيف)، هذا هو المنتج صاحب الجوائز والوسيم جدا (جاي مورجان)
    Daha yaşlı olan koyu renk gözlüklü, diğeri sessiz ve yakışıklı. Open Subtitles الرجل الاكبر يرتدى نظارات سميكة والاصغر وسيما.
    O zamanlar daha küçük bir kızdım. Çok soluk ve yakışıklı biriydi. Open Subtitles كنت مجرد فتاة بذاك الوقت وهو كان شاحباً و وسيماً
    Her polisle görüşme, bilinen iş arkadaşları ve yakışıklı ile bağlantılı son altı aydaki iş ve ev adresleri. Open Subtitles كل إتصال مع الشرطة كل مساعد معروف كل منزل خاص,وعناوين عمل لـ(هاندسم)في الشهور الستة الماضية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more