| Ama endişelendiğim tek vedalaşma bu değildi. | Open Subtitles | لكنه ليس الوداع الوحيد الذي سوف أقلق حوله |
| Vegas'a gitti o, Shelley, vedalaşma konusunda pek iyi olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | لقد ذهب إلى فيجاس ولا أظن أنه يحب الوداع |
| Tamam, vedalaşma zamanı. | Open Subtitles | حسناً، وقت الوداع. المرضى من مسموح لهم تخطي هذا الباب |
| Sadece birkaç günlük bir vedalaşma... tabii o televizyon işini kabul etmediğin sürece. | Open Subtitles | . . انه وداع لعدة ايام إلا لو انكِ حصلتِ على وظيفة التلفاز تلك |
| Sevgi dolu bir vedalaşma olmadan şehirden ayrılmana izin vermeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا أن ندعك ترحل بدون وداع مؤجّج للمشاعر |
| İyi akşamlar, hanımefendi. vedalaşma fırsatımız olmamıştı. | Open Subtitles | مساء الخير يا سيّدتي، لم تتسن لي الفرصة لأقول وداعاً. |
| vedalaşma konusunda pek iyi değilimdir o yüzden diğerlerine söylersin. | Open Subtitles | أنا لست جيدا في الوداع لهذا أخبر الآخرين |
| Sen beni kovduktan sonra vedalaşma şansımız olmamıştı. | Open Subtitles | أعلم أنّه لم يتسنّى لنا الوداع بعد أن قُمت بطردي |
| vedalaşma zamanı. | Open Subtitles | : أخشى أننا يجب أن نقول الوداع |
| "Bugün erken gittim çünkü bir vedalaşma sahnesinin hiçbirimize iyi gelmeyeceğini düşündüm. " | Open Subtitles | "رحلت مبكرا اليوم لأنني أعتقد أن مشهد الوداع لن يسدي لنا نفعا" |
| vedalaşma derdi yoktu. Bu benim imzamdı. | Open Subtitles | لم أكن أرغب في الوداع الكئيب كان توقيعي |
| Evlat vedalaşma vakti geldi. | Open Subtitles | حسناً .. يا طفل أعتقد أن هذا الوداع |
| Öyleyse, sanırım bir süreliğine bir vedalaşma oluyor. | Open Subtitles | اذا أعتقد اننا سنقول الوداع لمدة |
| vedalaşma zamanı geldi eski dostum. | Open Subtitles | حان وقت الوداع يا صديقي القديم |
| Her toplumun kendine has bir vedalaşma yöntemi vardır. | Open Subtitles | كل ثقافة لديها طريقتها الخاصة في الوداع |
| Hmm, muhtemelen vedalaşma sırasında. | Open Subtitles | ربما في مكان ما اثناء مراسم الوداع |
| Evet. vedalaşma konusunda kendimi geliştirmem gerek. | Open Subtitles | . اجل , علي ان اكون افضل في الوداع |
| Özür dilerim, pek romantik bir vedalaşma olmadı. | Open Subtitles | , أنا آسفة لم يكن هذا وداع رومانسي |
| - Havuz temizliği müesseseden vedalaşma hediyesi. | Open Subtitles | آخر تنظيف في المنزل هدية وداع. |
| Bana vedalaşma hediyesi verdi. | Open Subtitles | أحضرت لي هدية وداع |
| İyi akşamlar, hanımefendi. vedalaşma fırsatımız olmamıştı. | Open Subtitles | مساء الخير يا سيّدتي، لم تتسن لي الفرصة لأقول وداعاً. |