"vereceğini" - Translation from Turkish to Arabic

    • سيعطيني
        
    • ستعطيني
        
    • سيدفع
        
    • سيعطيه
        
    • ستعطيه
        
    • سيسمح
        
    • سيعطي
        
    • سيعطينا
        
    • ستستجيب
        
    • ستبالغ
        
    • سيعطيك
        
    • سيعطيها
        
    • ستأخذين
        
    • ستتخذين
        
    • ستتصرف
        
    Bütün elbiselerimi çıkarırsam 100 dolar vereceğini söylemişti. Open Subtitles لقد قال بانه سيعطيني مائة دولار اذا خلعت كل ملابسي
    Bana eğer filmde bikini giyip otel yatağında zıplarsam... 500 Dolar vereceğini söyledi. Open Subtitles قال أنه سيعطيني 500 دولار لوضع بنيكي والقفز على سرير فندقه
    Bana şekerleme vereceğini söyledi ama yiyecek karnesini bulamadı. Open Subtitles قالت أنها ستعطيني بعض الحلوى لكنها لم تعثر على بطاقتها التموينية
    Tanıştığım bir adam, ücretimi ödeyip bana para da vereceğini söyledi. Open Subtitles الشخص الذي كان معي، قال أنه سيدفع الغرامة وسيعطيني بعض المال للجيب
    Başka birine vereceğini asla tahmin etmezdim ama demek ki seni çok yakın görmüş. Open Subtitles لم اعتقد ابداً أنه سيعطيه لأحد آخر لكن هو على الأغلب يفكر بك على أنك فعلاً صديق مقرب
    Ona, dosyaları anlaşma yapılınca vereceğini söyle. Open Subtitles أخبره بعد إنتهاء الإتفاق ستعطيه الملفات إليه، حسنا؟
    Mağazanın bize o tarz bir deneme için izin vereceğini sanmıyorum. Open Subtitles لا أظنّ أنّ المتجر سيسمح لنا بالقيام بذلك النّوع من الاختبارات
    Cidden cidden bir ailenin, kanserli bir kadına bebeklerini vereceğini mi düşündün? Open Subtitles أعني, صدقاً صدقاً, هل ظننتي أن أحداً سيعطي طفله لامرأة بها سرطان؟
    Bize tam burs vereceğini söyledi. Böylece hiç para ödemeyeceksin. Open Subtitles قال أنه سيعطينا منحة شاملة لن تضطر لدفع أي شيء
    Profesör Lloyd istersem bana vereceğini söyledi... Open Subtitles لقد قال البروفسور لويد إنه سيعطيني إن سألته
    Borsada ciddi kayıplarımın olduğunu bildiğini ve bana bunları telafi etmem için bir şans vereceğini söyledi. Open Subtitles قال أنّه يعلم أنّي تعرضت لبعض الخسائر بسوق الأسهم المالية و إنه سيعطيني فرصة لتعويض خسائري
    Koç, ilk sömestr kendi yöntemimle ödemem gerektiğini ondan sonra bana bir burs vereceğini söyledi. Open Subtitles المدرب قال أحتاج لأدفع طريقي للفصل الأول وبعد ذلك سيعطيني منحة دراسية.
    Bana vereceğini söylediğin diğer altmış bin. Open Subtitles الـ60 ألف الأخرى التي قلتِ بأنِك ستعطيني إياها
    Sen sadece kurtardığım sekiz binin ne kadarını bana vereceğini kararlaştır. Open Subtitles وكل ما عليك التفكير فيه هو كم ستعطيني من الثمانية آلاف التي وفرتها
    Eddie'nin haplar için bana 3 milyon vereceğini sandım mı gerçekten? Open Subtitles هل حقا فكرت ان ايدي كان سيدفع لي ثلاثة ملايين من أجل الأقراص ؟
    Ruslan Krasnov'u bulmasına yardım edecek kişiye vereceğini mi düşünüyorsun? Open Subtitles تعتقد بانه كان سيعطيه لشخص يمكن ان يساعده لايجاد روسلان كرازنوف
    Bu arada, sen de kimi vereceğini seç. Open Subtitles وفى هذه الأثناء حدد من ستعطيه لنا
    Ayrıca, dünyanın yüzeyini işgal etmeye ve değiştirmeye devam ettiğimiz sürece, bu tabiatların değişen iklime ve çevre kullanımına nasıl tepki vereceğini bilmemiz gerekiyor. TED وبالإضافة إلى ذلك، نحتاج أن نعرف كيف ستستجيب تلك المناطق الطبيعية لتغير المناخ ولتغير استخدام الأرض طالما نواصل احتلال سطح الارض للسكن، وتعديله أيضًا.
    Çünkü aşırı tepki vereceğini biliyordum. Open Subtitles أمم، لأنني كنت أعلم أنك ستبالغ و بشدة
    Buradakilerin sana bir sent bil vereceğini nereden çıkarıyorsun? Open Subtitles ما الذي يجعلك تظن بأن أحدًا في هذه الغرفة سيعطيك سنتًا؟
    Lizzy'ciğim aşağı inip babana kardeşine ne kadar para vereceğini sor. Open Subtitles ليزي، اذهبي لوالدك فالاسفل واسئليه كم من المال سيعطيها.
    Bunun mahkemeye taşınmasına izin vereceğini sanmıyorum. Open Subtitles لا أعتقد أنكِ ستأخذين هذا إلى المحكمة
    Kendin için doğru kararı vereceğini biliyorum. Open Subtitles أعلم أنك ستتخذين الاختيار الصحيح من أجلك
    Bulutların gezegen ısındıkça nasıl tepki vereceğini bilmiyoruz ve bu belirsizlik içinde gizlenmiş bir umut olabilir. TED لا نعلم كيف ستتصرف بينما ترتفع حرارة الكوكب، وفي منطقة الشك تلك، قد يتواجد الأمل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more