"vicdanı" - Translation from Turkish to Arabic

    • ضمير
        
    • الضمير
        
    • ضميره
        
    • ضميرا
        
    • وضمير
        
    • ضميرها يؤنبها
        
    • بضمير
        
    Her Hristiyan'ın vicdanı ona ak ile kara arasında farkı söylemeli. Open Subtitles ضمير كل نصراني عليه أن يدله على الفرق بين الأسود والأبيض
    Kendisi dışında kimse için vicdanı ve saygısı olmadığını biliyorum. Open Subtitles ,أعلم أن ليس لديها ضمير و لا تقدير إلا لنفسها
    Bir adamın vicdanı genelde yararına olan şeylerin aksini söyler. Open Subtitles ضمير الرجل عموما فى تعارض طردي مع مصلحته
    Büyüklük ne zaman kötüye kullandırır kendini? vicdanı devlet gücünden ayırdığı zaman. Open Subtitles إن إساءة استعمال العظمة تتجلى عندما ينفصل الضمير الحيّ عن السلطة
    Dorian yaptığı için tedirginlik duyuyordu. Rahatsız vicdanı, tanıdıklarından kaçmasına sebep oluyordu . Open Subtitles إن ضميره المتعب قد جعله يتجنب كل من يعرفهم
    Dünyanın vicdanı olmak istemiyorum, kimsenin vicdanı olmak istemiyorum. Open Subtitles لا أريد أن أكون ضميرا للعالم لا أريد أن أكون ضميرا لأى شخص
    Toplumumuzun vicdanı geçici bir süre de olsa tatmin oldu. Open Subtitles ضمير المجتمع الغاضب، . كان راضً بشكل مؤقت
    vicdanı olmadığını ve başkalarını umursamadığını çok iyi biliyorum. Open Subtitles ,أعلم أن ليس لديها ضمير و لا تقدير إلا لنفسها
    Görünüşte vicdanı hiç olmayan bir adam adama göre, sonuçlar her zaman yöntemi haklı çıkarır. Open Subtitles إنه رجل لا ضمير له لكي يخشى منه و أن الغاية تبرر الوسيلة دائماً
    Kredi verenlerin zerre kadar vicdanı olmadığını ne kadar vurgulasak, yetmez. Open Subtitles فلا يكفي أبداً أن تأكد عليهم فالناس اللذين يقترضون المال لا يوجد لديهم ضمير
    Sağlık sigortası endüstrisinde vicdanı olan biri vardı. Open Subtitles كان هناك شخص واحد في صناعة الرعاية الصحية الذي كان عنده ضمير
    En azından çocuğun vicdanı el vermiyor. Senin gibi vicdansız değil. Open Subtitles ولكنه على الأقل لديه بعض تأنيب الضمير أنت لم يكن لديك تأنيب ضمير أبداً
    Biraz olsun vicdanı varsa Dante de onlarla ölmüş olmalı. Open Subtitles إن كان لديه ضمير فسيتوقف عن أداء هذه الشخصية
    Bunlar vicdanı hırsına yenik düşmüş, parayla ya da mevkiyle sadakatleri satın alınabilenler için. Open Subtitles إنما للطموحين بلا ضمير يحكم أفعالهم و من يشتروا ولاءه بالمال و المناصب
    20'lerde onu tanıdığımda hiç vicdanı yoktu. Open Subtitles مرحٌ، فحينما عرفته في العشرينيّات لم يكُن لديه شيء من ضمير.
    İçinde bir şey olmadığını anlayana kadar bende bir düşünce meydana geldi. Ne vicdanı ne de sebepleri olan uzaktan bile insan olmayan biri. Open Subtitles كان يشكّل هاجساً لي، حتّى أدركت أنه لا يوجد داخله أيّ ذرة من الضمير أو من العقل لا شيء بالإنسانيةّ بصلة
    Onu öldüren sadece ilahi taktirdi, onu kendi suçlu vicdanı öldürdü. Open Subtitles إنها العناية الإلهيّة من قتلته شعوره بتأنيب الضمير
    O bir kral ve kralların vicdanı pek çok şeyle doludur. Open Subtitles هو الملك، والملك لديه كثير من تأنيب الضمير
    Madem Kral'ın vicdanı rahat değildi, ...bu konuyu daha önce neden gündeme getirmedi. Open Subtitles إذا كان الملك يقلقه ضميره لِم انتظر طويلاً ليثير المسألة؟
    Kötü şeyler yapmaya aç ama vicdanı ve korkusu onu engelliyor. Open Subtitles إنّه متعطّش لارتكاب أمور سيئة لكنّ ضميره و خوفه لا يسمحان له بهذا
    Az da olsa bir vicdanı varsa... böyle olmadığını fark edebilir. Open Subtitles ان كان هناك ادنى فرصة ان لديه ضميرا فقد يساعدنا ذلك في تذكيره انها ليست كذلك
    "Çünkü insanların Tanrıya en yakın oldukları yer... "...vicdanlarından başka neresi olabilir? "Bir kişinin vicdanı, yaşayan herkesin... Open Subtitles وضمير المرء ما هو إلا قطعة صغيرة منضمائركل الرجالالذينعاشوا
    Hayır, vicdanı ona rahat vermez. Open Subtitles لا, ضميرها يؤنبها
    Biraz vicdanı olanlarınızın boğazından lokma geçmeyecek. Open Subtitles ومن كان منكم يتحلى بضمير فلن يقوى على الأكل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more