"will'" - Translation from Turkish to Arabic

    • بويل
        
    • س
        
    • إرادةِ
        
    • لويل
        
    • ويل
        
    • الإرادةِ
        
    • وويل
        
    Ben de Will'i arayıp aramızdakini ilerletmeye hazır olmadığımı söyledim. Open Subtitles سيقتله هذا لذلك اتصلت بويل واخبرته أني لست مستعدة للمضي في الامر
    Bunu Will'e neden ya da nasıl yaptığını anlamıyorum. Open Subtitles .. لاأفهم السبب أو لماذا تفعلين هذا بويل
    Yapmazsan, Will'i asla aklayamayacaksın. Open Subtitles إذا أنت لا، أنت س أبدا لا يوضّح اسم إرادة.
    Onunla Will hakkında da konuşmak istiyorum. Open Subtitles أنا أيضا يك أن أتكلّم معها حول س.
    Steve, Will'in annesinin dediğine göre sen ve Mason Will'in en iyi arkadaşıymışsınız. Open Subtitles ستيف، أمّ إرادةِ قالتْ بأنّك وميسن أصدقاء ماالأفضلُ.
    Sana yalan söylemesi Will Graham'e gerçeği söylediğine dair şüphelerimi ortadan kaldırıyor. Open Subtitles واقع أنه كذب عليك يجعلني أكثر تيقنا من قوله الحقيقة لويل جراهام
    Will, bugüne kadar Glory'nin canını yakabilmiş tek kişi sensin. Open Subtitles ويل ,أنتِ الشخص الوحيد الذي استطاع اصابة جلوري علي الاطلاق
    Dün gece işten eve geldiğimde Will'in odasına bakmamıştım bile. Open Subtitles أنا لَمْ أُشاهدْ حتى في غرفةِ الإرادةِ ليلة أمس عندما وَصلتُ إلى البيت مِنْ العملِ.
    Bizim evimiz, Clell Miller'ın evi, Sammy Johnston, Creederlar, Will Hite... Open Subtitles منزلنا, منزل كليل ميلير وسامي جونستون, آل كريدرز , وويل هايت
    Demek dün Will Gardner ile görüştünüz, ...ama onunla ifadeniz hakkında konuşmadınız? Open Subtitles إذًا أنتِ التقيتِ بويل غاردنر أمس ولكن لم تناقشي شهادتكِ معه؟
    Sue, Will ve Rachel'la uğraşmak için Sam'i hipnotize etti. Open Subtitles سو نومت سام مغناطيسياً للعبث بويل و ريتشل
    Serenat da yapılıyor. Will Gardner hakkında ne düşünüyorsun? Open Subtitles وهذا هنا يغني لنا ما رأيكِ بويل غاردنر؟
    - Will ile ilişkin olup olmadığını sorabilir miyim? Open Subtitles هل أنتِ على علاقة بويل غاردنر؟
    Biri nasıl Will gibi görünüp onun gibi konuşabilir? Open Subtitles ذلك شخص ما يمكن أن إوك يك س وصوت يك ه؟
    Yakalayamazlar Will. Open Subtitles هم لا يستطيعون، س.
    Hayır, Will'i kastetmiştim. Open Subtitles لا، أعني حول س.
    Will Sutter ve Mason Ward'ın evinin kuzeybatısında. Open Subtitles فقط المنطقة الشمالية الغربية إرادةِ سوتير وبيوت ردهةِ ميسن. لانجستون:
    Sen Will'in yerini istiyorsun, David Lee, Will'in yerini istiyor, ...ben de Will'in yerini istiyorum. Open Subtitles تُريدُ مقعدَ إرادةِ، مقعد إرادةِ حاجاتِ ديفيد لي، وأنا أُريدُ مقعدَ إرادةِ.
    Çünkü, Will'in yaşındaki bir çocuk büyümesiyle birlikte erkeklik içgüdüleri harekete geçer-- ...ve bazen yol gösterecek bir rehber arar kendine. Open Subtitles لأن a عُمر إرادةِ ولدِ بَدْء التَفكير كَبْر، رجولة - أحياناً يَبْحثونَ عن a ناصح.
    Sana yalan söylemesi Will Graham'e gerçeği söylediğine dair şüphelerimi ortadan kaldırıyor. Open Subtitles واقع أنه كذب عليك يجعلني أكثر تيقنا من قوله الحقيقة لويل جراهام
    Desteklediğimiz şeyden utanmıyoruz ve Will Conway'in arkasında olmaktan gurur duyuyoruz. Open Subtitles نحن لسنا خجولين حول من ندعم ونحن نفخر بدعمنا لويل كونواي
    Mesele şu ki Marcus, Will uzun süre önce okulu bitirdi. Open Subtitles ما أقصده يا ماركوس أن ويل ترك المدرسة منذ زمن طويل
    Will'i düşünüp durmaktan başka şeyler de yapmak istediğim için. Open Subtitles اردت محاولة فعل أي شيء عدا الجلوس والتفكير في ويل
    Ama Will'in o yanan evde olduğuna dair hiçbir kanıtımız yok. Open Subtitles لَكنَّنا ما عِنْدَنا أيّ دليل الإرادةِ أنْ يَكُونَ في الذي أحرقَ البيتَ.
    Will'in saçında bej rengi elyaf bulmuştum. Open Subtitles تَعْرفُ، وَجدتُ بَعْض البيجي microfibers في شَعرِ الإرادةِ.
    Bence artık Will'le ben birbirimizi yedekliyorduk. Open Subtitles وبالطريقة التي أراها كل منا أنا وويل لديه احتياطي الآن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more