Çünkü kanepe üzerimden geçtiğinden beri yüzüm asfalt gibi dümdüz oldu. | Open Subtitles | لأني وجه مدمر مثل طريق تالف بعد أن وقعت أريكة عليّ. |
Biliyor musun arkadaş, seninki gibi bir yüzüm olsaydı ona biraz kişilik kazandırmak için makyaj yapardım. | Open Subtitles | أتعلم , لو كان لي وجه كوجهك لحاولت تعويض النقص بشخصية إيجابية |
yüzüm pencereye daima dönük olduğundan beri, arkamda olanları görmek için büyük bir gayret sarfettim. | Open Subtitles | الاداء الغير عادى ومعناه ومنذ ان ابتعد وجهى دائما عن النافذة, كنت دائما ممتلئة بالرغبة لرؤية |
yüzüm dağılmış. Bağırsaklarım delinmiş. Kaburgalarım kırılmıştı. | Open Subtitles | لقد كان وجهى محمرا وشجاعتى انتهت وضلوعى تكسرت |
Ama daha tutarlı bir yüze erişmeye başlıyorsunuz yorumlamada model olarak benim yüzüm kullanıldığında. | TED | لكن بدأنا بالحصول على شيء يشبه الوجه المتماسك، وذلك باستخدام وجهي كدليل. |
Kesinlikle, beni diğerlerinden ayıran bir sesim ve bir yüzüm var, – | Open Subtitles | بالتأكيد ، لدي وجه وصوت للتمييز نفسي عن الاخرين |
Dur bakalım! Gerçek bir yüzüm var. Bunu yapabilir misin? | Open Subtitles | انتظر ، انا لدي وجه مكشوف هل يمكنك فعل هذا ؟ |
Ama altı ay sonra beni erişmek istediğim yerlere getirecek bir yüzüm ve vücudum olacak. | Open Subtitles | و لكن بعد ستة شهور سيكون لدي وجه و جسم سيجعلاني أذهب الى أي مكان أريد |
Ama altı ay sonra beni erişmek istediğim yerlere getirecek bir yüzüm ve vücudum olacak. | Open Subtitles | و لكن بعد ستة شهور سيكون لدي وجه و جسم سيجعلاني أذهب الى أي مكان أريد |
Uzun bir süredir, ne zaman düşmanın yüzünü gözümde canlandırsam bu senin yüzün olurdu. yüzüm. | Open Subtitles | كل ما في الأمر ، أنه كلما تخيلت وجه العدو ، كان وجهك |
Siyah bir yüzüm var ve orada West'ten ne kadar nefret ettiğime... şahitlik etmeye can atan yüzlerce adama var | Open Subtitles | فأنا وجهى اسود وهناك مائه رجل هناك يموتوا كى يشهدوا كيف اننى كرهت ويست |
Her yumruğuyla, yere seriliyordum. Geri döndüğümde tüm yüzüm yara bere içerisindeydi. | Open Subtitles | كان عندما يلكمنى أطرح أرضا حتى أن وجهى مليء بالرضوض |
sesimi kaybettim, düştüm, yüzüm kırmızı oldu, çok hızlı konuştum ama hareket edemedim. | Open Subtitles | كنت لأبح صوتى, و أسقط, ويحمّر وجهى يتكلم بسرعة ولا يمثل |
yüzüm sana tanıdık geliyor öyle değil mi? | Open Subtitles | يبدو ان وجهى قد اصبح مالوفا لديك , اليس كذلك ؟ |
Onu daha fazla sarsacağımı hissetseydim utancımdan yüzüm kızarırdı ve elimi tereddütsüz geri çekerdim. | Open Subtitles | لقمت بسحب يدي فورًا, وأنا محمرّ الوجه. هذا صحيح. |
Benim bir sürü yüzüm var ama sana en çok bu yakışır. | Open Subtitles | لديّ العديد والعديد. لكن هذا الوجه أفضل ما يلائمك. |
Yeni yüzüm benimle kaldı. | Open Subtitles | خلال قراءة كتاب ذلك الوجه الجديد، أبقيت عليه |
O benim yüzüm ve görüntümle geldi... ve annen kandırıldı. | Open Subtitles | لقد جاء إليها بوجهي و شكلي، و هي أنخدعت بذلك. |
Dinlerken yüzüm böyle oluyor. | Open Subtitles | هذه هي ملامح وجهي حين أستمع لأحد |
Son 60 yıldır, insan ırkı, benim resmimle elle beslendi yani yüzüm, yemek kutuları, ve tişörtlerde filan. | Open Subtitles | خلال الـ60 سنة الماضية، قام الجنس البشري برسم صوراً لوجهي على صناديق الغذاء و القمصان وكل ذلك الهراء |
Arkadan mı istiyorsun dizlerinin üstünde, yüzüm yastıkta? | Open Subtitles | هل تريد هذا من الخلف ؟ على ركبتيك و وجهي على الوسادة |
Sende yüzüm için kullanabileceğim sanayi tipi yapıştırıcın var mı merak ediyordum. | Open Subtitles | كنت اتسائل ما إذا كان لديك صمغاً قابل لاستعماله على وجهي |
Çillerime bakarken birden yüzüm bana tuhaf görünmeye başladı. | Open Subtitles | وأنا أنظر لملامحي بدأت بالتفكير في أن وجهي كله غريب. |
Ve sonrasını anlatabilecek kadar yüzüm yok. | Open Subtitles | وأخجل من وصف ما يحدث بعدها |
Jerry, yüzüm benim geçim kaynağım. | Open Subtitles | جيري، أنت تعلم أن وجههي هو مصدر رزقي. |
Günün sonunda, ıstırabın bir hayal, ...ruhun kanatlanıp uçan bir kuş olduğu vakit, ...açık denizde, ...yüzüm gökyüzüne dönük olarak ölmek isterim. | Open Subtitles | اريد الموت بنهاية اليوم في وسط البحار ووجهي صوب السماء |
yüzüm morarmış. Bu iyiye işaret değil. | Open Subtitles | ـ لون وجهي مائل للزرقة ، إنها ليست علامة جيدة تحديداً |
Ben üzgün bir kızım, fakat yüzüm başka planlar yapıyor, enerjimi bu gülümsemeye odaklıyorum, acıya harcamamak için. | TED | إنني فتاة حزينة، لكن وجهي يظهر خططاً أخرى، أركّز الطاقة على هذه الابتسامة، كي لا يضيّعها الألم. |
Evet, İnsanlar beni televizyonda görünce, yüzüm yer mi değiştirecek yoksa sağda mı kalacak? | Open Subtitles | أجل، عندما يراني الناس على التلفاز هل سينقلب أتجاه وجهي أو يبقى على اليمين؟ |