"yüzüm" - Translation from Turkish to Arabic

    • وجه
        
    • وجهى
        
    • الوجه
        
    • بوجهي
        
    • ملامح وجهي
        
    • لوجهي
        
    • وجهي على
        
    • على وجهي
        
    • أن وجهي
        
    • وأخجل من
        
    • وجههي
        
    • ووجهي
        
    • لون وجهي
        
    • لكن وجهي
        
    • أتجاه وجهي
        
    Çünkü kanepe üzerimden geçtiğinden beri yüzüm asfalt gibi dümdüz oldu. Open Subtitles لأني وجه مدمر مثل طريق تالف بعد أن وقعت أريكة عليّ.
    Biliyor musun arkadaş, seninki gibi bir yüzüm olsaydı ona biraz kişilik kazandırmak için makyaj yapardım. Open Subtitles أتعلم , لو كان لي وجه كوجهك لحاولت تعويض النقص بشخصية إيجابية
    yüzüm pencereye daima dönük olduğundan beri, arkamda olanları görmek için büyük bir gayret sarfettim. Open Subtitles الاداء الغير عادى ومعناه ومنذ ان ابتعد وجهى دائما عن النافذة, كنت دائما ممتلئة بالرغبة لرؤية
    yüzüm dağılmış. Bağırsaklarım delinmiş. Kaburgalarım kırılmıştı. Open Subtitles لقد كان وجهى محمرا وشجاعتى انتهت وضلوعى تكسرت
    Ama daha tutarlı bir yüze erişmeye başlıyorsunuz yorumlamada model olarak benim yüzüm kullanıldığında. TED لكن بدأنا بالحصول على شيء يشبه الوجه المتماسك، وذلك باستخدام وجهي كدليل.
    Kesinlikle, beni diğerlerinden ayıran bir sesim ve bir yüzüm var, – Open Subtitles بالتأكيد ، لدي وجه وصوت للتمييز نفسي عن الاخرين
    Dur bakalım! Gerçek bir yüzüm var. Bunu yapabilir misin? Open Subtitles انتظر ، انا لدي وجه مكشوف هل يمكنك فعل هذا ؟
    Ama altı ay sonra beni erişmek istediğim yerlere getirecek bir yüzüm ve vücudum olacak. Open Subtitles و لكن بعد ستة شهور سيكون لدي وجه و جسم سيجعلاني أذهب الى أي مكان أريد
    Ama altı ay sonra beni erişmek istediğim yerlere getirecek bir yüzüm ve vücudum olacak. Open Subtitles و لكن بعد ستة شهور سيكون لدي وجه و جسم سيجعلاني أذهب الى أي مكان أريد
    Uzun bir süredir, ne zaman düşmanın yüzünü gözümde canlandırsam bu senin yüzün olurdu. yüzüm. Open Subtitles كل ما في الأمر ، أنه كلما تخيلت وجه العدو ، كان وجهك
    Siyah bir yüzüm var ve orada West'ten ne kadar nefret ettiğime... şahitlik etmeye can atan yüzlerce adama var Open Subtitles فأنا وجهى اسود وهناك مائه رجل هناك يموتوا كى يشهدوا كيف اننى كرهت ويست
    Her yumruğuyla, yere seriliyordum. Geri döndüğümde tüm yüzüm yara bere içerisindeydi. Open Subtitles كان عندما يلكمنى أطرح أرضا حتى أن وجهى مليء بالرضوض
    sesimi kaybettim, düştüm, yüzüm kırmızı oldu, çok hızlı konuştum ama hareket edemedim. Open Subtitles كنت لأبح صوتى, و أسقط, ويحمّر وجهى يتكلم بسرعة ولا يمثل
    yüzüm sana tanıdık geliyor öyle değil mi? Open Subtitles يبدو ان وجهى قد اصبح مالوفا لديك , اليس كذلك ؟
    Onu daha fazla sarsacağımı hissetseydim utancımdan yüzüm kızarırdı ve elimi tereddütsüz geri çekerdim. Open Subtitles لقمت بسحب يدي فورًا, وأنا محمرّ الوجه. هذا صحيح.
    Benim bir sürü yüzüm var ama sana en çok bu yakışır. Open Subtitles لديّ العديد والعديد. لكن هذا الوجه أفضل ما يلائمك.
    Yeni yüzüm benimle kaldı. Open Subtitles ‫خلال قراءة كتاب ‫ذلك الوجه الجديد، أبقيت عليه
    O benim yüzüm ve görüntümle geldi... ve annen kandırıldı. Open Subtitles لقد جاء إليها بوجهي و شكلي، و هي أنخدعت بذلك.
    Dinlerken yüzüm böyle oluyor. Open Subtitles هذه هي ملامح وجهي حين أستمع لأحد
    Son 60 yıldır, insan ırkı, benim resmimle elle beslendi yani yüzüm, yemek kutuları, ve tişörtlerde filan. Open Subtitles خلال الـ60 سنة الماضية، قام الجنس البشري برسم صوراً لوجهي على صناديق الغذاء و القمصان وكل ذلك الهراء
    Arkadan mı istiyorsun dizlerinin üstünde, yüzüm yastıkta? Open Subtitles هل تريد هذا من الخلف ؟ على ركبتيك و وجهي على الوسادة
    Sende yüzüm için kullanabileceğim sanayi tipi yapıştırıcın var mı merak ediyordum. Open Subtitles كنت اتسائل ما إذا كان لديك صمغاً قابل لاستعماله على وجهي
    Çillerime bakarken birden yüzüm bana tuhaf görünmeye başladı. Open Subtitles وأنا أنظر لملامحي بدأت بالتفكير في أن وجهي كله غريب.
    Ve sonrasını anlatabilecek kadar yüzüm yok. Open Subtitles وأخجل من وصف ما يحدث بعدها
    Jerry, yüzüm benim geçim kaynağım. Open Subtitles جيري، أنت تعلم أن وجههي هو مصدر رزقي.
    Günün sonunda, ıstırabın bir hayal, ...ruhun kanatlanıp uçan bir kuş olduğu vakit, ...açık denizde, ...yüzüm gökyüzüne dönük olarak ölmek isterim. Open Subtitles اريد الموت بنهاية اليوم في وسط البحار ووجهي صوب السماء
    yüzüm morarmış. Bu iyiye işaret değil. Open Subtitles ـ لون وجهي مائل للزرقة ، إنها ليست علامة جيدة تحديداً
    Ben üzgün bir kızım, fakat yüzüm başka planlar yapıyor, enerjimi bu gülümsemeye odaklıyorum, acıya harcamamak için. TED إنني فتاة حزينة، لكن وجهي يظهر خططاً أخرى، أركّز الطاقة على هذه الابتسامة، كي لا يضيّعها الألم.
    Evet, İnsanlar beni televizyonda görünce, yüzüm yer mi değiştirecek yoksa sağda mı kalacak? Open Subtitles أجل، عندما يراني الناس على التلفاز هل سينقلب أتجاه وجهي أو يبقى على اليمين؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more