Zamanla o çizgiler çoğalacak ve bir gün yüzün çökmeye başlayacak. | Open Subtitles | قريباً سيكون هناك المزيد و فى يوم ما سيتعفن هذا الوجه |
Normal şartlarda onu temizlememiz, yüzün yeniden yapılandırılmasını yavaş kılar. | Open Subtitles | و إزالته بطرقنا العاديه ستبطىء عملية اعادة بناء هيئة الوجه. |
Sanırım güzel bir yüzün olunca mizah duygun olması gerekmiyor. | Open Subtitles | أعتقد ان المرء لايحتاج الي روح دعابة مع وجه جميل |
Her yüzün üç boyutlu resmini alıp burada sakladığımız veri bankasıyla karşılaştırır. | Open Subtitles | يأخذ صور ثلاثية لكل وجه ويفحصهم ضد قاعدة البيانات في مكتب الحراسة |
Lafın bilgi içeriyor, Denise ama yüzün soru sorar gibi. | Open Subtitles | كلماتكِ تبدو كتصريح , دينيس ولكن ملامح وجهكِ تبدو كسؤال |
- Sevgilim, yüzün sonbahar. | Open Subtitles | عزيزي، وجهكَ مثل القمرِ الخريفيِ الشاحبِ. |
Hedefim, hepimizin içinde varolan insanlığı bir yüzün sadeliği üzerinden göstermek. | TED | هدفي هو أن أظهر الإنسانية في كل فرد منا من خلال بساطة الوجه. |
- Bu da öyle. Değişik açılardan bir yüzün resmi. Suratın arkasındaki bir karakter. | Open Subtitles | إنه الوجه من جميع الزوايا المختلفة فبالتالي يعبّر عن الشخصية التي تقبع وراء هذا الوجه |
Seni haklı gösterirdi etrafa biçimi bozulmuş bir yüzün önemi yok yalanları döktürürken. | Open Subtitles | ..سيُناسبكِ ذلك بثرثرتكِ عن كيف أن الوجه المشوّه ليس بالأمر الهام |
Ama 19 yıllık tecrübeme dayanarak şunu kesin olarak söyleyebilirim, bu yüzün yanı sıra yeteneği de varsa onu Tanrı bile engelleyemez. | Open Subtitles | ولكنني أملك 19 عاماً من الخبرة وهناك شيء أكيد إذا كانت هناك موهبة وراء هذا الوجه |
Hanımefendi, bebeğinizin göreceği ilk yüzün, benimki olmasını hiç istemedim. | Open Subtitles | سيدتي ، لم أرد ان أكون أول وجه يراه ابنك |
Zamanının insanları yüzler çizmişti, burada gördüğünüz gibi. Karşıdan ya da yüzün dörtte üçlük kısmı. | TED | معاصروه رسموا الوجوه، كلتي ترونها هنا وجه كامل أو ثلاثة أرباع |
Senin masum bir yüzün var. Git bak bakalım ne var. | Open Subtitles | لديك وجه برئ إذهب وإلق نظرة خاطفة بالخارج |
Çok güzel bir yüzün var. | Open Subtitles | أليس هذا غباء؟ لديك وجه لطيف فعلا، هل تعرف هذا؟ |
Ne kadar da gizemli bir yüzün var. Şu an hissettiğin nedir, merak ettim. | Open Subtitles | لقد رسمتِ وجهكِ المبهم اتسأل ماذا يكون مزاجكِ الآن ؟ |
Ve sonra senin yüzün kızarır. Bu harika. | Open Subtitles | ثم يتحول لون وجهكِ الى الأحمر الفاتح شىء رائع |
Senin yüzün kafamın tam içinde duruyor, senin... külotun da kocamın cebinden çıkıyor-- | Open Subtitles | , وجهكِ في كل مكان . . ملابسكِ الداخلية في جيب زوجي |
yüzün ölümü ifade etse bile, doğrulamak istedim. | Open Subtitles | .. وجهكَ أردتُ التأكد منه ، حتى إذا كان ذلك يعني الموت |
Başına ağrılar giriyor, yüzün tuhaf şekiller alıyor. | Open Subtitles | يحدث عندك هذا الصداع ثم تنتابك تلك الأشياء بوجهك |
Sanırım sakalım ve o iğrenç yüzün sayesinde bizi tanımıyorlar. Derek! | Open Subtitles | أظن بوجود لحيتي ووجهك المقزز .فحتماً أنهم لا يعرفون مَن نكون |
"En sevgili yüzün bile zamanla anılardan silinmesi ne tuhaf. | Open Subtitles | كم من الغريب أن يتلاشى أحبّ الوجوه خلال مرور الوقت. |
Çukura geldiğinizde içinden yüzün, üstünden değil. Çukur. | Open Subtitles | عندما تصلو لهذا المعبر اسبحوا من بينه , لا اعلاه |
O güzel yüzün gülsün artık. Bak salimen geldim. | Open Subtitles | يمكن لوجهك الجميل أن يبتسم الآن فقد عدت سالماً |
Şu haline bak, yüzün kıp kırmızı oldu. | Open Subtitles | انظري لنفسكِ , انتِ تحمرين خجلاً بشكلٍ كامل. |
Sevimli bir yüzün var, biraz uğraşsan daha iyi olabilir. | Open Subtitles | انتي لديكي وجها جميلا و لو حاولتي قليلا ستكونين رائعه |
Kardeşim, sen ve senin yüzün... | Open Subtitles | لديك وجهٌ يشبه وجهي |
Ya güzel bir yüzün ama kocaman bir kıçın olur ya da sıkı bir kıçın ama İskeletor gibi bir suratın olur. | Open Subtitles | في الواقع يمكنك ان تحظي بوجه جميل ومؤخرة رائعه او ان تحظي بمؤخرة صغيره ووجه هيكل عظمي |
O güzel yüzün egzoz dumanı olmasını istemem. | Open Subtitles | لا أريد أن انفث دخان العادم على وجهك الجميل |
Şimdi kuyruklarınızı çevirin ve Sidney'e yüzün. | Open Subtitles | الان حرك ذيلك هذا و اسبح مباشرة نحو سيدنى |