"yüzüp" - Translation from Turkish to Arabic

    • السباحة
        
    • سبحت
        
    • تسبح
        
    • اسبح
        
    • سابحين
        
    Neden etrafta yüzüp duran bir grup köpekbalığını izliyorum? Open Subtitles لماذا أنا أشاهد حفنة من أسماك القرش السباحة حولها؟
    Odama geri döneceğim, kanala atlayacağım ve diğer tarafa yüzüp kaçmaya çalışacağım. Open Subtitles سأعود إلى حجرتي وأقفز في القناة وأرى إذا ما كان يمكنني السباحة للجانب الآخر والهرب
    Bunu dört beş kez yaptıktan sonra mahzun bakışlarla yanımdan yüzüp gitti. TED وبعد 4 او 5 محاولات سبحت نحوي بهذه النظرة الغريبة على وجهها
    Bir insanın başının dertte olduğunu görünce yüzüp geldim. Open Subtitles أنا سبحت عندما رأيت هذا الرجل الزميل فى مشكلة
    Başka bir balığın ağzının içine yüzüp dişlerindeki bakteriyi yiyen balıklar gibisiniz. Open Subtitles انتم مثل سمكة تسبح لفم سمكة اخرى و تأكل الباكتيريا من اسنانها
    Bingo. Bir balık yüzüp geçene kadar havada olduğunuzu düşünebilirsiniz. TED ستظن أنك في الهواء عند النظر إلى هذه الصور حتى ترى الأسماك تسبح.
    Okyanusta yüzüp bitkilerimi yetiştiriyorum ve kendimi şanslı sayıyorum. Üzgünüm anne. Open Subtitles انا اسبح في المحيط, وانا ازرع نباتاتي, وأنا أشعر بأنني محظوظ آسف, امي
    Odama gidip, kanala atlayacağım kanalın öteki tarafına yüzüp, kaçmaya çalışacağım. Open Subtitles سأعود إلى حجرتي وأقفز في القناة وأرى إذا ما كان يمكنني السباحة للجانب الآخر والهرب
    Hangisinin yüzüp, hangisinin yüzemediğini bilmiyordum. Bunu gözümü karartıp yaptım. Open Subtitles لم أكن أعلم من يجيد السباحة و من لا يجيد, كنت مجازفاً للغاية بشأن ذلك
    Okyanusta yüzüp yine de kuru kalabilirim. Open Subtitles يُمكنني السباحة في المحيط والبقاء جافاً في نفس الوقت.
    Okyanusta yüzüp yine de kuru kalabilirim. - Yapma! Open Subtitles يُمكنني السباحة في المحيط والبقاء جافاً في نفس الوقت.
    Özel Hareket alttan yüzüp o şeyin ayağına bombayı kurabilir. Open Subtitles الفريق سوف يفكك القنبلة عن طريق السباحة تحت ذلك الشيء مباشرة
    Anneden çalınmış paket dolusu içkiye ve kimsenin senin yüzüp yüzmeyeceğini umursamayan bir partiye döndü. Open Subtitles اذهب الى حفله سباحه ومعك كيس من الخمره مسروق من أمك ولن يكترث احد ان سبحت أو لا
    ...nehrin aşağısına yüzüp bütün gece çalıların arasında saklandım. Open Subtitles سبحت تحت النهر اختبأت فى الأدغال طوال الليلة
    Okyanusta yelken açmış ilerliyorduk, yunuslar etrafımızda yüzüp duruyorlardı. Open Subtitles كنا في المحيط للإبحار ومجموعة من الدلافين سبحت في كل مكان حولنا
    Cennette yüzüp yıldızlara gülüyor, evren tozu soluyor. Open Subtitles ...لقد سبحت فى السماوات وضحكت بالنجوم , وأستنشقت غبار كوني
    Hızla yüzüp bir çember oluşturdular ve artık gelecek olan şeyi beklemek zorundalar. Open Subtitles إنها تسبح بسرعة متخذة شكل كرة و تتأهب لما هو قادم.
    Resmen birkaç metre yakınlarında yüzüp duruyor, kuyruğu sallamasıyla da sanırım hem biraz meraklılığını gösteriyor, hem de eğleniyor. Open Subtitles إنها تسبح فعلياً حولهم بأمتار قليلة، تضرب ذيلها، على ما أظن بداعي الفضول لا أكثر، وتقضي وقتاً ممتعاً.
    Sen de orada oturacaksın... metal klozetinde yüzüp yüzüp yüzdüğümü düşüneceksin bütün gün boyunca. Open Subtitles وانت ستكون جالس هناك على حمامك الحديدي تفكر بي اسبح , واسبح , واسبح

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more