"yüzde" - Translation from Turkish to Arabic

    • بالمئة
        
    • بالمائة
        
    • المئة
        
    • المائة
        
    • نسبة
        
    • ٪
        
    • بالمائه
        
    • النسبة
        
    • المائه
        
    • بنسبة
        
    • المئه
        
    • بالمئه
        
    • مئة
        
    • بنسبه
        
    • بمعدل
        
    Rezervasyondaki evlerin en az yüzde 60'ı siyah küfle kaplanmış durumda. TED 60 بالمئة على الأقل من بيوت المحمية يتفشى بها العفن الأسود.
    Ve bu çocukların beyin hacimlerinin yüzde 40'a kadar az olduğunu görebilirsiniz. TED وبإمكاننا أن نرى حجم الدماغ أصغر بنسبة 40 بالمئة بالمقارنة بين الطفلين.
    Enflasyonu yüzde 28 oranından yüzde 11 oranına kadar düşürdük. TED قمنا بخفض التضخم من 28 بالمائة إلى نحو 11 بالمائة.
    Eğitime çok daha az yatırım yapıyorduk, neredeyse yüzde 35' daha az. TED كان إنفاقنا جد ضعيف على التعليم، حوالي 35 بالمائة أقل على التعليم.
    Bir noktada, değerlendirme formuna insanlara kendilerini yüzde 1 gey ile yüzde 100 gey arasında konumlandırmalarını isteyen bir soru koydum TED في مرحلة ما اضفت سؤال الي استمارة السماح بالنشر انني سالت الناس لتقيّم نفسها من واحد الي مئة في المئة مثلي
    Bir çek yazıyorsunuz ve anında yüzde 30 değer kaybediyor. TED بمجرد ما تكتب الشيك فورا تزيد القيمة 30 فى المائة.
    Bizimki ise yüzde 79 ve daha fazlasına ulaşmayı umuyoruz. TED ومعدلنا الخاص هو 79 بالمئة ونحن نطمح بأن نكون الأعلى.
    Daha sonra DNA deliliyle temize çıkarılan kişilerin haksız hükümlerin yaklaşık yüzde 25'inde yalan itiraf veya ikrarlar bulunduğunu biliyoruz. TED ولكننا نعلم أن الاعترافات الكاذبة موجودة في ما يقرب من 25 بالمئة من الإدانات الخاطئة لأشخاص برأتهم أدلة الحمض النووي.
    Tacikistan'da, işçi dövizleri gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 42'si. TED في طجكستان تشكل الحوالات المالية 42 بالمئة من الناتج الإجمالي المحلي
    Bunların her yıl yüzde 10'u ile 20'sı arası kendini aday gösteren kişiler. TED من بينهم، ما بين عشر بالمئة، وعشرين بالمئة من المرشحين أناس رشحوا أنفسهم
    Şöyle yapacağız: Size Çarşamba günlerinizi, maaşınızın yüzde 10'u karşılığında geri satacağız. TED و سنفعلها هكذا، سنقوم ببيعك أيام الأربعاء مقابل 10 بالمئة من راتبك.
    Böylece ben, eğitimsel amaçlarını gerçekleştirmek için büyük finansal sıkıntılarla karşı karşıya kalan siyahi kadınların yüzde 60'ından birisi oldum. TED وهكذا، كنت جزء من 60 بالمئة من النساء ذات البشرة الملونة اللاتي يجدن أن الأمور المالية عائق رئيسي لأهدافهم التعليمية.
    Afrika içerisinde para gönderme maliyeti daha da fazla: yüzde 20'nin üzerinde. TED وأما تحويل المال داخل أفريقيا فتكلفته أعلى أيضًا أكثر من 20 بالمائة
    Geçen yıl yerel ürünlerimizin yaklaşık yüzde 18'i sağlık harcamalarına gitti ama kimsenin neyin ne kadar olduğu hakkında fikri yok. TED تكاليف الصحة ابتلعت حوالي 18 بالمائة من إجمالي الناتج المحلي السنة الماضية، لكن لا أحد لديه أي فكرة عن تكلفة الأشياء.
    Bir araştırmada, kadın kodlayıcılar benim gibi cinsiyetlerini gizlediklerinde kodlarının erkeklere oranla yüzde dört daha fazla kabul edildiği bulunmuş. TED ووجدت دراسة أخرى أنه عندما أخفت نساء مبرمجات جنسهن على منصة، مثلي، تم قبول برمجتهن أكثر من الرجال بأربعة بالمائة.
    Şunu buldum ki kadınlar polis memurlarının yüzde 13'ünden azını oluşturuyorlardı. TED وجدت أن النساء تشكلن أقل من 13 بالمائة من ضباط الشرطة.
    Nüfusumuzun yüzde biri, dünya üzerindeki tüm mal ve hizmetlerin yüzde kırkına sahip. TED واحد في المئة من لنا تملك 40 في المائة من جميع السلع والخدمات.
    O halde matematik flört pencerenizdeki ilk yüzde 37'ye ne yapmanız gerektiğini söylüyor. Ciddi bir evlenme potansiyeli olan herkesi geri çevirmelisiniz. TED إذن فالرياضيات يقول بأنه ما عليك فعله في ال37 في المئة الأولى من تاريخ مواعدتك، عليك فقط أن تقصي الجميع كزوج محتمل.
    Ancak bu, örneğin, Amerika Birleşik Devletleri'nde 1956'dan beri araştırılan insanların yaklaşık yüzde 30'unun hayatlarının çok mutlu olduklarını söylediklerini gösteriyor. TED ولكن هذا، مثلا، يبين أن نحو 30 في المئة من المستطلعين في الولايات المتحدة منذ 1956 يقولون إن حياتهم سعيدة جدًا
    Fakat finansal vergi düzenleyicilerin yüzde 17'sinin atık bir işi yok. TED لكن 17 في المائة من معدي الضريبة لم يعد لديهم وظائف.
    Bonoların yüzde 8'e geldiğinde batacağını ve şuan 4'de olduğumuzu mu söylüyorsun? Open Subtitles تقول أن نسبة السقوط ستصبح 8 بالمائة ونحن بالفعل في 4 بالمائة
    yaklaşık yüzde 20 oksijen, yüzde 80 nitrojen. Bu, akciğerlerimizdedir. TED لدينا في الرئتين حوالي 20 ٪ أوكسجين، ونحو 80٪ نيتروجين
    ...borsaya ulaştı sabahtan beri hisselerimiz yüzde 30'a kadar düştü. Open Subtitles الى سوق البورصه اسهمنا انخفضت بنسبة ثلاثين بالمائه منذ الصباح
    Zarlara tesekkür et. Yüzümün yüzde kaçini tras etmem gerektigini onlar söyledi. Open Subtitles فهما من أخبراني ما هي النسبة من شعر وجهي التي علي حلاقتها
    Bu durumda devlet okulları öğrencilerinin yaklaşık yüzde 86'sı Afrikalı Amerikalılardan oluşuyor. TED بهذا الطلاب في المدارس الحكومية هم ٨٦ في المائه من الأمريكان الأفارقة.
    Diğer taraftan ne getirilirse yüzde on daha az oluyor. Open Subtitles ما احصل عليه بالمقابل هو 10 في المئه او اقل
    Vay, bu yüzde 70 dehşet, yüzde 30 çok zekiceydi. Open Subtitles كان هذا 70 بالمئه جذاب و 30 بالمئه شديد الإدراك
    Bu da demek oluyor ki yüzde 19 ihtimalle doğruyu söylüyordu. Open Subtitles مما يعني أن هنالك إحتمال بنسبه 19 أنه كان يقول الحقيقة.
    Altı ay önce, yüzde 64 kapasiteyle nefes alıp verebiliyordun. Open Subtitles قبل 6 أشهر، كنتِ قادرة على التنفس بمعدل 64 نفس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more