"yaşamları" - Translation from Turkish to Arabic

    • حياتهم
        
    • الحيوات
        
    • عاشوا
        
    • لها حياة خاصة
        
    • وحياتهم
        
    • حياة خاصة بها
        
    Direnmeyenler arta kalan yitik yaşamları boyunca sefalet içinde yaşamayı öğreniyor. Open Subtitles هؤلاء الذين لا يقاومون يتعلمون العيش مع التعاسه لبقية حياتهم المكسورة
    Ancak burada daha şimdiye kadar görülmesi zor ve daha önceden film edilmemiş yaşamları var. TED ولكن هناك جانب في حياتهم قلّما نراه ولم يتم تصويره أبداً.
    Ördekler ve toplarla ilgili yaşamları boyunca oyuncak ördek ve toplara ekleyecekleri beklentiler edinirler. TED فيطورون توقعات حول البط والكرات فيتعرفون على خصائص البط المطاطية والكرات لبقية حياتهم.
    Tüm bu yaşamları bağlayan bir enerji, hava, dalga var. Open Subtitles هنالك طاقة, مصدر موجة تصل بين كل هذه الحيوات
    Aralarında 4,5 kilometre var, ama sosyal ve iş yaşamları kesişmiyor. Open Subtitles عاشوا على بعد ثلاثة أميال من بعضهما البعض لكن حياتهم الاجتماعية والعملية لا تتداخل
    Fakat yaşamları bambaşka iki yola ayrıldı. TED ولكن حياتهم انتهت بشكل مختلف، في مسارين مختلفين
    yaşamları sona erdiğinde ayrışacaklarını biliyorsunuz. TED تعرفون أنهم في نهاية حياتهم يصبحون لا شيء.
    Ama endişelenmekten hasta oluyordu. Oğlunun kaçırılmasından, çocuk asker yapılmasından endişe ediyordu. Kızlarının tecavüze uğramasından korkuyordu. yaşamları için endişeliydi. TED لكنها كانت دائمة القلق. كانت تخاف أن يُخطف إبنها و يأخذ كجندي صغير. كانت تخاف أن تغتصب بناتها. كانت تخاف على حياتهم.
    Bazıları tüm yaşamları boyunca bunu arıyorlar. Open Subtitles هناك من يسعون وراء ذلك طيلة حياتهم ولا يحققونه
    Bize güvenen ve yaşamları hakkında gerçekleri açıklayan insanlar... Open Subtitles أشخاص وثقوا بنا وأخبرونا الحقيقة عن حياتهم
    Onurlu bir biçimde ölebilmek için, başka birinin yardımına ihtiyaç duyuyorsanız, o zaman devlet insanların özgürlüğüne müdahale eder ve onlara, yaşadıkları hayatın kendilerine ait olmadığını, bu yüzden de yaşamları hakkındaki kararları kendilerinin veremeyeceğini söyler. Open Subtitles للموت بكرامة, عندها تتدخل الدولة بحرية الأفراد لتخبرهم أن حياتهم ليست ملكهم و لا يمكنهم أن يقرروا مصيرها
    yaşamları, güçlerini, ve son ama en az değil, onların döl. Open Subtitles و نحن سنأخذ كل شيء حياتهم و قواهم و آخراً و ليس أخيراً سنأخذ ذريتهم
    Olacak,olacakkazananhepsinialır , vehepimizalacak yaşamları,güçlerini, vesonamaenazdeğil , döl Open Subtitles ستكون أن الفائز يأخذ كل شيء و نحن سنأخذ كل شيء حياتهم ، قواهم و آخراً و ليس أخيراً سنأخذ ذريتهم
    Ev, aşk ve soysal yaşamları benim problemim değil. Open Subtitles حياتهم المنزلية وعلاقاتهم وحياتهم الإجتماعية ليست بـ مشكلتي
    Onlara nasıl da imreniyorum, köpek. Tüm yaşamları önlerinde onları bekliyor. Open Subtitles لديهم ، كلب يا أحسدهم كم أمامهم حياتهم كل
    Kazansalar da kaybetseler de, kısacık yaşamları neredeyse sona erdi ve ölüler su yüzeyini kaplamaya başladı bile. Open Subtitles خاسرة كانت أم رابحة حياتهم جميعا تقريبا إنتهت وأجسامها الميتة تبدأ الأن تتناثر على سطح الماء.
    Çoğu insan böyle bir nefreti yaşamları boyunca hissedemezler. Open Subtitles هذا النوع من الكره أكثر الناس لا يواجهونه طيلة حياتهم
    En narin yaşamları bile yok edebilecek bir ahlaksızlık abidesi. Open Subtitles والفساد الاخلاقي يمكنه تحطيم حتى اكثر الحيوات كياسة
    # Göreceğimiz bu yaşamları yönlendirmeye # Open Subtitles كيف سيرشد تلك الحيوات التي نراها
    # Göreceğimiz bu yaşamları yönlendirmeye # Open Subtitles كيف سيرشد تلك الحيوات التي نراها
    Hepsinin olağanüstü yaşamları var. Open Subtitles جميعهم عاشوا بشكل استثنائي
    Söylentilerin kendi yaşamları vardır, bir kartopu gibi büyürler. Open Subtitles الشائعات تقول بأن لها حياة خاصة ، تنمو مثل كرات الثلج
    Yine de fikirlerin kendine ait bir yaşamları var gibi durması ve yaratıcılarından uzun yaşaması harika bir şey. TED إلا أنه رائع أنّ الأفكار تبدو و كأنّ لها حياة خاصة بها وأنها تعيش كثيرا بعد فناء مخترعيها. ربما الحياة البيولوجية مجرد مرحلة عابرة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more